İstanbul, halihazır nüfus yükünü kaldıramıyor. Halihazır nüfus yükünü kaldıramadığı için de Şehir’de yaşam her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Zorlaşmanın da ötesinde çoğu zaman çileye dönüşüyor.
Özellikle ulaşım ve park sorunu insanı canından bezdiriyor.
Bu gerçeğe rağmen, Kanal İstanbul’da inat ve ısrar etmek, akla ve bilime inanmış insanların anlayabileceği bir şey değildir.
Haliyle, anlatabileceği bir şey de değildir.
Kanal İstanbul demek, İstanbul’un sırtına üç, dört milyonluk yeni bir nüfus yükünü yüklemek ve Şehri iyice yaşanılamaz bir hale getirmek demektir. İstanbul’un nüfusunu azaltıp Şehri daha yaşanabilir kılmak varken, Şehrin sırtına yeni bir nüfus yükü yüklemek, İstanbul’a ve İstanbul Halkı’na yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Ayrıca, kanal yapılmak istenen bölge, Şehrin su kaynaklarının bulunduğu belli başlı bölgelerden de biridir.
Dahası, kanal çevresinde yapılaşmaya açılacak olan yerlerin tamamı tarım arazileridir.
Korunması gereken yerlerdir yani.
Uzmanların ifadelerine göre, İstanbul Boğazı gemi geçişlerine fazlasıyla yetecek kapasitedir. Dolayısıyla İstanbul’un ulaşım amaçlı herhangi bir kanala ihtiyacı yoktur. Gösteriş amaçlı bir kanala zaten yoktur.
İstanbul’un ihtiyacı, Şehrin depreme dayanıklı bir hale getirilmesidir.
Şehir’de, dönüştürülmesi gereken bir buçuk milyon civarında yapı olduğu söyleniyor.
Bu bir buçuk milyon yapının da beş yüz bininin acilen dönüştürülmesi gerektiğinden söz ediliyor. Genelde Ülke’yi, yerelde ise İstanbul’u yönetme mevki ve sorumluluğunda olanlara düşen, İstanbul’u ivedilikle depreme dayanıklı bir hale getirmektir.
Tüm bu gerçekler orta yerde dururken ve Millet de ciddi anlamda geçim sıkıntısı çekerken, sağdan, soldan faizle alınan milyar Dolarları gereksiz bir kanala yatırmak, bu Millet’in hayatını hiçe saymaktır.
Aha buraya yazıyorum ve cümle alem de duysun ve bilsin istiyorum!
İstanbul’a kanal yapmakta inat ve ısrar edenleri, Millet affetse tarih affetmeyecektir!
ÖZLÜ SÖZLERİM
– “Akıl ve bilimle yönetilen ülkeler istiklal mücadelesi vermek zorunda kalmazlar.”
– “Feleğin, tuzak kurmadığı insan yoktur! Tuzağa düşürmediği insan da yoktur.”

