Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

UĞUR MUMCU VE CUMHURİYET ŞEHİTLERİ ARDINDAN!

Uğur Mumcu suikastının acısı,
Uğur Mumcu suikastının acısı, bize yurtseverlik, cesaretle mücadele mirası ve görevini bıraktı. Devlet 32 yıldır faili bulamadı, ama biz katili tanıyoruz.
Bu suikastlar;
1-Ne zaman?
2-Niçin?
3-Kimler yapıyor? Sorularında gizlidir. Zaten ülkemizde 1990-2000 Yılları arasında Cumhuriyetin en etkin ve yetkin birden çok aydınlanmacı, suikastlarla şehit edildiler. Tarihsel olgulara bakarsak,1990 yılı başında: Sovyetler Birliği dağıtılmış, ABD emperyalizmi Irak’a saldırmış, ABD’nin Savunma Bakanlığı (Pentagon) “üç İsrail planını” açıklamıştı. Türkiye bölgede kurulacak “Kürdistan”ı ya kabul edecek yada kendisi bölünecekti.
Yine 1990’ların başında; CIA’nın Orta Doğu masası şefi Grahom Fuller “Cumhuriyetiniz eskidi, M. Kemal’in de devri geçti, Türkiye’ye yeni bir (federal)kimlik lazım” açıklamasını yapmıştı. Bundan cesaret alan PKK terör örgütü başı APO o zaman ABD Başkanına “bölgede PKK rol almaya hazırdır” mektubunu yazmıştı. Uğur Mumcu; bu açıklamalar ve yaptığı araştırmalarla PKK’nın devlet içindeki ve CIA’nın bazı bağlantılarının ip uçlarına ulaşmış ve açıklamaya hazırlanıyordu. Bunun farkına varan CIA’nın iş ortağı FETÖ tipi casus örgütü elemanları onu katlettiler.
2000 Yılına kadar birçok aydınımız aynı yöntemlerle şehit edildi. Zaten 12 Eylül darbesini yapan Amerika’nın oğlanları (Evren)’lerin görevi 24 Ocak kararlarını sopa ile uygulamaktı. Çünkü ABD’nin talimatı vatanımızın(özelleştirmelerle)satılması, Cumhuriyetimizin (kurumlarının) dağıtılması, Milletimizin (ayrıştırılarak) bölünmesine zemin yaratılması idi. Bu ancak Atatürkçü aydınların biçilmesiyle mümkün olabilecekti. Bugün ülkemizin yaşadığı kara tablo o günlerin devamıdır. Bugün biz şehitlerimizi anacağız ama görevimizi devletimizin bağımsızlığı, vatanımızın bütünlüğü, milletimizin birliği mücadelesini anlayıp gereğini de yapmalıyız.

Düşünün ki “devletin bağımsızlığı, vatanın bütünlüğü, milletimizin birliği” ilkeleri denen dava yolunda Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu hukukçu Profesör Muammer Aksoy, gazeteci Uğur Mumcu, Jandarma Genel Komutanı General Eşref Bitlis, bilim adamı profesör Ahmet Taner Kışlalı, felsefeci eleştirmen Turan Dursun, İlahiyatçı aydın Doç. Bahriye Üçok, Maden İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer, Diyarbakır Emniyet Müdürü (birlik timsali) Gaffar Okkan, araştırmacı bilim insanı Necip Hablemitoğlu bu Cumhuriyetçi aydınlarımız birbirine benzer yöntemlerle (suikastlarla) şehit edildiler. İlginç ve çarpıcıdır! Amerikan emperyalizmi, NATO ve CIA’ya karşı mücadele edenlerin birçoğunun katili “faili meçhul” kalmıştır.

Hâlbuki 24 Ocak kararları ve 1990 başında Türkiye’ye kaosu dayatanlar ve bölünmeyle tehdit edenler aynı düşmanlardır. Bunlar ABD, İsrail, NATO dur. Ama, onların talimatıyla görev yapan FETÖ-PKK tipi örgütlerin etkili ve yetkili adamları bugün de aynı amaçla faaliyet halindedirler.

Uğur Mumcu ve yukarıda saydığımız şehit aydınlarımızın bize bıraktığı miras ile verdiği görev ağlamak, yakınmak değildir. Tam aksine, o şehitler bize mücadele, cesaret ve yurtseverlik kaynağı olmaktadırlar.
BUGÜN VATAN, DEVLET, MİLLET ŞEHİTLERİN IŞIĞIYLA DÜZE ÇIKACAKTIR.