Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ŞAFAK GENÇ: Hangisi daha çok yaralar Duygusal Aldatma mı? Cinsel Aldatma mı ?

Bu haberin fotoğrafı yok
“Ben tipsizim o yüzden aldatılamam”dedi, Otobüsteki Genç Adam.
Daha sonra da ilk durakda indi. Çünkü aldatılabilmek için önce bir kadının “Evet”demesi gerekiyor.
Öyle bir şey olmayacağı için aldatılmak benim için bir lükstür.
Çirkin erkekler için aldatılmak lükstür.
Öncelikle kadın ve erkeğin ilişkiye bakış açıları arasındaki farkla başlamak istiyorum!
İlişki ikili görevini duygusal ya da cinsel olarak yapamıyorsa, doyumun başka bir yerde aranması sadakatsizliktir. İlişkideki tatminsizliği hiç ortaya getirmeden maske takılarak ilişkide bir sorun yokmuş gibi davranılması ise aldatmaktır.
Peki, çiftler için duygusal aldatma mı, yoksa cinsel aldatma mı daha yaralayıcı?
Erkekler cinsel aldatmayı duygusal aldatmaya göre kat kat daha fazla önemser.
Bu anlayışın iki temel sebebi vardır:
–   Birincisi, erkekler yetiştirilme tarzı itibariyle duygusal farkındalık sahibi olacak şekilde yetiştirilmezler. Her zaman duygularını bastırmaları ve yapılması gerekeni yapmaları söylenir. “Erkekler ağlamaz! Erkek adam duygularını belli etmez!” gibi kalıplarla büyütülen ‘erkek adamın’ duygusal farkındalık sahibi olmasını beklemek ham bir hayaldir.
Bu sebeple erkeğin beklentileri içinde duygular zaten yoktur. Kendisi için tamamen yabancı bir alan olan ‘duygusal şeyler’ erkek tarafından pek önemsenmez. Duygu konusu kadınlar tarafından yaşanan bir şımarıklıktır pek çok erkek için.
– İkinci olarak, erkekler ilişkinin koruyan kollayan tarafı olduklarından sadakatsizliğe mülkiyet ilişkisi çerçevesinde bakarlar. Yabani bir hayvanın kendi avlandığı araziyi idrarıyla işaretlemesi gibi, kadın kendi arazisi, mülkiyetidir. Bu mülkiyete girmeye teşebbüs eden yabancı avcı, şiddet kullanarak durdurulur. Ama “arazi” gözüyle baktığı kadın başkasına âşık olmuş, artık kendisini sevmiyormuş çok fazla umursamaz. Kadının kendisini sevmesini elbette ister ama başka avcılar kendi “arazisine girmediği” sürece çok önem arz etmez. Aynı sebepten çoğunlukla erkek, lezbiyen bir ilişki yaşayan eşine de kıskançlık yapmaz aldatılmış saymaz kendini.
Kadınların ise Duygusal Aldatılmayı Cinsel aldatmadan daha çok önemsediği bilinen bir gerçekliktir.Bir kadın atasözü der ki “erkektir Yapar”
Aldatılmış insan, kendin de bir eksiklik arayıp kendini sorgulamaya başlar.
Empati kurmalı.
Bir de şu var ki eğer sen aldatırsan mutlaka bir amacın vardır. Karşı tarafta bulamadığın duygusal bağı ya da cinsel isteğini seni tamamlayabilen birisiyle gidermek istersin. İnsanoğlu’da mükemmelliyetçi bir yapıya sahip olduğu için her ne kadar ben aşığım dese dahi, daha iyisini bulduğu takdirde yine başka birisine gereksinim duyabilir. Bir nevi hayatın bize oynadığı bir kısır döngü olarakta bakabliriz bu duruma.
Sonuç İtibari İle Duygusal aldatma sadece aşkta geçerli değildir ve etkisi daha büyüktür. Aile, dost, sevgili, kardeş hepsini kapsıyor. O yüzden duygusal daha darbeleyici, cinsel aldatma bir süre sonra atlatılır belki ama duygusal aldatılma kolay atlatılmaz.
Sevgiyle, muhabbetle, sağlıcakla kalın…