Silifke Toros Mahallesi’nde pazartesi günleri kurulan Semt Pazarı’nı her hafta gezer, fiyat değişikliklerini takip ederim.
Pazarda satılan sebze ve meyvelerin fiyatları Aralık 2024’e göre pek artmış görünmüyor.
Özellikle de sebze fiyatları. Artmak bir yana, bazı sebzelerin fiyatlarında düşüşler bile var.
Kuru erzak, peynir, zeytin vb. fiyatlarında ise önemli bir değişiklik yok.
Bazı ürünlerde ve gıdalarda bir miktar artış olmuş hepsi o kadar.
Hal böyle iken, Aralık 2024 enflasyonu nasıl oldu da bu kadar düşük (yüzde 1.3) çıktı anlamak mümkün değil?!
Bunu, salt baz etkisiyle izah etmek gerçekçi durmuyor. Baz etkisiyle de olsa, Ocak 2025 enflasyonunun yüzde 5.3 çıktığı bir yerde, Aralık 2024 enflasyonunun bunun yarısı kadar olması gerekirdi.
Böyle olmaması ve maaş artışlarında da bu oranın (yüzde 1.3’ün) esas alınması, insanda ister istemez şüphe uyandırıyor.
Yüzde 1’lerde seyreden bir enflasyon otuz günde nasıl olur da yüzde 5’lere çıkar?
Bu durumu, Ülkeyi yönetme mevki ve sorumluluğunda olanların millete anlatmaları lazım.
Sadece anlatmaları yetmez, inandırıcı ve ikna edici de olmaları lazım.
Aksi halde, akıl ve bilim sahibi hiçbir yurttaş bu verilerin doğruluğuna inanmaz.
Çünkü insanlar yaşadıklarına bakarlar ve bunun üzerinden değerlendirmeler yaparlar. TÜİK’in ilan ettiği Ocak 2025 enflasyonunun, memur ve memur emeklilerinin maaşlarındaki artışın yarısını, Bağkur ve sigorta emeklilerinin maaşlarındaki artışın da üçte birini alıp götürdüğü ortada.
Üstelik de artışlı maaşlar henüz cebe girmeden.
İşte bu yüzdendir ki, vatandaş enflasyonun düşeceğine ve işlerin rayına gireceğine inanmıyor.
Görünen o ki, vatandaş tarafından ümük sıkma politikası olarak adlandırılan bu politika, beslenme yetersizliğinden kaynaklı sağlık sorunlarına yol açmaktan öte bir işe yaramayacaktır.
Enflasyonu ve hayat pahalılığını ortadan kaldırmanın yolu topyekün bir mücadeleden geçer ve yükün dağıtılmasında hakkaniyetli olmayı gerektirir.
Görünen o ki, vatandaş tarafından ümük sıkma politikası olarak adlandırılan bu politika, beslenme yetersizliğinden kaynaklı sağlık sorunlarına yol açmaktan öte bir işe yaramayacaktır.
Enflasyonu ve hayat pahalılığını ortadan kaldırmanın yolu topyekün bir mücadeleden geçer ve yükün dağıtılmasında hakkaniyetli olmayı gerektirir.
Bütün yükü emekçilerin ve emeklilerin boynuna yıkarak bu mücadelede arzulanan başarı sağlanamaz.
Tıpkı bugün olduğu gibi, bunun bir çözüm yolu olarak görülmesi halinde ise, emekçiler ve emekliler bunun acısını unutmazlar ve günü geldiğinde de hesabını mutlaka sorarlar.
ÖZLÜ SÖZLERİM
– “İnsan vardır, makam ve mevki uğruna doğruluktan, hakikatten ve adaletten vazgeçer!
İnsan vardır, doğruluk, hakikat ve adalet uğruna makamını, mevkiini terk eder.”
– “İyiliğin anahtarı, kötülüğün kilidi olandır insan!”
– “İkbali düşmanlıkta bulanlar sadece düşman yaratmakla kalmazlar! Yarattıkları düşmanı yaşatmak için de ellerinden geleni yaparlar.”
– “Kendi ikbalini milletinin istikbaline tercih eden bir siyasetçiden o millete hayır gelmez.”
“Akıl ve bilimle yönetilen ülkeler istiklal mücadelesi vermek zorunda kalmazlar.”