Gazze’de 2 yıldır yaşanan vahşet, ateşkes antlaşması bahanesiyle cezasız kalmamalı başta Netanyahu olmak üzere tüm suçlular cezalandırılmalıdır.
Hocalı’da yaşananlar, 1949 Cenevre Sözleşmelerinin, Birleşmiş Milletlerin Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi çok sayıda sözleşmenin ciddi ihlali anlamına geliyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 22 Nisan 2010 tarihli kararında Hocalı’da yaşananlar, savaş suçları veya insanlık aleyhine suçlarla eş değer eylemler olarak görülmüştü.
Bugüne kadar 18 ülkenin parlamentosu ve ABD’nin 24 eyaletinin meclisi, Hocalı’da yaşananları kınayan ve soykırım olarak gören kararları kabul etmiştir.
Hocalıda neler olmuştu?
Hocalı Katliamı 33 yıl önce 26 Şubat 1992’de yaşanmıştı. Azerbaycan tarihinin en kara günlerinden biri olan Hocalı’da 33 yıl önce Ermeni Silahlı Kuvvetleri ve destekçileri, sivil Azerbaycanlılara yönelik büyük bir katliam gerçekleştirmişti.
Resmi rakamlara göre 613 Azerbaycanlı sivil hayatını kaybetmiş, yüzlercesi ağır yaralanmış ve 1275 kişi esir alınmıştı.
Katliam, Azerbaycan ile Ermeni güçleri arasında Dağlık Karabağ üzerinde süregelen savaşın en kanlı olaylarından biri olarak tarihe geçmişti.
Saldırıda hayatını kaybedenler arasında kadın, çocuk ve yaşlıların bulunması, işkence ve vahşet izlerinin tespit edilmesi, olayın boyutlarını daha da korkunç hale getirmişti.
Bu olayın ardından Hocalı tamamen boşaltılmıştı ve Ermeni güçleri tarafından işgal edilmişti.
26 Şubat’ta, Hocalı Katliamının 33. yılında Azerbaycan ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede anma törenleri düzenlenmişti. Hocalı’da yaşananlar, sivil halka yönelik büyük bir insanlık suçu olarak hafızalarda yer etmeye devam ediyor.
Ermeni ordusu ve ona destek veren Rusya’ya ait 366. Motorize Alayı, Hocalı kasabasını kuşatarak burada yaşayan binlerce Azerbaycanlıyı hedef almıştı.
İşkence, yakma, kafa derisi yüzme ve göz oyma gibi vahşet örnekleri, olayın bir savaş suçunun ötesinde bir soykırım girişimi olduğunu ortaya koymuştu.
Saldırıdan kaçmak isteyen siviller, ormanlık alanlara ve dağlara yöneldiklerinde ise pusuya düşürülerek katledilmişti.
Bu olay, 20. yüzyılın en büyük sivil katliamlarından biri olarak kayıtlara geçmiş ve uluslararası alanda savaş suçu olarak değerlendirilmişti.
26 Şubat 1992 gecesi, Ermeni ordusu ve destekçileri, Hocalı’ya ağır silahlarla saldırarak kasabayı ateş altına aldı. Saldırıdan kaçmaya çalışan siviller, donma, açlık ve Ermeni birliklerinin pusuya düşürmesi nedeniyle hayatlarını kaybetmişti.
Olayda, 613 kişi öldürülmüş, 106’sı kadın, 63’ü çocuk, 70’i yaşlı 613 kişi öldürülmüş. 487 kişi ağır yaralanmış, 1275 kişi esir alınmış, 150 kişi kaybolmuş ve akıbetleri hâlâ bilinmiyor.
Hocalı Katliamına giden olaylar zinciri, 1980’li yılların ikinci yarısında SSCB’nin dağılma sürecine girmesiyle birlikte başlamıştı.
Ermenistan, Azerbaycan’a ait olan Karabağ bölgesinin dağlık kısmında hak iddia ediyordu.
Bölge Azerbaycan’a aitti.
Dağlık Karabağ bölgesindeki Ermenilerin 1988 yılında Azerbaycan’dan ayrılıp Ermenistan’a katılmak istemesiyle iyice yükselmişti.
Dağlık Karabağ Meclisi, Ermenistan’a bağlandığını ilan etmiş, Azerbaycan da Dağlık Karabağ Bölgesi’nin özerk statüsünü kaldırıp kendine bağlamıştı.
Tüm bu gelişmeler üzerine Karabağ özerk yönetimi bağımsızlık referandumu yapma kararı aldı.
Azerbaycanlıların katılmadığı referandumla “Dağlık Karabağ Cumhuriyeti” ilan edilmişti.
Ermenistan ve Azerbaycan arasında çatışma kaçınılmaz hale gelmişti.
Ermeni kuvvetleri, Dağlık Karabağ bölgesini işgal etmişti.
Çatışmalardan dolayı nüfus 3 bine kadar düşmüştü. Bölgedeki tek havaalanının burada olması nedeniyle stratejik öneme sahipti.
Ermeni kuvvetleri, 1991’in son günlerinde harekete geçmişti. Hocalı’ya çıkan yolları ve civardaki köyleri ele geçirmişlerdi.
25 Şubat 1992 akşamı Ermeni kuvvetleri saldırıya başlamıştı.
26 Şubat sabahına kadar süren katliam, 613 kişinin canına mal olmuştu.
Ermeni askerlerinin gece karanlığında yaptığı katliam, 26 Şubat’tın ilk ışıklarıyla insanlık tarihine kara bir leke olarak yazılmışı.
Sivillerin toplu şekilde öldürülmesi ve hunharca eylemler, tarihe kanlı harflerle yazıldı.
Katledilenlerin adli tıp muayeneleri ve şahit ifadeleri, Hocalı sakinlerinin kafa derilerinin soyulması, kurak, burun, cinsel organlarının kesilmesi, gözlerinin çıkartılması gibi kadın, yaşlı ve çocuk ayrımı yapılmaksızın akıl almaz işkencelere maruz kaldığını açıkça kanıtlıyor.
Katliamın kurbanları arasında boynu vurularak, yakılarak katledilenlerin yanı sıra karnı süngülenen hamile kadınlar da var. O dönemde çekilen görüntüler ve fotoğraflar, katliamın büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Öldürülenlerden 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i yaşlıydı. 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulmuştu. 1275 kişi ise, Ermeni güçlerin elinde esirdi. Esir alınan 68’i kadın, 26’sı çocuk 150 kişiden hiç haber alınamamıştı.
Katliamda 8 aile tamamen yok edilmişti, 25 çocuk anne babasını, 130 çocuk ise anne baba dan birini kaybetmişti.
İnsanlık tarihinin en acımasız katliamlarından biri olarak tarihe geçen Hocalı Katliamı sonrası Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ayaz Muttalibov görevini bırakmıştı.
Azerbaycan Parlamentosu Hocalı’da yaşananların “soykırım” olduğunu ilan etmişti.
Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki savaş ise 1994 yılına kadar sürmüştü. İki taraf arasında yapılan barış görüşmeleri sonuçsuz kalmıştı.
Azerbaycan-Ermenistan sınırında 14 Temmuz’da 2020’de çıkan çatışmalarda, Azerbaycan ordusundan biri tümgeneral olmak üzere 7 askerin şehit olması, Dağlık Karabağ’ın işgalden kurtarılmasına giden savaşın fitilini ateşleyen bir gelişme olmuştu.
Azerbaycan ordusu, 27 Eylül’de Ermeni güçlerinin Dağlık Karabağ yakınlarında sivil yerleşimlere ateş açması üzerine topraklarını işgalden kurtarmak üzere karşı saldırı başlatmıştı.
İşgal altındaki topraklar Azerbaycan ordusu tarafından bir bir kurtarılmıştı. Toplamda 5 şehir, 4 kasaba, 287 köyde yeniden Azerbaycan bayrağı dalgalanmaya başlamıştı. 44 gün süren çatışmalar boyunca Ermenistan ordusunun saldırılarında 100 sivil hayatını kaybetti. 416 sivil yaralanmıştı.
Hocalı’da yaşananlar, 1949 Cenevre Sözleşmelerinin, Birleşmiş Milletlerin Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi çok sayıda sözleşmenin ciddi ihlali anlamına geliyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 22 Nisan 2010 tarihli kararında Hocalı’da yaşananlar, savaş suçları veya insanlık aleyhine suçlarla eş değer eylemler olarak görülmüştü.
Bugüne kadar 18 ülkenin parlamentosu ve ABD’nin 24 eyaletinin meclisi, Hocalı’da yaşananları kınayan ve soykırım olarak gören kararları kabul etmiştir.
Gazze ve Hocalı şehitlerine Allahtan rahmet diliyoruz.
Hoşça kalınız.

