AKP’nin siyasal tarihimizde yer almasının temel ereği, 2001 Programı’nda, toplumun ezici çoğunluğunun yakınmasına neden olduğunun altının çizildiği “3Y”nin, “Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar”ın
kaldırılması olarak belirtilmiştir.
AKP Programını kaynak göstererek yaptığım değerlendirmelerimde yer verdiğim, üç Y’nin yanına, yeni “Y”’lerin
ve büyük harflerin eklendiğine ilişkin görüşlerimi paylaşmıştım.
TBMM ve kamuoyunda büyük tartışmalara konu olan ve “Sansür Yasası” olarak tanımlanan 7418 Sayılı “BASIN KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN”, 18 Ekim 2022 Günlü 31987 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlük kazandı.
Yürürlük ve yürütme ile 40 maddeden oluşan bu yasa, “suç ve ceza yasası”nı çağrıştırmanın ötesinde, “İletişim Başkanı” ile “İletişim Başkanlığı” ve hatta “Basın Kartı Komisyonu”nu, “İletişim Başkanının Şahsına” özgülenmiş izlenimi vermekte.
Anayasa, Yasa, Yüksek Yargı ile AİHM Kararlarının geçersizliğinin tartışmalı olduğu günümüzde, 7418 Sayılı Yasa hükümlerini, bu yasa ve kararlar bağlamında tartışmanın anlamsızlığı düşünmekteyim.
Bunun yerine, kısa öykü, tiyatro ve şiir dallarında pek çok ürün vermiş Aziz Nesin’in, ilkini, 1948’de CHP İktidarına yönelik taşlamalarını içeren
“Azizname”’den sonra, DP İktidarının yıkılışından önceki, bir aylık sıkıyönetim süresinde dergilerde yayımlanmış olan taşlamalarının toplandığı
“Azizname-2”’den, günümüzde de tadı, anlamı ve geçerliliği yitmeyen, “güldüren düşüncelerden” alıntıda bulunacağım.
Sanmamakla birlikte, dilemekten vazgeçmediğim 65-75 önceki bu taşlamalardan, iktidarı, muhalefeti dersler çıkartırlar.
Bildiğiniz gibi AKP, siyasal tarihimiz içinden, DP ve Özal-ANAP’’ına ötkünür ve onların devamı olduklarını yinelerler.
“Üç Y’i Kaldıracağız” diyerek iktidar olan AKP’nin günümüzde vardığı durak, tıpkı “Yeter Söz Milletin” diyerek iktidar olan DP ile aynılık göstermekte gibime gelmekte.
Yani, kurtarılmak istenilen halkın, öncekileri arar duruma getirilmesidir. Aziz Nesin, on yıllık DP İktidarı sonrasını şu biçimde anlatmaktadır:
“On yıllık DP iktidarı günlerinde, CHP iktidarı zamanımda yazdığım birinci “Azizname”yi okurken, korkudan titrerdim. Biz, beğenmediğimiz o CHP iktidarında neler yazmış, neler yazabilmişiz… İyisini ararken kötüsünden bile olmuştuk.
CHP’nin tek parti iktidarını yeren birinci “Azizname” çıktığı zaman, beni tevkif etmişlerdi. Tutuklu olarak yargılandım. Dört buçuk ay hapis yattıktan sonra beraat ettim.
Birinci “Azizname”de CHP iktidarını yeren taşlamalar vardı.
CHP iktidardayken yazılmış, o zaman yayınlanmış, yine o zaman (1948) de kitap olarak çıkartılmıştı.
Bu ikinci “Azianame”’de de, DP iktidarını yeren taşlamalar vardır. Bunlar da DP iktidarı zamanında Akbaba Dergisi’nde, Halk Gazetesi’nde yayınlaşmıştır.
…
DP iktidarından milletimiz çok şeyler ummuştu. Umutlarımız hep ters çıktı. Öyle ki eski baskıyı bile aramaya başladık. “O Azizname”yi nasıl yazmışız” diye şaştık.
Dileriz, bundan sonra eski günleri özletmeyecek gerçekten iyi günler gelsin. “İkinci Azizname’yi nasıl yazabilmişiz?” diye şaşmayalım” demiş, Aziz Bilge.
Azia Nesin, Birinci Azizname’nin başında yer verdiği ve İkinci Azizname’sinin sunumunda yinelediği şu taşlamada bulunmakta:
“ONLARA
Zannetme ki daim bi şekcesine,
Siz beş anırdıkça huu çeker millet.
Alkış beklerken siz eşekçesine,
Verir hakkınızı, yuu çeker millet!”
Türkiye 2023’de, TBMM Üyeleri ile Cumhurbaşkanı seçimini yapacak. Bu seçim, sıradan bir seçim olmayacak. Bu seçim boşalan koltukları doldurmanın ötesinde, “Ne idüyü belirsiz, ucube diye tanımlanan sistemi değiştirmeyi” amaçlamaktadır.
Aziz Nesin’in “Onlara” (halkımıza) özgülediği beklentisi, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde gerçekleşmiş. 1960 da ise, araya giren “27 Mayıs Devrimi”, “Onların” yeniden sınanmasının önünü kesmiştir.
2023 Seçiminde Aziz Nesin yok. “Onların/Halkımızın” Aziz Nesin’in beklentisine yanıtını göreceğiz.