Mersin’de sağlık, artık insanın değil paranın elinde.
Hastanelerin tabelaları ışıl ışıl, ama o ışıklar insanların umudunu değil, cebini aydınlatıyor.
Bir zamanlar “şifa kapısı” denilen yerler, bugün birçok vatandaş için “borç kapısı” olmuş durumda.
Hastaneye Girerken Dua, Çıkarken Fatura
Devlet hastanelerinde randevu bulamayan insanlar mecburen özel hastanelerin yolunu tutuyor.
Ama oraya adım attıkları anda gerçek yüzle karşılaşıyorlar.
Muayene, tahlil, film, ilaç derken rakamlar uçuyor.
Hastane koridorları artık hastalığın değil, çaresizliğin yankılandığı yer haline geldi.
Bir vatandaşın sözleri her şeyi anlatıyor:
“Eskiden doktorun sözünü beklerdik, şimdi kasadaki tutarı.”
En Çok Yaralı Olanlar, Zaten Yaralı Olanlar
Kanser, kalp ve kronik hastalıklarla yaşayan insanlar bu sistemde nefes almakta zorlanıyor.
Sürekli kontrole gitmek, düzenli ilaç almak, artık neredeyse bir lüks.
Birçok hasta tedavisini yarıda bırakıyor, kimisi aylarca kontrole gidemiyor.
Çünkü herkes aynı noktada tıkanıyor: “Param yetmiyor.”
Bir emekli kadın şöyle diyor:
“Hastalığımı değil, faturayı düşünmekten uykum kaçıyor.”
Reklam Çok, Gerçek Az
Sosyal medyada, billboardlarda “check-up kampanyası”, “indirimli sağlık” afişleri göz kamaştırıyor.
Ama vatandaş biliyor: O tabelalarda yazan fiyatlar, hastane kapısından içeri girene kadar geçerli.
Sonrasında her nefes, ayrı bir ücret.
Check-up bir yem, tedavi ise tuzak.
“Ucuz görünen kapıdan giriyorsun, çıkarken elinde sadece makbuz kalıyor.”
Uzmanlar Uyarıyor: Sağlık Ticarete Dönüştü
Ekonomistler diyor ki: Artık mesele maliyet değil, mantalite.
Sağlık hizmeti, bir insan hakkı olmaktan çıkıp bir piyasa malına dönüştü.
Rekabet yerine rant, vicdan yerine fiyat konuşuluyor.
Denetim yok, sınır yok, insaf da giderek kayboluyor.
“Hastaneler şifa vermek için değil, bilanço büyütmek için yarışıyor.”
Halkın Sesi: Yeter Artık!
Mersin sokaklarında herkes aynı cümleyi kuruyor:
“Bir kontrol, bir tahlil, bir reçete; ama ömür boyu borç hissi.”
Vatandaş Sağlık Bakanlığı’na sesleniyor:
Bu düzene artık dur denilsin.
Hastaneler denetlensin, faturalar incelensin,
sağlık hizmeti yeniden insanın hakkı haline gelsin.
“Hastaneler hesap değil, nefes yeri olmalı.”
Son Söz
Sağlık bir ticaret kalemi değildir.
İnsanın canı, şirketin bilançosuna yazılamaz.
Mersin’de yükselen bu sessiz çığlık artık duyulmalı.
Çünkü mesele sadece fiyat değil, vicdan meselesidir.
Bugün vatandaş “iyileşmek” değil, “ödeyebilmek” için çabalıyor.
Ama unutmayalım; parayla ölçülen sağlık, aslında kaybedilen insanlıktır.

