Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hollanda’da Hükümet Krizi: Wilders Kendi Yoluna Gidiyor

Hollanda siyaseti yine çalkantılı

Hollanda siyaseti yine çalkantılı bir dönemden geçiyor. Aşırı sağcı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders, göç politikalarında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle hükümetten çekildiğini açıkladı.

Bu adım, Başbakan Dick Schoof liderliğinde sadece 11 ay önce kurulan koalisyonun sonunu getirebilir.

Wilders, bu kararı koalisyon ortaklarıyla yaptığı kısa bir görüşmenin ardından açıkladı.

Gerekçesi ise oldukça net:

“Ben Hollanda’nın çöküşü için değil, en sert sığınma politikası için imza attım,” dedi ve partisinin bakanlarını kabineden çektiğini duyurdu.

Bu karar, yalnızca bir hükümetin sonunu değil, aynı zamanda Hollanda’da siyaset yapma tarzına dair ciddi bir sorunu da gözler önüne seriyor.

Wilders, göç konusunu adeta kırmızı çizgi haline getirmişti. Koalisyona katılırken en sert göç politikalarının uygulanması şartını koydu.

Ancak diğer ortaklar bu radikal talepler karşısında durdu.

Sonuç: Dağılan bir koalisyon ve büyüyen bir belirsizlik!

Başbakan Schoof, sabah saatlerinde liderleri sağduyuya çağırmış, Avrupa’nın savaş ve ekonomik kriz tehditleriyle karşı karşıya olduğunu hatırlatmıştı.

Ancak bu uyarılar Wilders’ın kararını değiştirmeye yetmedi.

Koalisyonun diğer ortakları, özellikle de popülist Çiftçi Vatandaş Hareketi (BBB), Wilders’a tepkili. Partinin lideri Caroline van der Plas durumu açıkça özetledi:

“O, Hollanda’yı değil, Geert Wilders’ı öne koyuyor.”

Wilders’ın geçtiğimiz hafta dayattığı 10 maddelik göç planı, orduyla sınır güvenliğinden, sığınmacıların tamamen geri çevrilmesine kadar oldukça radikal önlemler içeriyordu.

Bu planın kabul görmemesi üzerine restini çekti ve hükümetten ayrıldı.

Peki şimdi ne olacak?

Hükümet büyük olasılıkla düşecek ve erken seçim kapıda.

Ama asıl soru şu:

Hollanda, kutuplaşma ve popülizm sarmalından nasıl çıkacak?

Bence bu gelişme sadece siyasi bir kriz değil. Aynı zamanda, Avrupa’nın göç ve milliyetçilik konularında hangi yöne savrulacağının da önemli bir göstergesi.