CHP Mersin Milletvekili Anayasa Komisyonu üyesi Ali Mahir Başarır, Habertürk Gazetesi köşe yazarı Fatih Altaylı’nın gündeme getirdiği, İranlı uyuşturucu baronu ve bir dizi cinayetlerin azmettiricisi Naci Şerifi Zindaşti’nin serbest bırakılması için davaya bakan hakime baskı yapan kişinin , eski AKP milletvekili Burhan Kuzu olduğu iddialarını meclis gündemine taşıdı.
CHP’li Başarır, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını istediği önergesinde, “iddialar doğru ise yaşanan bu skandal olay, AKP İktidarının yargıya açıkça müdahale ettiğinin somut bir göstergesi değil midir?” sorusunu yöneltti.
Önergede Fatih Altaylı’nın iddia ettiği bilgilere yer veren CHP’li Başarır, “her fırsatta uyuşturucuya karşı mücadele etiğini belirten iktidar partisinin eski bir milletvekilinin uyuşturucu baronunun tahliyesi için yargıya müdahale etmesi kabul edilemez” dedi.
CHP Mersin Milletvekili Başarır önergesinde;
“Habertürk Gazetesi yazarı Fatih Altaylı, 31.10.2018 tarihinde köşesinde yer vermiş olduğu yazısında; 2007 yılında, Büyükçekmece İlçesi’nde 75 kilo eroinle yakalanan İranlı Naci Şerifi Zindaşti’nin tutuklandığına ve aynı yıl dönemin savcısı Zekeriya Öz’e ifade verdiğine, ifade sonrası da “gizli tanık” olmak şartıyla serbest bırakıldığına yer vermiştir.
Naci Şerifi Zindaşti’nin gizli tanık olarak serbest bırakılmasının ardından uyuşturucu ticareti hesaplaşması adına bir dizi cinayetlerin azmettiricisi olduğuna ve tüm bu suçlardan dolayı bir süre önce İstanbul polisi tarafından yakalandığı bilgileri de ilgili köşe yazısında yer almıştır.
Altaylı yazısının devamında; Naci Şerifi Zindaşti’nin yakalanmasının ardından kısa bir tutukluluğun sonrasında İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimi C.Ö. tarafından aniden tahliye edildiğinden; tahliyenin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı derhal tahliyeye itiraz edip tutuklama kararı çıkarttırdıysa da Zindaşti’nin kayıplara karıştığıdan; HSK’nın bu rezalet karar neticesinde soruşturma açtığından bahisle HSK tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Zindaşti hakkında tahliye kararı veren hakiminin ifadesinde: “İktidar partisinden eski milletvekili beni sürekli arayarak bu şahsın mutlaka tahliye edilmesi gerektiği yönünde telkinde ve baskıda bulundu. Devletin bu konuda bir duyarlılığı olduğunu belirtti” sözlerini dile getirdiğine yer vermiştir.
Fatih Altaylı yazısında söz konusu eski milletvekilinin adını vermeden Burhan Kuzu olduğunu işaret etmiş ve bu mesele ile ilgili konuştuğu herkes, ki buna iktidar partisinden önemli isimler de dahil, “Ne devlet duyarlılığı. Mesele tamamen duygusal” dediklerine de yer vermiştir.
Altaylı 1.11.2018 tarihli köşe yazısında ise hakime baskı yapanın Burhan Kuzu olduğuna dair güvenilir kaynaklardan bilgi aldığını belirtmiş ve “HSK İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti’yi tahliye eden Hakim Cevdet Özcan’ın görev yerini değiştirdi. Özcan, İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nden Küçükçekmece Hakimliği’ne atandı” bilgisini paylaşmıştır.
Her fırsatta uyuşturucu ile mücadele ettiğini belirten iktidar partisinin eski bir milletvekilinin uyuşturucu baronunun tahliyesi için yargıya müdahale etmesi kabul edilemez” açıklamalarına yer vererek şu soruların yanıtlanmasını istedi.
Bu çerçevede:
İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti ve 3 adamının serbest bırakılması için davaya bakan hakime, bir dönem TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı yapan AKP eski milletvekili Burhan Kuzu olduğu iddialarının doğru olup olmadığı hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatıldı ise sonuçları ne olmuştur? Başlatılmadı ise gerekçeleri nelerdir?
Fatih Altaylı’nın iddiaları doğruysa;
A-) Benzer biçimde başka davalarla ilgili olarak da Burhan Kuzu ya da başka AKP üst düzey yöneticileri ve milletvekillerince hâkimlere baskı yapılıp yapılmadığı araştırılmış mıdır? Araştırılmışsa sonuçları ne olmuştur?
B-) Yaşanan bu skandal olay AKP iktidarlarında yargıya açıkça müdahale edildiğinin somut bir göstergesi değil midir?
C-) Ayrıca bu olayda hakime, Zindaşti’nin serbest kalması için baskı yapan Burhan Kuzu’nun “Devlet duyarlılığı” demesi, her fırsatta uyuşturucuya karşı mücadele ettiğini belirten AKP iktidarının, karşı mücadele yerine destek verdiğinin açık bir örneği değil midir?
C-) TCK’ya göre Burhan Kuzu’nun açıkça suç işlediği ortadayken, Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Burhan Kuzu hakkında suç duyurusunda bulunmuş mudur? Bulunduysa suç duyurusunun içeriği nelerdir?
D-) HSK üyeleri tarafından suç duyurusunda bulunulmadıysa, konuyu bilmelerine rağmen Burhan Kuzu hakkında suç duyurusunda bulunmayan HSK üyeleri hakkında herhangi bir yasal işlem başlatılmış mıdır? Başlatılmadıysa gerekçeleri nelerdir?
E-) Skandal olay ile ilgili soruşturma süreci tamamlanana kadar Burhan Kuzu’yu, Hukuk Politikaları Kurulu’ndaki görevinden uzaklaştırmayı düşünüyor musunuz?
Bültendir
YORUMLAR