Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

PENCEREMDEN: RESET’ÇİLER İŞBAŞINDA..! DÜNYAYI ATEŞ VE KANA BOĞMAYA BAŞLADILAR…

Gazze’de İsrail’in Hamas’ı bahane

Gazze’de İsrail’in Hamas’ı bahane ederek -meşru müdafaanın ötesinde- 7 Ekim 2023’de başlayan ve birinci yılını dolduran ve artık -soykırıma dönüşen sivillere ve kadın ve çocuklara yönelik saldırılar ile katliam ve ABD’nin şimdiki ve olası başkan adaylarının buna sessiz kalması…-

Bill Gates’in ve önceki gün Başkan adayı TRUMP’ın “Bu savaşı ben önleyeceğim” demek yerine, “Üçüncü Dünya savaşı çıkacak!” diye demeç vermesi bana aşağıdaki 22 Aralık 2022 tarihli yazımı hatırlattı.

Acilen, Dünya’nın ve insanlığın geleceğini kurtaracak liderlik ve bunun için tüm Dünya halklarının Dünya’da anti reset dayanışması oluşturması gerekiyor…

Ya şimdi, ya hiç bir zaman..!

“ANTİ-NAZİ DAYANIŞMASINDAN, ANTİ-RESET DAYANIŞMASINA…”

Şubat 2023’de birinci yılını tamamlayacak Ukrayna savaşının yıldönümünde, insanlık yeni bir yüzyılın ve yeni bir dönemin başlangıcında…

20. Yüzyılda iki büyük sıcak savaş, bir soğuk savaş ve onlarca yerel ve asimetrik(vekalet)savaşlar yaşandı.

Birleşmiş Milletler(BM) mimarisi, 51 kurucu ülke tarafından 1945 yılında kurularak oluşturulmuştu. Bugün 193 ülke var.

Bu mimarinin anayasası olan, ilk kez Fransız devrimiyle 1789’da duyurulan ‘İnsan Hakları Bildirgesi’ ise 2. Dünya savaşı sonrası 1948’de BM tarafından güncellenmiştir.

Ancak, bugün bu mimarinin ve insanlığın geleceği;

tek kutuplu ve tek Dünya Devleti isteyen Dünya Ekonomik Forumu(DEF) kurucusu ve yöneticisi Klaus Schwap tarafından ifade edilen COVID-19 sonrası Büyük Sıfırlama(Great Reset) tasavvuru ile tehdit altındadır.

Bu tasavvuru, ekonomist Mahfi Eğilmez yazdığı makalede (31 Ocak 2021) şöyle özetliyor:

“…Bu yaklaşımı ortaya atanlara göre küreselleşme sonrasında kapitalizm artık eski haliyle sürdürülemez bir noktaya geldi. Sermaye hareketlerinin serbest kaldığı, bir başka deyişle sermaye sahiplerinin dilediği yere dilediği zamanda parasını yollaması ve çekmesiyle başlayan serbestleşmeyle ulus devletlerin kendilerine özgü para ve maliye politikaları birbiriyle çelişiyor. O nedenle bu politikaları tek elden standart biçimde yürütecek bir otoriteye ihtiyaç var. Bu otorite Bretton Woods’un IMF’si gibi bir otorite de olabilir. ABD gibi bir hegemon devlet de. Bu otorite küresel sistemin tümünde geçerli kuralları belirleyip uygulamayı denetlemeli. İşte bu tasavvura büyük sıfırlama (Great Reset) deniyor. Bu görüşün arkasında Rotschild ve Rockefeller aileleri gibi kapitalizmin en güçlü ailelerinin olduğu ve kapitalizmi yayma ve yaşatma derneği olma görevini üstlenmiş olan Davos Konferanslarının düzenleyicisi, Dünya Ekonomik DEF’in başkanı Klaus Schwab’ın da bu ailelerin temsilciliğini yaptığı iddia ediliyor.

İngiltere veliaht prensi Charles da bu ekibe katıldı ve Covid-19 Salgınının geleceği ve ekonomileri şekillendirmek için fırsat yarattığını söylemeye başladı”.

Bu tasavvurun sahiplerine göre özetle ‘1945 BM mimarisi ile kapitalizm artık sürdürülemez’ ilan edilmiştir.

DEF tarafından 2020-2030 yılları arasında hayata geçmesini önerdikleri, Bill Gates’in ve yeni İngiltere kralı Charles’ın da destek verdiği bu 10 maddelik yeni projeksiyon ile ‘Dünya nüfusu sınırlandırılacak ve ABD’nin denetlediği tek Dünya devleti’ kurulacaktır.

Ayrıca, Dünya’nın kaynakları bu nüfus artışı ile sürdürülebilir değildir. Bu noktadan bakınca(COVID-19 virüsünün ‘doğadan gelmediği kanaati’ de her geçen gün artmaktadır.

Bu projeksiyonun önde gelen ülkelerden savunucularından biri İngiltere’dir.

Başbakan Boris Johnson’un COVID-19 salgınının en yaygın olduğu dönemde, ‘sürü bağışıklığı’nı (ölen ölür, kalan sağlar bizimdir) dile getirmiş olması ve salgın günlerinde yasak olduğu halde, çok tepki toplayan bir kokteyl-parti düzenleyerek skandala neden olduğu hatırlardadır.

Ancak, kendisinin de salgına yakalanması ve İngiltere’de ölümlerin artması üzerine halkın tepkisi ile bu söylemi açıkça ifade etmeyi bırakmıştır.

Daha sonra İngiltere, COVID-19 salgınını başta aşı ve izolasyon uygulamaları olmak üzere en iyi yöneten ülkeler arasında olmuştur.

DÜNYANIN GELECEĞİ ÇOK KUTUPLU ANTİ-RESETCİ DAYANIŞMADADIR

Öte yandan, COVID-19 önleyici aşısına erişimde, başta yoksul Afrika ve Ortadoğu ülkeleri sıkıntı yaşamıştır. Aşıların üretme lisansının tüm insanlığa serbest olması noktasında BM ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) çağrılarına rağmen G-7 ülkelerinin bu konuda hiçbir şey yapmaya yanaşmamış olması da Büyük Reset tasavvuruna hizmet eden yaklaşımın ahlaki yönünü ortaya koymaktadır .

Bunun sonucunda tüm dünyada yaklaşık 18 milyon kişi COVID-19 ve bağlantılı hastalıklardan vefat etmiş, hala da etmektedir.

WHO önümüzdeki yıllarda benzer salgınların çıkabileceği konusunda uyarmıştır. Bunu sadece Doğa’nın tahrip edilmesine bağlamak ne kadar gerçekçidir?

Çünkü, WHO dahil bunu kanıtlayacak hiçbir bilimsel çalışmanın hala olmaması, bu iddiaya karşı kuşkuların her geçen gün artmasına neden olmaktadır.

Sonuç olarak, egemenlerin dayattığı barışı temsil eden PAX ROMA ve PAX BRİTANYA’dan sonra, 21. yüzyılda tek kutuplu, tek devletli, PAX AMERİKANA arzu eden Resetçi anlayış benimsetilmeye çalışılmaktadır.

Bunun önde gelen savunucusu İngiltere’nin, Ukrayna savaşının çıkmasında ve bu ülkede katliam yapan Neo nazi taburlarına verdiği destek nedeniyle, aslında BM hukukunu ihlal etmiştir.

Gelecekte, tarih ve Dünya halkları RESET’çileri, bu tutumlarından dolayı yargılayabilecek ve mahkum edecektir.

Dünya tarihinin başlangıcından, Büyük İskender, Sezar, Cengiz Han, Yavuz Sultan Selim’den, Hitlere kadar gücü elinde tutanlara, ellerindeki güç hiçbir zaman yetmemiş, tüm Dünya’ya egemen olmak isteyerek Dünya imparatorluğu kurmak istemişlerdir. Bu amaçla, masum milyonlarca insanın kanını dökmekten çekinmemişler, soykırımlar yapmışlardır.

Bugün büyük insanlık ailesi, tüm bu çektikleri acılardan ders çıkarıp ‘Büyük Reset’ adı altında yeni bir trajediye müsade edecek midir?

Bu konuda 20. yüzyılda sosyal demokrasiye ilham kaynağı olmuş, İsveç, Norveç gibi aktif kararlı tarafsızlık izleyen ülkelerin, NATO kampına girmeleri ve Şansölye Merkel’den sonra, Alman Sosyal Demokrat ve Yeşiller Partisi liderliklerinin Ukrayna savaşını destekleyici ve AB’nin NATO’nun son zirvedeki silahlanma politikalarını benimseyici tutumları umut kırıcıdır.

Ancak dünya egemenlerinin tüm bu dayatmalara rağmen tek kutuplu Dünya tezine karşı olan Rusya ve Çin’den sonra PAX BM isteyenler her geçen gün artmaktadır. Nitekim Almanya Başbakanı Olaf Scholz’dın Çin’i son ziyaretinde, “Çin olmadan çok kutuplu Dünya sürdürülemez.” diye açıklama yapması önemlidir.

Bölgemizde de BOP projesiyle istikrarsızlık ve düzensiz göçlerin kaynağı olan, tek kutuplu, resetci derin NATO politikalarına karşı Avrupa’da itirazlar yükselmeye başlamıştır. Dünya’nın geleceği, bölgesinde ve Dünya’da barış isteyen halkların, çok kutuplu Dünya isteyerek, ‘anti-reset dayanışması’nın büyüyerek güçlenmesine bağlıdır.”

TÜM DÜNYA’NIN HALKLARI. ANTİ-RESET DAYANIŞMASI İÇİN BİRLEŞİN..!