Türkiye’nin 60 yıllık nükleer güç santrali hayalinde bugün önemli bir adım atılıyor. Mersin’in Gülnar ilçesi Akkuyu bölgesinde yapımı planlanan Akkuyu Nükler Güç Santrali’nin temeli, iki ülke liderinin katılacağı törenle atılacak. 2010 yılında Rusya ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma çerçevesince start alan Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi’nin yaklaşık 20 milyar dolara mal olması bekleniyor. Her biri bin 200 megavat gücünde 4 reaktörden oluşan santralin üretime başlamasıyla Türkiye’nin enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu karşılaması hedefleniyor. Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından temeli atılacak santralin ilk ünitesinin 29 Ekim 2023 yılında devreye girmesi bekleniyor.
Açılış öncesi Akkuyu’daki tören alanında konuşan Rusatom Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Müdürü Anastasia Zoteeva, 2012 yılında Türkiye tarihinde ilk nükleer santralinin yapımı için çalışmaların başladığını hatırlattı. 2012 yılından beri Rusatom’un Türkiye’nin yetkili makamlarıyla, kurumlarıyla birlikte milli nükleer enerji sistemini geliştirmeye başladığını vurgulayan Zoteeva, “Bu dönem içinde çok büyük yol kat ettik. Türkiye’nin nükleer yol haritası birlikte çizildi. Çok sayıda yeni kanunlar ve kararlar yapıldı. Hazırlık çalışmaları başlatıldı. İlk Türk öğrencileri Rusya’daki üniversitelere girdiler, 5 yıllık eğitimlerini tamamladılar ve bu sene mezun oldular. İlk öğrencilerimiz artık yüksek fizik uzmanları ve nükleer uzmanları olarak eğitimlerini aldılar ve sahada çalışmak için hazır bulunuyorlar. İlk Türk taşeron firmada proje ürettiler ve çalışmaya başladılar. Biz Rusatom olarak Türkiye’nin sürekli, istikrarlı çok güçlü bir enerjiye ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz ve Türk devletinin nükleer enerji sektörünü geliştirmesi noktasında destekliyoruz. Dünya enerji piyasasındaki dengeler artık hızlı bir şekilde değişiyor. Nükleer enerjinin bütün dünya enerji tüketiminde oranı gittikçe artıyor. Dünya enerji kullanmasıyla birlikte ısınma sorunlarına karşı ortak tedbir almaya karar verdi. İstikrarlı nükleer enerji elde edebilmek için yerel bir enerji üretiminin olması gerekiyor ve Türkiye hızlı şekilde gelişen bir ülke olarak muhakkak istikrarlı ve güçlü bir enerji kaynağı olması lazım” diye konuştu.
Rusatom ve Türkiye’nin yetkili makamlarının bundan sonrada birlikte çalışmalar yürüteceğinin altını çizen Zoteeva, “Bildiğiniz gibi Rusya’da ilk nükleer santral 1924 yılında inşa edilmişti. Rusatom sadece teknoloji satmakla veya vermekle sınırlı kalmıyor. Sadece ülkemizde başarılı bir şekilde çalışan teknolojileri burada uygulamak istiyoruz. Türk yetkili makamlarıyla birlikte gerçekleştirdiğimiz bu projenin aynısı Rusya’da da var. Bu projenin kardeşi 2014 yılında ülkemizde işletmeye açıldı. Şubat 2018’de de yine bu projenin bir diğer kardeşi Rusya topraklarında çalışmaya başladı. Bu santral Fukuşima sonrasında bütün güvenlik önlemlerine uyan bir santral. Rusatom sadece nükleer santraller üzerinde sınırlı kalmıyor. Nükleer teknolojinin gelişmesi, insanların da standartları çok hızlı bir şekilde geliştiriliyor. Radyasyon ışınlama küçük tozlarda ürünlerin, gıdaların ömrünü uzatıyor. Aynı zamanda tohumlarında ömürlerini uzatıyor ve tohumlara zarar vermiyor. Işınlanma yöntemleri tarım içinde fayda getirecektir. Nükleer arıtma, su arıtma konusunda da çok güzel sonuçlar alıyoruz. Nükleer santralin kurulması ilk adımdır. Bir ülke nükleer enerjiye sahip olduktan sonra her alanda sanayide, jeolojide, enerjide, tıpta çok hızlı bir şekilde gelişecektir. Uzmanlarımızın hesaplarına göre santralimiz 100 yıllık bir dönem için hesap edersek 180 milyar dolarlık bir kar getirecek o ülkeye. Mersin Akkuyu’da bu santralin yapılması hem taşeron hem de inşaat firmaları ve diğer firmalar için gelişim sağlayacaktır. Biz burada Türk firmalarıyla, malzemeleriyle burayı yapmak istiyoruz. Türkiye’de yetkili makamlarında desteğine çok ihtiyacımız var. Çünkü sizlerle birlikte nükleer santralin faydalarını, bu bölgeye getirecek gelişmeleri anlatmakla bu enerji sistemini geliştirebiliriz. Türkiye nüfusu için çok büyük gelişim olduğunu herkese anlatmalıyız” şeklinde konuştu.
“Elektrik ihtiyacımızın yüzde 10’unu karşılayacak”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez ise bugün çok heyecanlı olduğunu belirterek, “Bugün böyle bir büyük projenin temelini atıyoruz. Heyecanlıyım çünkü dünyanın en güçlü ülkelerinden 2 ülkenin güzel bir işbirliğine şahitlik yapacağım. Heyecanlıyım çünkü 35 tane yeni mezunumuz var. 1957 yılında aslında biz ilk adımı atmıştık. 2010 yılına kadar birçok denemeler yapılmış olmasına rağmen maalesef başarılı olamamış bir süreç vardı. 2010 yılında Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında yapılan anlaşmayla her biri bin 200 megavat 4 adet güç ünitesinden oluşan ve askeri 60 yıl işletme ömrüne sahip ilk nükleer santralimiz nihayet 61 yıl sonra gerçeğe dönüşmeye başlıyor. Bu tip büyük tesislerde inşaat süresi kadar inşaat öncesi hazırlıklarda zaman alıyor. Fakat biz yinede şanslıyız ve çok kısa süre içinde buraya ait her türlü izinler tamamlanmış oldu. Geçtiğimiz Cuma günüde ilk ünite için inşaat lisansını verildi. Sahayı gezdik. Hakikaten çok ciddi ilerlemeler var. Bu iş planlandığı gibi belkide planlandığından önce neticelenir. İnşallah 2023 yılında burada hep birlikte bu tesisin açılışına da tanıklık ederiz. Şu anda sahada 800 işçi çalışıyor. Bunların yüzde 90’ı Türk vatandaşı. Yine 100 iş makinesi halihazırda çalışıyor. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali ile birlikte elektrik üretiminde yeni bir kaynağımız elimizde olmuş olacak. Akkuyu Nükleer Santralinin devreye girmesiyle birlikte enerji kaynak çeşitliliğimiz çoğalacaktır. Biz nükleer enerjiyi su, rüzgar ve kömür gibi yerli kaynakların ithal kaynakların alternatifi olarak değerlendiriyoruz. Bu santral 4 ünitesiyle devreye girdiğinde yılda yaklaşık 35 milyar kilovat saatlik bir elektrik enerjisi üretecek. Bu da bugün itibarıyla İstanbul ilimizin tükettiği elektrik enerjisinin yüzde 80’ine denk geliyor. Yine bugünü baz alırsak ihtiyaç duyduğumuz elektrik enerjinin yüzde 10’unu karşılaşacaktır” ifadelerini kulandı.
“Bütün güvenlik tedbirleri en üst düzeyde alınıyor”
Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Yuriy Galanchuk de Türk halkının tarihinde yeni bir sayfa açıldığını, ilk milli nükleer enerji için temelin atıldığını söyledi. Türkiye’nin bundan sonra nükleer enerji kullanan ülkeler içine gireceğini kaydeden Galanchuk, “Bu santral 2010 yılında imzalanan anlaşma çerçevesinde yapılıyor. Bu projede son derece özel ve son derece modern güvenlik tedbirleri alınıyor. Dünyada ilk olarak ve daha önce eşi benzeri olmayan bin 200 gücü olan 3 nesil reaktör kullanılacak. Benzer reaktörlerden yapılan nükleer enerji santralleri Rusya’da kaç yıldır işletiliyor. Bu santraller tüm dış etkenlere karşı korunarak yapılıyor. Her türlü koruma seviyeleri en üst düzeyde bulunacak. Güç kapasitesi 4 bin 800 megavat saat olacak. İşletme süresi en az 60 yıl olarak hesap edilmiştir. Daha sonra birkaç defa çalışma ömrü uzatılabilir. İnşaatı ile birlikte santral en az 100 yıl burada kalacak. Türkiye çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Tabi ki Türkiye’nin sürekli artan bir enerji ihtiyacı var. Türkiye’nin milli nükleer santrali olması, dışa bağımlılığını azaltmış olacak. Türkiye enerji ülkeyi daha temiz havaya daha temiz doğaya ve daha temiz yaşam standartlarına ulaştıracaktır. Santralin yapılması neredeyse 20 milyar dolar olarak hesap edilmiş. Bu muazzam yatırımlar sadece Mersin için değil bütün Türkiye’yi de kalkındıracak ve geliştirecektir” şeklinde konuştu.
İHA
YORUMLAR