Nöbetçi Eczaneler
Sayın Temel Karamollaoğlu da bir partinin genel başkanıydı.
Görevinden kendi rızasıyla ayrıldıktan sonra basın ve medya üzerinden Partisi’nin içine dönük tek eleştirisini duymadık.
Bu demek değildir ki Partisi’ni eleştirmiyordur. Bilmiyoruz, belki de eleştiriyordur.
Ancak, eleştirisini basın ve medya önünde yapmadığı için kamuoyu bundan haberdar olmuyordur. Koltuğunu seçimle kaybeden sayın Kemal Kılıçdaroğlu ise o günden bu yana hiç susmuyor.
Olur olmaz her konuda konuşup duruyor.
Sadece konuşsa iyi, Partisi’ni ve Parti Politikaları’nı basın ve medya önünde eleştirmekten de geri durmuyor.
Eleştirinin muhatabı olanlar da, eski genel başkanları olması nedeniyle kendisine mümkün olduğunca karşılık vermemeye çalışıyorlar. Karşılık verenler de son derece saygılı bir dil kullanıyorlar.
Lakin sabrın da bir sınırı vardır.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Partisi’nin politikalarına dönük olarak elbette eleştiri yapabilir.
Ama bunun da bir yolu, yöntemi var.
Arzu ettiği takdirde Halefi’ni ziyaret edip, eleştirilerini birinci ağızdan kendisine iletebilir.
O da Selefi’ni dinler ve haklı bulması halinde gereğini yapar.
Arkadan yapılan eleştiriler iyi niyetli eleştiriler değildir. Özellikle de basın ve medya önünde yapılanlar…
Kaldı ki, Halefi’ni en son eleştirme hakkına sahip olanlardan biri de sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Çünkü sayın Özgür Özel, patinaj yapan bir Parti’ye sınıf atlatmış ve Kılıçdaroğlu’nun yıllardır başaramadığını başarıp, Partisi’ni girdiği ilk seçimde birinci parti yapma becerisini göstermiştir…
Hem de açık farkla…
ÖZLÜ SÖZLERİM
– “Gönlü zengin bir fakir, gönlü fakir bir zenginden çok daha zengindir.”
– “İnsan olmanın şartı kendini bilmektir. Kendini bilmenin şartı ise hak bilir olmak ve haddini bilmektir.”