Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Avrupa’dan Trump’a Mesaj: Ukrayna İçin Sağlam Güvenlik Garantileri Şart!

ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya lideri Vladimir Putin’in Alaska’da
ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya lideri Vladimir Putin’in Alaska’da gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Avrupa’dan dikkat çekici bir açıklama geldi. Avrupa Komisyonu tarafından yapılan duyuruda, Avrupalı liderlerin “Avrupa’nın desteğiyle üçlü bir zirve için ABD Başkanı Trump ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy ile birlikte çalışmaya hazır oldukları” belirtildi.
Bu, bana kalırsa, Avrupa’nın Ukrayna konusunda inisiyatif alma ve çözüm sürecine aktif katılım gösterme arzusunun net bir işareti.
Ancak bu işbirliği çağrısı, Ukrayna’ya “demir gibi sağlam güvenlik garantileri” verilmesi şartına bağlanıyor.

Ortak Çağrı: Egemenlik ve Sürekli Barış

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Polonya Başbakanı Donald Tusk ve AB Konseyi Başkanı Antonio Costa tarafından imzalanan ortak açıklamada kritik mesajlar yer aldı. En önemlilerinden biri: “Kendi toprakları üzerinde karar vermek Ukrayna’ya kalacaktır. Uluslararası sınırlar, güç kullanılarak değiştirilmemelidir.” Bu ifade, Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verilen önemi vurguluyor.

Avrupalı liderler, Trump’ın Ukrayna’daki ölümleri durdurma ve Rusya’nın saldırganlık savaşını sona erdirme çabalarını memnuniyetle karşıladıklarını belirtirken, Ukrayna’nın silahlı kuvvetlerine “sınırlama getirilmeksizin” destek verileceğinin altını çizdiler. Ayrıca, “Rusya, Ukrayna’nın AB ve NATO yolunda veto hakkına sahip olamaz” denilerek, Ukrayna’nın Batı’yla entegrasyon sürecine Rusya’nın müdahale edemeyeceği net bir şekilde ifade edildi. Açıklamada, “Ukrayna’da ölümler devam ettiği sürece” Rusya’ya yaptırım uygulanmaya devam edileceği taahhüdü de yinelendi. Bu, Avrupa’nın yaptırım kartını elinde tutmaya devam edeceğini gösteriyor.

Zelenskiy’den “Gerçek Barış” Vurgusu

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy de Avrupa’nın açıklamasını X’teki paylaşımında yineleyerek “gerçek barış” çağrısında bulundu. “Rus işgalleri arasında sadece başka bir duraklama değil” ifadesi, Ukrayna’nın kalıcı bir çözüm istediğini ve geçici ateşkeslerin yeterli olmayacağını açıkça ortaya koyuyor. Zelenskiy, Trump’a “üçlü toplantı yapılmazsa ya da Rusya savaşı dürüst bir şekilde sona erdirmekten kaçınırsa yaptırımların güçlendirilmesi gerektiğini” söylediğini de ekledi. Bu da, Ukrayna’nın diplomatik süreci desteklerken, baskı araçlarından vazgeçmediğini gösteriyor.

Trump’ın zirvede hazır bulunmayan Avrupalı liderlerin de sürece dahil edilmesinin önemini yinelemesi, ABD’nin bu konuda Avrupa ile işbirliğine açık olduğunu gösteriyor.

Rusya’ya Karşı Sert Avrupa Sesleri

Ancak tüm Avrupalı liderler, Trump ile Putin zirvesinin sonucuna bu kadar ılımlı yaklaşmadı. Norveç Dışişleri Bakanı Espend Barth Eide, Putin’in konuşmasının “Rusya’nın Ukrayna’yı yasa dışı işgalinin gerekçesi” olduğunu belirtti. Çekya Başbakanı Petr Fiala ise daha da sert çıkarak, “Putin sadece mümkün olan en büyük toprak kazanımlarıyla ve Sovyet imparatorluğunun restorasyonuyla ilgileniyor” dedi.

AB dış politika şefi Kaja Kallas’ın yorumları da oldukça çarpıcıydı: “Acı gerçek şu ki Rusya’nın bu savaşı yakın zamanda sona erdirmeye niyeti yok.” Kallas, heyetler bir araya gelirken bile Moskova güçlerinin Ukrayna’ya yeni saldırılar düzenlediğine dikkat çekti ve “Putin müzakereleri sürüncemede bırakmaya devam ediyor ve bundan kurtulacağını umuyor. Cinayetleri sona erdirmek için herhangi bir taahhütte bulunmadan Anchorage’dan ayrıldı” ifadelerini kullandı. Bana kalırsa bu sözler, Putin’in müzakerelere yaklaşımına karşı Batı’da hala büyük bir güvensizlik olduğunu gösteriyor.

Trump ile Putin arasındaki görüşmenin ardından gelen bu Avrupalı tepkiler, Ukrayna konusunda Avrupa’nın birleşik ama aynı zamanda farklı tonlarda bir duruş sergilediğini gösteriyor. Bir yandan diplomatik çözüme açık kapı bırakılırken, diğer yandan da Rusya’nın gerçek niyetlerine dair derin şüpheler dile getiriliyor.

Ukrayna için “sağlam güvenlik garantileri” vurgusu, Avrupa’nın bu savaştan çıkaracağı dersin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Rusya’nın gelecekteki olası saldırganlıklarına karşı Ukrayna’nın korunması, Avrupa’nın kendi güvenliği açısından da hayati. Bu üçlü zirve teklifi ve devamındaki gelişmeler, Ukrayna’daki savaşın diplomatik arenadaki yeni aşamasını belirleyecek gibi duruyor. Ancak Putin’in tutumu ve Kallas’ın da belirttiği gibi sahada devam eden çatışmalar, bu sürecin kolay olmayacağını gösteriyor.

Sizce bu diplomatik çabalar, Ukrayna’da gerçekten kalıcı bir barış sağlayabilir mi?