Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ERDOĞAN SERİN: HA AHBAP GÖTÜRMÜŞ, HA AFAD!

Bu haberin fotoğrafı yok
“Ne fark eder yani?
Çadırları AHBAP satın alıp da bölgeye götürmeseydi, AFAD’a verecektik, O götürecekti.” diyor!
Peki, bunu kim söylüyor? Ülkemizin en önemli ve en köklü yardım kuruluşu olan (göz bebeğimiz dediğimiz) KIZILAY’ın başındaki Muhterem!
Bu nasıl bir anlayıştır anlamak zor?!
En azından ben anlayamadım..!
İnsan kendi vatandaşına acil olarak ulaştırması gereken çadırı satar mı?
Başında bu muhteremin bulunduğu KIZILAY satmış!
Niye satmış?
Paraya çevirip de malzeme almak için.
Bu aymazlık ve sorumsuzluk karşısında, pes doğrusu demekten başka ne denilebilir bilmiyorum?!
Şimdi gelelim meselenin öteki boyutuna.
AHBAP adlı gönüllü Yardım Derneği’nin başındaki sanatçı kardeşimiz “Yaptığımız iş gayet ahlakidir! Çünkü bölgeye bir an önce yardım götürme gayret ve telaşı içindeydik” diyor!
Sıkıntıda ve darda olan insanların imdadına yetişmek elbette ahlakidir.
Buna söyleyecek bir sözümüz yok.
Ayrıca olamaz da.
Fakat sizce bu ticarette bir tuhaflık yok mu?
AHBAP’ın bu çadırları KIZILAY’dan değil, özel sektörden satın alması gerekmez miydi?
Bunu Kızılay’ın başındaki muhterem düşünmese bile, AHBAP’ın başında bulunan ve toplumsal konularda son derece duyarlı bir insan olan (sanatçı) Haluk Levent’in düşünmesi gerekirdi.
Bir müsbet bin nasihatten iyidir derler!
Her şeye rağmen, KIZILAY’ı yöneten zihniyetin açığa çıkması bakımından bu ticaret isabetli olmuş.
Çünkü halkımız her şeyi tüm çıplaklığıyla gördü.
Liyakatin esas alındığı ve işin başına işin ehlinin getirildiği mutlu ve müreffeh bir Türkiye özlem ve dileğimle esen kalın…
İSKENDERİYE MÜZESİ’NİN VE KÜTÜPHANESİ’NİN YAKILIŞI
Bu konudaki genel kanı, kütüphanenin, ortaya çıkan çeşitli fanatik görüşler nedeniyle, Antik pagan tapınaklarının ve yapılarının imhası sırasında Hristiyanlar tarafından yakıldığı yönündedir.
Bu görüşe göre, Doğu Roma’nın Mısır Valisi Theophilos, 391 yılında, İskenderiye’deki eski Mısırlılar’a ait Osiris Tapınağı’nda bulunan bir arsayı, kilise yapılması için Hrıstiyanlar’a verdi.
Kilisenin temel kazısı sırasında, üzerinde eski dine ait yazılar bulunan bir taş ortaya çıktı. Hıristiyanlar bunu alay konusu yaptılar ve paganlarla dalga geçtiler.
Bu durum, kentte oldukça kalabalık bir nüfusa sahip olan pagan inancına sahip insanları kızdırdı ve bunun sonucu olarak da İskenderiye’de dini bir ayaklanma çıktı.
İki taraf arasında şiddetli çarpışmalar meydana geldi ve insanlar birbirlerini kılıçtan geçirmek suretiyle katlettiler. Bu çarpışmalar sırasında, İskenderiye Müzesi’nin ve Kütüphanesi’nin bulunduğu bölge yerle bir edildi. İmparator 1. Theodosius Vali’ye, başka büyük kentlere göre, İskenderiye’de eski dinin neden bu kadar canlı kaldığını sorunca, Vali buna sebep olarak, İskenderiye Kütüphanesi’ndeki sözde putperestlik içeren kitapların varlığını gösterdi.
İmparator bunun üzerine, bu kitapların tamamının yok edilmesini emretti. Kütüphane’deki bütün kitaplar, Kent’teki hamamlara dağıtılarak yakıldı. Böylece, insanlık tarihinin en eski ve en önemli bilim ve kültür hazinesi yok edilmiş oldu.
Önceleri bu Kütüphane’nin, Kent’in Müslümanlar tarafından ele geçirilmesinden sonra 2. İslam Halifesi Ömer’in emriyle, Mısır’ı fetheden Amr İbnül-As tarafından yakılarak imha edildiği ileri sürülmüşse de, ünlü İngiliz asıllı Amerikalı tarihçi Bernard Levis, konu hakkındaki makalesinde, Kent’in Müslümanlar tarafından yakıldığı iddiasının asılsız olduğunu dile getirmiştir.
Bu tezini de Alfred J. Butler, Victor Chauvin, Paul Casanova ve Eugenio Griffin gibi batılı bilim insanlarına dayandırmıştır.
Kütüphane’nin imparator Julie Sezar tarafından İskenderiye’yi kuşattığı sırada yok edildiğine dair çeşitli görüşler de vardır.
Fakat Kütüphane’nin varlığını 4. Yüzyılın başlarına kadar sürdürdüğü bilinmektedir. Sezar’ın kuşatması sırasında sadece küçük bir bölümünün zarar görmüş ya da yıkılmış olabileceği düşünülmektedir.
ÇOCUKTAN AL HABERİ!
Çocuktan aldım haberi!
Yakın diyor!
Güzel diyor!
Dopdolu diyor!
İştecik şuracıkta!
İştecik yolu diyor!
Çocuktan aldım haberi!
İyi diyor!
Açık diyor!
Kurtuluş diyor!
İştecik şuracıkta!
Koş birazcık koş diyor!
Çocuktan aldım haberi!
Oh diyor!
Tatlı diyor!
Sıcacık diyor!
İştecik şuracıkta!
Diren azıcık diyor!
Hasan Hüseyin Korkmazgil