Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Avrupa’nın Milyarlar Savaşı: Dayanışma mı, Finansal Kumar mı?

Avrupa Birliği zirvelerinde genellikle diplomatik temenniler, uzun cümleli bildiriler ve

Avrupa Birliği zirvelerinde genellikle diplomatik temenniler, uzun cümleli bildiriler ve “birlik mesajları” duymaya alışığız. Fakat bu kez perde arkasında bir ülke frene bastı: Belçika. Başbakan Bart De Wever, Ukrayna’ya 140 milyar euroluk kredi planına “Evet, ama…” diyerek Avrupa’nın kendi içinde ne kadar kırılgan bir dayanışma ağına sahip olduğunu bir kez daha gösterdi.

Avrupa Komisyonu’nun önerisi, Rusya Merkez Bankası’nın dondurulmuş varlıklarını Ukrayna’nın yeniden inşası için kredi teminatı olarak kullanmak. Kulağa ahlaki bir hamle gibi geliyor: “Savaşı başlatan ödesin.”

Ancak mesele bu kadar basit değil.
Bu varlıkların büyük kısmı Brüksel merkezli Euroclear’da tutuluyor. Yani risk, doğrudan Belçika’nın omuzlarında.

De Wever’in endişesi sadece ekonomik değil, politik de. “Eğer Rusya bir gün varlıklarını geri isterse ya da yaptırımlar gevşerse ne olacak?” diye soruyor. Ve daha önemlisi:

“Bu kredinin garantisini kim verecek?” Cevap? Masadaki liderlerden gür bir sessizlik.

Belçika’nın talebi aslında mantıklı:

Eğer bu karar “Avrupa’nın ortak bir projesi” olacaksa, riskin de ortaklaşması gerekiyor. Ama gerçek şu ki, AB içinde dayanışma kavramı genellikle kriz anlarında buharlaşıyor. Pandemide, enerji krizinde, mülteci politikalarında gördük; şimdi de para söz konusu olunca herkes kendi kasasını koruma derdinde.

140 milyar euro, sadece bir finansman planı değil, aynı zamanda Avrupa’nın Ukrayna’ya olan ahlaki borcunun sembolü.

Fakat De Wever’in çıkışı bize şunu hatırlatıyor: Avrupa, büyük sözlerle değil, küçük garantilerle yönetiliyor.

Sonuçta mesele Ukrayna’ya yardım değil; bu yardımı kimin hangi bedelle yapacağı.

Ve Belçika’nın sorduğu soru, aslında tüm Avrupa’nın sorması gereken bir soru: Dayanışma, kimin parasından yapılacak?