Gazi Öğretmen Milliyet Gazetesi köşe yazarı sayın Yılmaz Karakoyunlu’nun telefonla arayıp 28 Şubatla ilgili yazısından dolayı takdir ve teşekkür etmesinden çok mutlu olmuş…
Sayın Yılmaz Karakoyunlu’nun takdir ve teşekkür ettiği yazıda Gazi Öğretmen 28 Şubat Posmodern darbeyi şöyle özetlemiş:
‘’ Bugünkü sohbet köşemde kör gözlerin (!) görmesi ve sağır kulakların (!) işitmesi için TÜRKİYEMİZİ 28 Şubat “Postmodern Darbe”ye sürükleyen gelişmelerin 6 ay öncesini ve 6 ay sonrasını sizlerle paylaşmak istiyorum:
2 Ağustos 1996:
Sayın Necmettin Erbakan’ın başbakanlığında 28 Haziran 1996’da kurulan Refah Yol hükümeti,13 subay’ın irtica gerekçesiyle ordudan ihraç edildiği ilk Yüksek Askeri Şûra toplantısına katılmıştı…
5 Ağustos 1996:
Başbakan sayın Necmettin Erbakan Yüksek Askeri Şûra üyelerine yemek vermişti…
Yemekte Oramiral sayın Güven Erkaya garsona: “Bana rakı getir evladım” demiş ve ortamın gerilmesine sebep olmuştu…
14 Ağustos 1996:
Başbakan sayın Necmettin Erbakan ilk yurt dışı gezisini İran’a yapmış ve Postmodern darbecilerinin hedefi olmuştu…
7 Eylül 1996:
Barolar Birliği başkanı sayın Eralp Özgen ile Yargıtay başkanı sayın Müfit Utku adlî yılın açış konuşmasında laiklik vurgusu yapmıştı…
Özellikle sayın Özgen’in Türkiye’deki insanların şeriat korkusuyla yaşadığı iddiasını ortaya atması dikkat çekici olmuştu…
21 Eylül 1996:
TÜSİAD olarak sayın Rahmi Koç ve sayın Sakıp Sabancı’nın erken seçim istemesi gazetelere manşet olmuştu…
23 Eylül 1996:
Anavatan Partisi Genel Başkanı sayın Mesut Yılmaz hükümeti düşüreceklerine dair beyanatlar vermişti…
30 Eylül 1996:
Cumhurbaşkanı sayın Süleyman Demirel “laikliğin kıymetini bilin” diye beyanatlar vermişti…
Bu sayın Demirel’in hükümete bir uyarısı olarak değerlendirilmişti…
3 Ekim 1996:
Başbakan sayın Necmettin Erbakan Libya, Mısır ve Nijerya’yı kapsayan resmi bir geziye çıkmıştı…
Libya lideri Kaddafî’nin kendisini çadırda ağırlaması ve PKK’ya destek veren sözlerine tepki vermediği iddia edilmiş, ortam gerilmişti…
17 Ekim 1996:
Libya gezisinin ardından sayın Erbakan için T.B.M. Meclisi’ne gensoru önergesi verilmiş, önerge reddedilmişti…
23 Ekim 1996:
28 Şubatçıların organize ettiği ve daha sonraları kökü ERGENEKON’a kadar uzandığı tespit edilen Aczimendiler ortaya çıkarılmış ve 113 kişi gözaltına alınmıştı…
Sonradan bunların düzmece olduğu anlaşılmıştı…
3 Kasım 1996:
Susurluk kazasında Hüseyin Kocadağ, Abdullah Çatlı ve Gonca Us hayatını kaybetmişti…
Sedat Bucak ağır yaralanmıştı…
Olayın ardından 28 Şubatçılar tarafından devlet-mafya-polis üçgeni gündeme getirilmiş ve gerginliğin tırmanması istenmişti…
8 Kasım 1996:
İçişleri bakanı sayın Mehmet Ağar istifa etmiş yerine sayın Meral Akşener getirilmişti…
24 Kasım 1996:
Sayın Mesut Yılmaz Abdullah Çatlı ile ilgili açıklamaları sebebiyle Macaristan’da otel lobisinde saldırıya uğramıştı…
7 Aralık 1996:
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi savcısı sayın Nuh Mete Yüksel, başbakan sayın Necmettin Erbakan, Çalışma bakanı sayın Necati Çelik ve bazı milletvekilleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu…
10 Aralık 1996:
Altmış bir Üniversite rektörünün katıldığı rektörler komitesi YÖK başkanı sayın Kemal Gürüz’ün okuduğu bir deklarasyon yayımlayarak Susurluk ve basına baskı konularında hükümete sert bir uyarıda bulunmuştu…
28 Aralık 1996:
Sonradan Ergenekon örgütüne ve 28 Şubat postmodern darbe’ye dayanan Fadime Şahin – Müslüm Gündüz – Ali Kalkancı olayları patlak vermişti…
Aczimendilerin lideri olarak söylenen Müslüm Gündüz Fadime Şahin ile gazeteci sayın Hüseyin Üzmez’in evinde basılmıştı…
Hazırlanan senaryo gereği sahte şeyh Ali Kalkancı aylarca televizyonlarda boy göstermişti, sırf: “Ülke ne hallere düştü?..” densin diye…
7 Ocak 1997:
Refah yol hükümetine tepki göstererek Doğru Yol Partisinden istifa edenler, sayın Hüsamettin Cindoruk’un genel başkanlığında Demokratik Türkiye Partisini kurmuştu…
11 Ocak 1997:
Başbakan sayın Necmettin Erbakan, bazı dînî cemaat liderlerini Başbakanlık konutunda iftar yemeğine çağırmıştı…
Gazeteler olayı: “Hoca’nın özel konukları” diye duyurmuş ve ortam yine gerilmişti…
22 Ocak 1997:
Yüksek rütbeli subaylar Gölcük’te irtica toplantısı yapmıştı…
Orgeneral rütbesinde 9 komutan 72 saat müddetince üst üste toplantılar yapmıştı…
28 Ocak 1997:
Bazı gazetelerde: “Taksime cami, Ayasofya ibadete açılacak,500 tarikat 5 bin şeyh, defileler yasaklanıyor…” gibi haberlerle sunî gündem meydana getirmişlerdi…
30 Ocak 1997:
Sincan Belediyesi Kudüs gecesi düzenlemiş, Belediye başkanı sayın Bekir Yıldız ve İran büyükelçisinin misafir olduğu gecede ortaya konan cihat oyunu Türkiye’nin gündemine oturmuştu…
31 Ocak 1997:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Siyasi Partiler Yasasına aykırı davrandığı gerekçesiyle Refah Partisini uyarmıştı…
Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı sayın Deniz Baykal, sayın Erbakan’ın ülkeyi iç savaşa sürüklediğini iddia etmişti…
Başsavcı sayın Vural Savaş ta Partili gençlerin kıyafetlerini “özel üniforma” olarak tanımlamıştı…
1 Şubat 1997:
Üç General Ankara’da; Türk –İş başkanı sayın Bayram Meral, Türk Metal-İş başkanı sayın Mustafa Özbek, Atatürkçü Düşünce Derneği temsilcileri, İstanbul ve Hacettepe Üniversitelerinin yetkilileriyle bir araya gelmişti…
Generaller; “Siviller de bir an önce harekete geçsin…” çağrısı yapmıştı…
2 Şubat 1997:
Anavatan Partisi Genel Başkanı sayın Mesut Yılmaz: “Türkiye kaosa gidiyor… Güçbirliği yapmaya hazırız” çağrısı yapmıştı…
Başbakan sayın Necmeddin Erbakan ise; “Ordu da, Demirel de bizden çok memnun…” açıklaması yapmıştı…
4 Şubat 1997:
Sincan’da askerler tankla geçiş yapmış, Genelkurmay başkanlığı bunu “normal faaliyet” olarak açıklamıştı…
Başbakan sayın Erbakan bu geçişi yorumlarken “Cumhuriyet bayramında da 240 tank geçiyor” demişti…
“Günlüğüm”de 2 Şubat’ta yazdığım enteresan bir cümleyi de okuyucularımla paylaşmak istiyorum:
Hürriyet gazetesi muhabiri geç geldiği için tankların geçişini görüntülenemeyince, komutanın emriyle Hürriyet gazetesi muhabirinin görüntü alabilmesi için tanklar ikinci defa geçiş yapmıştı…
( devam edecek )