EMRAH BİRGÜL
TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreterliği tarafından yapılan ortak açıklamada:
“İmar Affı, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı, 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31.10.2018 tarihine kadar başvurulması ve 31.12.2018 tarihine kadar öngörülen kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebileceği, başvuruya konu yapının ve arsanın mülkiyet durumunun, yapı sınıf ve grubunun ve diğer hususların Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine, yapı sahibinin beyanına göre kaydedileceği belirtilmiştir.
Neredeyse “Yapı Ruhsat Belgesi”ne karşılık gelen “Yapı Kayıt Belgesi”nin verilmesine ilişkin detayları içeren söz konusu düzenleme ile; İstanbul Tarihi Yarımada`nın bir bölümü, Boğaziçi Kanunu ile tanımlanan Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesi`nin bir bölümü ve Çanakkale Gelibolu Tarihi Alanı dışında kalan ancak ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelerle korunması gereken alanlardaki ve imar mevzuatına, planlama ilke ve esaslarına uygun gelişmesi gereken tüm diğer alanlardaki kaçak yapılaşma yasallaştırılmaktadır.” denildi.
Ülkemizin korunması gerekli tarihi, kültürel ve doğal değerleri olan ve herkesin eşit kullanımına açık olan alanların vurgulandığı açıklamada TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreterliği şunları kaydetti: “2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki, “Arkeolojik alanlar, doğal sit alanları, tarihi sit alanları ve kentsel sit alanları”,
•
3621 sayılı Kıyı Kanunu ile koruma altına alınmış deniz, tabii ve suni göl ve akarsu kıyıları ile bu yerlerin etkisinde olan ve devamı niteliğinde bulunan, “Kıyı alanları”,
•
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile koruma altına alınan “Tarım arazileri”,
•
3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun ile koruma altına alınan “Zeytinlikleri”,
ve burada adı geçmeyen diğer korunması gerekli alanlarda Anayasa ve bağlı yasal düzenlemelere aykırı, kaçak uygulamalara karşı yaptırım ve düzeltim talep edilmesi, kamu yararı gözetilmesi gerekirken; bireysel çıkarlara yönelik bir tür af getirilmekte, yasadışılık ödüllendirilmekte, kaçak yapılaşma geleceğe dönük olarak özendirilmektedir.
Bahse konu usul ve esaslarda belirtilen “yapı kayıt belgesi verilen kısımların eksik inşaat işlemleri tamamlanabilir” ifadesi, “yapı kayıt belgesi verilen yapılarda ruhsat aranmaksızın yapılabilecek basit onarım ve tadilatlar yapılabilir” ifadesi, ve “yapı kayıt belgesi verilen yapılarda işyeri açma ve çalışma ruhsatı yapı kullanma izin ve belgesi aranmaksızın verilir” ifadesi kaçak yapı malikinin gelecekte de yapacağı kaçak tadilat ve eklentileri garanti ederek hukuksuzluğu geleceğe taşımaktadır.
Söz konusu usul ve esaslarda belirtilen en önemli husus olan “yapının depreme dayanıklılığı ve yapının fen ve sanat norm ve standartlarına aykırılığı hususu yapı malikinin sorumluluğundadır” ifadesi, devletin vatandaşın can ve mal güvenliğini temin etmesi sorumluluğunu, Anayasaya aykırı olarak vatandaşa aktarmakta; ülkenin dört bir yanında güvenli yapı hedefiyle gerçekleştirilmeye çalışılan kentsel dönüşüm çaba ve hedeflerini de boşa çıkarmaktadır. Dolayısıyla imar affı vatandaşının can güvenliğini seçim yatırımına feda eden olumsuz içeriğiyle de yanlış bir adımdır.
Aftan yararlanacak yapı türleri incelendiğinde; tarım alanlarındaki yapılaşmalar, sanayi yapıları ve 7 kata kadar entegre sanayi yapıları, 8 kat ve üstü yüksek katlı yapılar, lüks binalar, villalar, alışveriş kompleksleri, hastaneler, vb. ile af kapsamının çok geniş olduğu görülmektedir. Çevresel etkilerine ve kentleşme açısından getireceği sorunlara bakılmaksızın doğal alanlarımızda yapılan kaçak sanayi yapıları ile kentlerin silüetlerini olumsuz etkileyen ve kentlere maliyeti toplum tarafından karşılanan, büyük altyapı sorunlarına yol açan, donatı standartlarını düşüren yüksek katlı yapılaşmalar da bu yasadan yararlanmaktadır. Bunlara ek olarak kaçak AVM, hastane, sanayi gibi ticari işletmeler de af kapsamına alınmakta; kıt kanaat, çoğunlukla uzun yıllar borçlanarak konut edinmeye çalışan yasalara uyarak yaşamaya çabalayan vatandaşların kentsel yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik düzenlemeler yapılması gerekirken, bireysel ticari çıkar edinimine yönelik yasadışı uygulamalar gözetilmektedir.”
Uygulamayı özetleyen TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu sekreterliği:
“•
Orman, mera, kıyı, kent toprakları gibi bütün kamusal alanların işgalinin ve talanının önü açılmıştır.
•
Kaçak yapılaşma ile doğal değerlerin tahribatı, hukuksuzluk özendirilmiş; çarpık ve düzensiz kentleşme kalıcılaştırılmıştır.
•
Üzerine kaçak yapı yapılan hazine ya da belediye taşınmazlarının dahi ilgililere satışı öngörülerek, kamu taşınmazlarının işgalinin ve yağmalanmasının, çarpık yapılaşmanın, düzensiz, plansız kentleşmenin hukuksal alt yapısı hazırlanmıştır.
•
%66`ı birinci ve ikinci derece deprem kuşağında olan ülkemizde, depreme dayanıklı bilime, tekniğe ve mühendisliğe uygun yapıların oluşmasına yerine, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit edecek yapıların meşru kılınmasının önü açılmıştır.
•
Yasalara ve kurallara uygun yaşayan bireyler için yasalara uymayanlar lehine yapılan düzenlemelerle oluşturulan eşitsizlik olgusuyla devlete, hukuka ve adalete olan güvenin sarsılmasına yol açılmıştır.
Bir imar affı daha sonra yapılacak olan afların birer nedeni olarak karşımıza çıkmıştır. Bugün bir kez daha inşaat yapım ruhsatının en temel eki olan projelere uymayıp kaçak ve yasa dışı inşaat yapanlar ödüllendiriliyor! Birkaç kat kaçak yapı yapabilirsin! İnşaatlarını enine ve boyuna büyütebilirsin! Hatta inşaat yapmak için arazi ve arsanın senin olmasına da gerek yok! Her hangi bir kamu arazisini işgal ederek inşaat yapabilirsin! Nasıl olsa “AF” gelecek anlayışı var. Bu anlayış, kaçak ve mühendislik hizmeti almadan inşaat yapmanın önünü sürekli olarak açık tutuyor.
Bu uygulamanın hayata geçirilmesiyle ülkemizin geleceği, belki bir 50 yılı daha sosyolojik, toplumsal, ekonomik ve mekansal birçok soruna gebe bırakılmaktadır. İmar affının mimar, mühendis, şehir plancıları ve tüm yurttaşlarımıza ileriki dönemlerde önlenmesi güç problemler yaratacağını vurgular uygulamanın geri çekilmesi ve seçim malzemesi olarak uygulanmamasını gerektiğini belirtir tüm yurttaşlarımıza ve kamuoyunun bilgisine sunarız.” diyerek açıklamaya dikkat çekti.
Ortak açıklamaya şu STK’lar imza attı:
TMMOB MERSİN İL KOORDİNASYON KURULU
ÇEVRE MÜH.ODASI MERSİN ŞUBESİ
ELEKTRİK MÜH. ODASI MERSİN ŞUBESİ
FİZİK MÜH.ODASI MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ
GIDA MÜH. ODASI MERSİN ŞUBESİ
HARİTA MÜH. ODASI MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ
İÇ MİMARLAR ODASI MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ
İNŞAAT MÜH. ODASI MERSİN ŞUBESİ
JEOFİZİK MÜH. ODASI MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ
JEOLOJİ MÜH. ODASI MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ
KİMYA MÜH. ODASI MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ
MADEN MÜH. ODASI MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ
MAKİNA MÜH.ODASI MERSİN ŞUBESİ
MİMARLAR ODASI MERSİN ŞUBESİ
ORMAN MÜH. ODASI MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ
PEYZAJ MİMARLARI ODASI MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ
ŞEHİR PLANCILARI ODASI MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ
ZİRAAT MÜH. ODASI MERSİN ŞUBESİ
Emrah BİRGÜL
YORUMLAR