26 Nisan 2024
*Bu günlerimizin gündemi “Dezenformasyon.”
*Önce ne anlama geldiğine bakalım.
*Fransızca’ dan gelmektedir. Yani Fransızca kökenlidir.
*Türkçemize olduğu gibi değil de “Saptırmacılık” olarak geçmesi bence uygun olur. Bu kelimenin içinde “kötü niyet” de vardır.
*Neyse gelelim konumuza.
*Geçen yıl TBMM’nin tatile girmesiyle Kamuoyunda ‘dezenformasyon(Saptırmacılık)yasası’ olarak bilinen 40 maddelik yasanın 29. Maddesi (Sansür Yasası Olarak Nitelenen) Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ Bu yıl Ekim ayına kalmıştı.
Yasa büyük tartışmalarla meclisten geçti ama…
*Gündemden düşmesi oldukça zor görünüyor.
*Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile dezenformasyon’un (Saptırmacılık) suç haline getirileceğini belirten hükümet yetkilileri;
*”Dezenformasyon(Saptırmacılık) siyaset üstü bir konu. Dezenformasyon(Saptırmacılık):
a partisi ya da b partisi ile ilgili bir konu değil, küresel bir sorun…”dediler.
*Dezenformasyonla (Saptırmacılık) ilgili ülkelerin yaptığı yasal düzenlemelerin oluştuğu bir zemin maalesef henüz daha olmadı.
*Mesela kamu barışına karşı dezenformasyon(Saptırmacılık) suçu nedir?
*Kurumlara karşı dezenformasyon(Saptırmacılık) suçu nedir?
*Kişilere karşı işlenen dezenformasyon(Saptırmacılık) suçu nedir?
Bunun kendi içindeki problemi çözmek veya belirli bir amaca ulaşmak için bir yol oluşturulması, yasa yapma tekniği ve siber hukuk açısından yapılması gereken düzenlemeler” diye konuşmuşlardı.
*Yetkililer; ekim ayına kadar tarafların da dinleneceğini kaydetmişler ve “Bu sürede tarafların da bu konuda görüşleri alınarak dezenformasyon(Saptırmacılık) konusunda tam bir toplumsal mutabakatın oluşmasının çok önemli olduğunu söylemişlerdi.
Çünkü dezenformasyon(Saptırmacılık) yalnızca cezayla engellenebilecek bir şey değil.” demişilerdi.
*Ayrıca, “Dezenformasyon(Saptırmacılık), sosyal medya okuryazarlığı, gerçeklik kaybıyla mücadele gibi birçok konuyu ve dolayısıyla da ciddi bir toplumsal mutabakatı da gerektiriyor.” da demişlerdi.
*Dünyada bir çok örneği var, bu yasanın. Bence bu yasa gereklidir…
*Ancak;
TBMM’den geçen bu yasa (29 Madde) sorunlu bir madde.
*Madde şöyle: “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yarartma saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır”
*Peki…
Kim tespit edecek bu suçları?
*Hâkim ya da savcı.
*Hâkim ya da savcı çok masumane bir şekilde, “Ben böyle yorumladım.” derse ne olacak?
*Bence suç biraz somutlaştırılmalı.
*Yorumlara açık olmamalı.
*Yukarıda okudunuz yetkililer bu yasanın bu yıla kalmasından dolayı memnun olduklarını şöyle ifade etmişlerdi.
Ekim ayına kadar tarafların da dinleneceğini kaydetmişler ve “Bu sürede tarafların da bu konuda görüşleri alınarak dezenformasyon(Saptırmacılık) konusunda tam bir toplumsal mutabakatın oluşmasının sağlanması çok önemli.” demişlerdi.
*Eee..!
Hani nerede?
Kime fikri soruldu..?
ÇARPITILMIŞ SÖZLER:
İnsan acı duyabiliyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyabiliyorsa hayvandır.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir