ABD’li muhafazakâr influencer Charlie Kirk’ün beklenmedik ölümü, ABD’nin çok ötesinde yankı uyandırarak Avrupa’da da siyasi bir krize dönüştü. Geçtiğimiz günlerde Utah’taki bir üniversitede konuşma yaparken uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Kirk için, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) yapılan bir dakikalık saygı duruşu talebi, radikal sağ milletvekilleri ile diğer gruplar arasında küçük çaplı bir çatışmaya neden oldu. Bana kalırsa bu olay, siyasetin ne kadar keskin bir şekilde kutuplaştığını ve bu kutuplaşmanın, coğrafi sınırları aşarak uluslararası platformlara yansıdığını gösteriyor.
Taziye Mesajları ve Siyasi Yorumlar
Kirk’ün öldürülmesi, ABD Başkanı Donald Trump’tan Avrupa’daki liderlere kadar birçok siyasi figürün taziye mesajı yayımlamasına neden oldu. İtalya’dan Başbakan Giorgia Meloni, olayı “şok edici” ve “demokrasi için derin bir yara” olarak nitelendirirken, Fransa Dışişleri Bakanlığı da “derin duygularını” ifade etti. AP Başkanı Roberta Metsola da “korkunç suikast karşısında şok olduğunu” söyledi.
Ancak bu trajik olay, bazı Avrupalı hayranları için sadece bir taziye vesilesi olmadı. Onlar, bu durumu siyasi şiddeti kınamak ve olayı “sol güçlerin saldırısı” olarak yorumlamak için bir fırsat olarak gördü. İngiliz Milletvekili Nigel Farage, X’te paylaştığı bir videoda, “ifade özgürlüğünün sınırları olduğunu” vurgulayarak bu cinayeti kınadı.
Fransa’da aşırı sağcı Kimlik-Özgürlükler (IDL) lideri Marion Marechal, Kirk’ün katil zanlısının hâlâ “kaçak” olduğunu belirtirken, daha da ileri giderek şunları söyledi:
Saygı Duruşu Krizi
Perşembe günü AP genel kurulunda yaşananlar ise, bu gerilimin somut bir örneği oldu. Radikal sağ İsveç Demokratları Partisi Milletvekili Charlie Weimers, Kirk için bir dakikalık saygı duruşu talep etti. Ancak oturumu yöneten Parlamento Başkan Yardımcısı Katarina Barley, bu talebin reddedildiğini söyledi. Parlamento yetkililerine göre, saygı duruşu için siyasi grupların genel kurul açılışında talepte bulunması gerekiyordu. Ancak AP Başkanı Metsola’nın bu talebi reddetmesi, Kirk için saygı duruşunda bulunan bazı katılımcıların tepkisine neden oldu.
Charlie Kirk’ün trajik ölümü, yalnızca bir kişinin hayatını kaybetmesi değil, aynı zamanda siyasi söylemlerin ve kutuplaşmanın ne kadar tehlikeli noktalara ulaşabileceğinin bir göstergesi. Onun ölümü üzerinden, Avrupalı siyasilerin kendi iç siyasi çekişmelerini sürdürmesi, bana kalırsa bu olayın asıl trajik boyutunu oluşturuyor.
AP gibi uluslararası bir platformda bile, bir kişinin anısına saygı duruşu gibi evrensel bir eylemin ideolojik bir tartışmaya dönüşmesi, siyasi nezaketin ve ortak değerlerin ne kadar yıprandığını gösteriyor. Bu olay, Batı dünyasında artan siyasi şiddet ve hoşgörüsüzlük ikliminin, artık sadece ulusal sınırlar içinde kalmadığını, küresel bir sorun haline geldiğini kanıtlıyor. Bu durum, demokrasiler için derin bir endişe kaynağıdır.
Sizce bu tür trajedilerin ideolojik kamplaşma aracı olarak kullanılması, siyaseti daha da tehlikeli bir hale getirir mi?

