Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

GAZİ ÖĞRETMEN ( 72 )

Halk Eğitim kurslarının yıl
Halk Eğitim kurslarının yıl sonu sergisi için Vilayet köyüne gidildiği zaman neredeyse %80 eğimli bir dağdan iniş aşağı inmek ve yokuş yukarı çıkmak gerekiyormuş…
Kursun açış konuşmasını yapan Gazi Öğretmen hastası olan insanların bu % 80 eğilimli yoldan dağın tepesine nasıl çıkarıldığını sorduğu zaman güngörmüş yaşlı bir ihtiyar buranın tamamen tecrit edilmiş bir köy olduğunu, hastalarını “sal” yapmak suretiyle dağın tepesine çıkarabilseler bile vasıta olmadığı için oradan şehre götürmenin imkansızlığını anlatmış…
Gazi Öğretmenin eşi Habibe Hanım Sayın Kaymakamın eşi Sevgi hanımla birlikte dönüş yoluna giderken başlarından geçen bir anıyı şöyle anlatmış:
“…Vilayet köyüne halk eğitim müdürlüğünün açtığı yıl sonu sergisine gitmek için bayanlar olarak biz de hazırlanmıştık…
Kaymakam beyin eşi Sevgi hanım başta olmak üzere ilçenin hatırı sayılır kişilerinin eşleri de yıl sonu sergisi için hazırlanmıştı…
Yakın akrabamız olan Gülseren Müftüoğlu da gidecek olanların arasındaydı… Gülseren ablanın ayağında topuklu bir ayakkabı vardı…
Vilayet köyünün yollarının çok kötü olduğunu hatta patika yol olduğunu, toprak yol olduğunu Milli Eğitim müdürü olan eşimden öğrenmiştim…
Kendisine gideceğimiz Vilayet köyünün yollarının topuklu ayakkabı giymeye uygun olmadığını söylemiştim… Pek dikkate almamıştı…
Gideceğimiz köyün adının Vilayet olduğunu bu nedenle yollarının da adına uygun olabileceğini söylemişti… O arada köye gitmek için hazırlanan bayanlar bir araya toplanmıştık…
Gülseren abla gelen bayanların içinde şapkalı 70 yaşlarında bir bayanı göstermiş ve onun nasıl gidebileceğini sormuştu… Jeep’lere binip yola koyulmuştuk…
Giderken Gülseren abla hala bayanı gösteriyordu ve onun nasıl gidebileceğini sorguluyordu…
Araçlarımız bizi belli bir noktaya kadar götürmüştü…Oradan ilerisine yaya olarak gidecektik…Yukardan aşağıya doğru iniyorduk…
Yaklaşık 1 saat kadar yaya yürüyüşle iniş aşağıya sergi açılan yere varmıştık…Köy denilen yer birkaç toprak damı olan küçücük toprak evlerden ibaret bir yerdi…
Bu arada yine Gülseren abla o yaşlı kadının yokuş yukarıya nasıl çıkabileceğini sorup duruyordu…Sergi açılışı yapılmış…Yemekler yenmiş…Öyleden sonra da dönüş hazırlıkları başlamıştı…
Birde baktım ki yaşlı kadın eline büyükçe bir asa almış ve yola koyulmuştu…Biz de toparlandık yokuş yukarı çıkmaya başladık…
Yaklaşık 100 metre kadar gittikten sonra baktım Gülseren abla en arkada kalmış, yürüyemiyor…
Meğer kalp hastasıymış…Üstelik ayakkabısı da uygun değil…En öndekilerle en arkadakiler arasında neredeyse 200 metre mesafe vardı…
Kaymakam bey ve eşi en önlerdeydi…
Gülseren abla “kurtarın beniiii…” diye bağırmaya başlamıştı…Eşim koşarak geri dönmüştü…Elinde yemek yediğimiz ve su olmadığı için yıkanmamış kaplar vardı…
Bu arada ben de yanlarına gelmiştim…Gülseren abla “Su yokmuuuu”diye bağırıyordu…
Eşim kapların arasından henüz yıkanmamış yağlı bir tencere almıştı…Az ilerde bir su birikintisi vardı…
Acele oradan su doldurup yağlı tenceredeki suyu başından aşağıya Gülseren Ablanın yüzüne dökmeye başlamıştı…Bir, iki derken Gülseren abla artık kendine gelmişti…Ancak üstü başı yağ içerisindeydi…
Biz orada uğraşırken eli asalı yetmiş yaşındaki yaşlı bayan yolu yarılamıştı bile…Biz buluşma yerine vardığımız zaman bizden önce gelenler çoktan piknik yapmışlardı bile…”
İşte Vilayet köyü ile ilgili olarak Gazi Öğretmenin sizlerle paylaşmak istediği eşinin anlattıkları…
Gazi Öğretmen İlçe kaymakamı sayın Ardahan Totuk’la birlikte her yıl bütün köyleri en az 2 defa dolaşıyormuş…Bu köy gezileri çok verimli geçiyormuş…Neredeyse köyleri kendilerine mekân etmişler…
Evlerine bazen gece yarılarında geldikleri oluyormuş…
…Ve uykularını alamadan sabah mesaisi başlıyormuş…
Bu çalışmaları yaptıkları 1990 yılında sayın Kaymakam Ardahan Totuk, o dönemde hiçbir daire amiri için uygun görmediği bir ödülle Gazi Öğretmeni ödüllendirmiş ve TAKDİRNAME vermiş…
Anamur Kaymakamlığı’ndan 22.08.1990 tarih ve Özel Kalem 01/344 tarihli Takdirnamede şöyleymiş:
TAKDİRNAME
Sayın: Gazi Mert – İlçe Milli Eğitim Müdürü – ANAMUR
İlçe ’de görevli bulunduğum bu süre içerisinde mesai dahi gözetmeden disiplinli çalışma alanınız , göreve ciddi ve içten bağlılığınız, idareye karşı olan saygı ve sevginiz eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde gösterdiğiniz üstün başarı ile, görevin en iyi şekilde ifası ve uhdenize tevdi olunan diğer vazifelerin, kanun ve nizamlar doğrultusunda sür’at, intizam ve titizlikle gerçekleşmesi için sarf etmiş olduğunuz olumlu mesai ve olağanüstü gayretinizden dolayı sizi 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 31’inci maddesinin (i) fıkrası ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 112’inci maddesi gereğince TAKDİRNAME ile Taltif eder, başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim.
Ardahan TOTUK – Anamur Kaymakamı
Bu çok değişik bir TAKDİRNAME imiş… Matbu olarak bastırılan takdirnamelerden çok farklıymış…
Gazi Öğretmen hem 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 31’inci maddesinin (i) fıkrasına göre…
Hem de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 122’inci maddesine göre TAKDİRNAME ile taltif edilmiş…
Bu iki kanunun aynı kare içine girmesini ancak Devlet memurluğu yapanlar anlayabilirmiş…Gazi Öğretmen bunun anlamını çok iyi kavramış…
İlçe Milli Eğitim Gençlik ve Spor müdürü olarak Gazi Öğretmen sadece okullarla ilgilenmekle kalmıyormuş…
Diğer kamu kurum ve kuruluşlarla olan ilgisi nedeniyle de Kaymakamla diğer daireler arasında adeta köprü vazifesi görüyormuş…Her dairenin kendine göre problemleri oluyormuş… Bazı daire amirleri çözüm üretmede Gazi Öğretmenin devreye girmesini isterlermiş…
Bu olumlu diyalogları sebebiyle bazı daire amirleri Gazi Öğretmene PLAKETLER, ONUR BELGELERİ, ŞÜKRAN PLAKETLERİ veriyorlarmış…
1990 yılı aynı zamanda Polis Teşkilatımızın 145’inci yıldönümü imiş…
İlçe içerisinde emniyeti sağlama görevini üstlenen polislerimizin, emniyet amirlerimizin, emniyet müdürlerimizin en büyük yardımcıları denilebilirmiş ki o dönemde İlçe Milli Eğitim müdürlüğü imiş…
İlçeye ilköğretim kesimi için öyle öğretmen atamaları geliyormuş ki bu atamalar aynen uygulandığı takdirde büyük olumsuzlukların yaşanması söz konusu olacakmış…
Bir hâkimin, bir savcının, bir emniyet müdürünün, bir polis memurunun eşini geliş gidiş yapamayacağı bir dağ köyüne öğretmen olarak veremezsiniz…Ama İl’den bu atama yapılıyormuş…
Gazi Öğretmen bütün bu yanlışlıkları düzeltiyormuş…Doğrusu da bu imiş… Bunu bilen emniyet teşkilatının İlçe Milli Eğitime bakışı daha bir değişik oluyormuş…
…Ve 1990 yılı Polis teşkilatının 145’inci yıldönümü anısına Gazi Öğretmene bir PLAKET verilmiş…
1990’lı yıllarda 47’inci sayın Yıldırım Akbulut hükümeti baştaydı ve sayın Turgut Özal destekli olan hükümetin 09.11.1989 – 23.06.1991 yılları arasındaki ülke genelinde yaptığı olumlu çalışmalar Anamur ilçesine de yansıyormuş…
Gazi Öğretmen moralli çalışıyormuş…
Bu moralli oluşunun sebebi 1980 ihtilalinin açtığı yaraları sarmaya çalışan ve 13.12.1983-09.11.1989 yılları arasında 45’inci,46’ıncı Türkiye Cumhuriyeti’nin başında olan 1 ve 2’inci sayın Turgut Özal hükümetinin devamı olarak sayın Yıldırım Akbulut’un başbakan ve sayın Turgut Özal’ın 8’inci Cumhurbaşkanı seçilerek cumhurbaşkanı oluşuymuş…
( devam edecek )