Avrupa Birliği, her fırsatta kendisini “yeşil dönüşümün küresel öncüsü” olarak tanımlıyor. Ancak gerçeklerle yüzleştiğimizde bu büyük iddianın arkasında oldukça yavaş ilerleyen bir tablo görüyoruz. Eurostat’ın yeni verileri, özellikle ham madde geri dönüşümünde AB’nin ciddi bir tıkanma yaşadığını ortaya koyuyor.
Bakın, son 10 yılda geri dönüşüm oranı yalnızca bir puan artmış:
yüzde 11,2’den yüzde 12,2’ye…
Bir deyim vardır, “yerinde saymak” diye. AB şu an tam olarak bunu yapıyor — üstelik koşması gereken bir dönemde.
Hollanda Zirvede, Romanya Dipte
AB içinde tablo keskin bir ayrışma gösteriyor.
Hollanda neredeyse yüzde 33’lük geri dönüşüm oranıyla “döngüsellik ligi”nin açık ara lideri. Komşu Belçika (%22,7) ve İtalya (%22) ise onu takip ediyor.
Fakat işin bir de karanlık tarafı var:
Romanya yüzde 1,3 ile Avrupa listesinin en altında. Hemen üstünde yer alan Finlandiya ve İrlanda ise yalnızca yüzde 2düzeyinde.
Birliğin içinde bu kadar büyük fark varken ortak bir sürdürülebilirlik politikasından söz etmek ne kadar gerçekçi?
2030 Hedefi: Birlik Koşuyor mu, Yürüyormu?
AB’nin Döngüsel Ekonomi Eylem Planı 2030 için yüzde 23,2geri dönüşüm hedefi koyuyor.
Bugün gelinen seviye yüzde 12,2…
2024 itibarıyla matematik çok basit: Bu hedefe ulaşmak ya radikal bir dönüşümle mümkün olacak ya da hedef kâğıt üzerinde güzel duran ama fiiliyatta karşılığı olmayan bir temenni olarak kalacak.
Yetkililerin “döngüsellik rekabetçiliğin temelidir” tarzındaki açıklamaları kulağa hoş geliyor, ancak rakamların dili bambaşka bir hikâye anlatıyor.
Sorun Nerede? Daha Fazla Üretim, Daha Fazla Bağımlılık
Zero Waste Europe’dan Lauriane Veillard’ın yorumuna dikkat etmek gerekiyor.
Diyor ki:
“Birincil malzemelerin kullanımı, ikincil malzemelerden (geri dönüştürülmüş) daha hızlı artıyor.”
Yani geri dönüşüm artsa bile üretim daha hızlı arttığı için oranlar yukarı çıkmıyor. Bu, döngüsel ekonominin yapısal bir sorunu:
Daha fazla tüketirsen, ne kadar geri dönüştürürsen dönüştür oran yerinde sayar.
Bu sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda jeopolitik bir mesele. AB Sanayi Stratejisi Şefi Séjourné’nin belirttiği gibi, geri dönüşüm Çin’den kritik ham madde bağımlılığını azaltmak için hayati. Fakat bugünkü hızla giderse AB, bağımlılığı azaltmak bir yana, daha da derinleştirebilir.
Bazıları Gerilerken Bazıları Hızlanıyor
Son 10 yılda altı AB ülkesinde geri dönüşüm oranları geriledi.
En ciddi düşüşler Polonya (-%4,2) ve Finlandiya (-%3,2).
Öte yandan Malta (%14 artış), Estonya (%9) ve Çekya (%8) adeta Avrupa’nın “sessiz başarı hikâyeleri.” Bu ülkeler nasıl oldu da ilerledi?
Birlik içindeki en büyük soru işareti bu: Kim iyi örnek, kim kötü örnek? Ve bu sonuçlar AB politikasına neden yansımıyor?
Hangi Malzemeler Döngüde?
Geri dönüştürme performansında en iyi sonuç metal cevherlerinde geliyor:
%23,4 döngüsellik.
Sonrasında:
%14,3 — metalik olmayan mineraller
%9,9 — biyokütle
%3,8 — fosil enerji kaynakları
Bu dağılım bile AB ekonomisinin ne kadar emek yoğun, enerji bağımlı ve mineral ağırlıklı olduğunu gösteriyor.
Sonuç: Hedef Uzak Değil, Şu Anki Hızla Ulaşılamaz
AB’nin 2030 döngüsel ekonomi hedefi ulaşılmaz değil; ancak mevcut politikalarla ulaşılması mümkün değil.
Sorun geri dönüşümün artmaması değil; üretim ve tüketimin çok daha hızlı artması.
Bugün AB’nin asıl ihtiyacı, daha fazla geri dönüşüm değil; daha az tüketim, daha az atık, daha akıllı üretim modelleri.
Döngüsel ekonomi yalnızca teknik bir dönüşüm değil, kültürel bir dönüşüm.
Avrupa bu dönüşümü gerçekleştiremezse, 2030 hedefi de 2050 iklim nötrlüğü hedefi gibi kağıt üzerinde kalmaya mahkûm olacak.

