Emeklilik yıllarında Gazi Öğretmen diğer zirai meyveler yanında elma yetiştirmeye de merak sarmış…
Gazi Öğretmenin araştırmalarına göre:
‘’…Elma ılıman, özellikle soğuk ılıman iklim meyvesiymiş…
Türkiye’de Ege Bölgesinde 500 m, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin sıcak ve kurak yerlerindeki 80 m’den daha yukarı yerlerde yetişmekteymiş.
Elma Bahçesi kurulacak yerin toprak yapısı önemliymiş.
Toprak; bitki kökleri su içerisinde kalmayacak ve köklerin yayılmasını kolaylaştıracak şekilde drene edilmeliymiş… Sert ve suyu tutan toprak gelişmeye engel olur, ağacın büyümesini ve ömrünü olumsuz yönde etkilermiş…
En uygun toprak çakıllı-tınlı olmalıymış…
Toprak derinliğinin 2 m veya daha fazla olmalıymış…
Elma ağaçları, doğada 18 metreye kadar uzayabilirmiş…
Elma ağacı soğuk, ılıman iklim şartlarını severmiş… Sert rüzgarlar ve zorlu hava koşulları ağacın yetişmesinde olumsuz bir etkiye sahipmiş ve ağacın meyve vermesi güçleşirmiş.
Bu sebeple elma bahçesi kurulacak arazinin ilk önce iklim şartları göz önüne alınmalıymış…
Açık alanda yetişen ağaçlar özellikle meyve verme döneminde gün ışığına ihtiyaç duyarmış… Gün ışığı, meyvelerin renklenmesini ve lezzet kazanmasını sağlarmış… Yeterli güneş görmeyen meyvelerin kalitesi düşük olurmuş… Bunun için meyve verme döneminde tüm dallardaki meyvelerin mümkün olduğunca dengeli güneş ışığı alabilmesine olanak tanımak amacıyla ağacın düzgün budanmış olmasına dikkat edilmeliymiş…
Gübre ve sulama ile bitkilerin besin ihtiyaçlarını karşılamak da meyve kalitesini doğrudan etkilermiş… Özellikle çiçeklenme döneminden önce bitkinin yeterli besine ulaşmış olması meyvenin gelişimine de katkı sağlarmış…
Elma ağacı kışın yaprak döken bir bitkiymiş… Bu sebeple toprağı havalandırmak için kışın arazinin yapraklardan temizlenmesi gerekirmiş…’’
Fidan dikiminde dikkat edilecek durumlar şöyleymiş:
‘’ …Yeterli olgunluğa erişmiş fidanlar genellikle kış aylarında dikilir. Ocak ve şubat ayları elma fidanı dikimi için en çok tercih edilen zamandır.
Dikim esnasında fidanların dikileceği toprakta yaklaşık bir metrelik çukurlar açılır. Çukurun içine ilk önce fidanın sağlıklı yetişmesine ve çiçeklenmesine fayda sağlayacak gübre karışımları dökülür. Daha sonra fidan dikimi yapılır.
Dikim esnasında çukurlar açılırken iki çukur arası mesafe göz önünde alınmalıdır. Bu mesafe seçtiğiniz elma türüne göre hesaplanır.
Ağaçların geleceği maksimum boyut ağacın türüne bağlı olarak değişiklik göstereceğinden ekim mesafesi de aynı şekilde değişkenlik gösterir. Fidan dikimi bittikten hemen sonra sulama yapılmalıdır.
Dikimde dikkate alınacak hususlar kısaca;
Bahçenin uzun kenarından başlayarak fidan yeri hazırlanır,
Dikim yerlerine işaret kazıkları çakılır,
50 cm genişliğinde ve 50–60 cm derinliğinde çukurlar açılır,
Dikimde mutlaka dikim tahtası kullanılmalıdır (fidanların dik durması için),
Fidan aşı noktaları mutlaka toprak üzerinde kalmalıdır,
Dikim sırasında gübreleme yapılmamalıdır,
Dikimde hakim rüzgarlara dikkat edilmelidir,
Dikimden sonra can suyu mutlaka verilmelidir.
Dikilen fidanlar 7-8 yıl içinde meyve vermeye başlar ve bir elma ağacı yaklaşık 35 yıl boyunca meyve verebilir.
Ticari olarak meyvelerin toplanması için ağaç üzerinde tam olgunlaşması beklenmez. Tam olgunlaşan meyve, ince kabuklu ve dolayısıyla hassas olur. Bu sebeple elmalar tam olgunlaşmadan, sert zamanlarındayken hasat makinesi aracılığıyla toplanır.
… Kış ayları gübreleme için uygun zaman dilimi değildir. Bu aylarda bitki genellikle dinlenme döneminde olur. İlkbahar itibari ile ilk gübrelemeye başlanmalıdır.
Gübreleme için kullanılan azot, fosfor ve potasyum içerikleri bitkinin dallanma, çiçeklenme ve meyve verme dönemlerinde farklı oranlarda tercih edilir.
Gübreleme programları hazırlanırken mutlaka toprak ve yaprak analizleri yapılmalı, bu doğrultuda programlar hazırlanmalıdır.
Elma ağaçları gençken daha fazla suya ihtiyaç duyar.
Fidan ekiminden meyve verecek olgunluğa gelene kadar bol sulama ister.
Meyve vermeye başlayan ağaçlar ise çiçek ve meyvelerin olgunlaşma döneminde çok suya ihtiyaç duyar. Bu dönem genelde mayıs ve ekim ayları arasıdır.
Ekim ayından sonra hava sıcaklığının azalmasıyla yavaş yavaş dinlenmeye çekilen ağaçların su ihtiyacı da minimum seviyelere iner.
… Elma ağacının meyvesi pek çok türden canlıyı kendine çekecek lezzete sahiptir. Bu sebeple ticari olarak yetiştirilen elmalardaki en büyük sorun elmayı yiyen ve meyveye zarar veren kurt, çekirge, böcek ve tırtıl gibi canlılardır.
Bu canlılar hem meyveye hem de ağacın gövdesine zarar vererek ağacın ölümüne dahi yol açabilecek denli tehlikeli olabilir. Çünkü bu canlılar sadece meyve yemekle yetinmez yuvalarını da buraya yaparak ağaç üzerinde çoğalırlar. Bu da daha yıkıcı bir etkiye sebep olur.
Bunun yanı sıra çeşitli hastalıklar da elma ağacını tehdit eder.
Elma ağaçlarında hastalıklarla mücadelede uygun budama yöntemleri bazı hastalıkların yayılımı için etkili olur.
Ağaç ve meyve gelişimine göre yıl içinde birkaç kez ilaçlama yapılması gerekebilir. İlaçlamalar için ağacın çiçeklenme ve meyve verme döneminin hemen öncesi ve dinlenme dönemine geçtiği zaman tercih edilir.
İklim koşulları ve yağış miktarı da hastalık ve haşere riskinde etkilidir. Bundan dolayı zararlılarla mücadelede iklim şartları da önemli rol oynar.
Yoğun yağmurlardan sonra nemli toprakta hastalık ve haşere artışı olabileceği için ilkbahar sonu ilaçlama için sıklıkla tercih edilir.’’
Bütün bu bilgilerin ışığı altında Gazi Öğretmen Tersakan yaylasında yaklaşık 10 dönüm araziye 300’ün üzerinde elma bahçesi yapmıştır.
( devam edecek)