Gazi Öğretmenin ilkokul yılları 1951 yılında Demokrat Parti döneminde başlamış…
Ülke ’de kıtlıkların yaşandığı Cumhuriyet Halk Partisi devri kapanmış ve Demokrat Parti devri başlamış…
Şükrü Saraçoğlu’nun kurduğu ikinci Saraçoğlu hükümetinden sonra kurulan 15’inci Recep Peker hükümeti Gazi Öğretmen iki yaşına gelinceye kadar 07.08.1946’dan 10.09.1947’ye kadar devam etmiş…
16’ncı Hasan Saka hükümeti 10.09.1947’den 10.06.1948’e, Gazi Öğretmen üç yaşına gelinceye kadar devam etmiş…
17’inci yine Hasan Saka hükümeti 10.06.1948’den 16.01.1949’a, Gazi Öğretmen dört yaşına gelinceye kadar devam etmiş…
18’inci Şemsettin Günaltay hükümeti 16.01.1949’dan 22.05.1950’ye Gazi Öğretmen beş yaşına gelinceye kadar devam etmiş…
…Ve 19’uncu Adnan Menderes hükümetiyle birlikte Cumhuriyet Halk Partisi hükümetleri sona ermiş Demokrat Parti hükümetleri devri başlamıştı.
Gazi Öğretmen 6 yaşında iken 1951 yılında Demokrat Partinin iktidara geldiği ve merhum Adnan Menderes’in başbakan olduğu dönemde İlkokula başlamış…
Şöyle ki: Yıl 1951…Aylardan Ağustos…Bozyazı’nın en sıcak günleri…
Gazi Öğretmenin babası Bozyazı kasabasında manifatura dükkânı işletiyormuş….
Kasabada bir de İlkokul var…Gürlevik İlkokulu…Bu okulda 4 evladını okutan babasının okula karşı büyük bir sempatisi varmış…Öğretmenlerle senli – benli imiş… Her gün okulun önünden geçerek manifatura dükkanına gidiyormuş…
Gazi Öğretmen henüz 6 yaşında iken babası bazen onu de manifatura dükkanına götürüyormuş…
Babasıyla birlikte manifatura dükkanına giderken bir- iki defa okulun bahçesindeki Akasya ağaçlarının dibinde dinlenmişler…
Bir katlı taş bina, binanın bahçesi, kendilerini Ağustos sıcağından koruyan bahçedeki Akasya ağaçları onu adeta kendine çekiyormuş…
Bir defasında babası bir öğretmenle konuşmuş…
Sonradan adının Aziz Keskinaslan olduğunu öğrendiği öğretmen onun meraklı bakışlarını görünce babasına kaç yaşında olduğunu sormuş…
6 yaşında olduğunu öğrenince de o yıl okula kaydolamayacağını, okul kayıt yaşının 7 olduğunu söylemiş…
Gazi Öğretmen İlkokula başlamak istiyormuş…Hayalleri yıkılmış…Dokunsalar ağlayacak haldeymiş…
Omun bu halini gören Aziz Keskinaslan babasına okullar açıldığı zaman okula gelmesini onu kayıtsız olarak bir yıl okutabileceğini anlatmış…
Onun sevincimi gören babası gerçekten 6 yaşında iken onu Gürlevik İlkokuluna göndermiş…
Aradan 1 ay geçmiş geçmemiş, okulda bir telaş, bir telaş ki sormayın…Meğer okula İlköğretim müfettişi teftişe gelecekmiş…1 – 2 gün içinde velilerin de yardımıyla okul temizlenmiş, pırıl-pırıl olmuş…
…Derken bir sabah vakti okulun bahçe kapısından eli çantalı, fötr şapkalı, düzgün kıyafetli birileri girmiş…
Öğrenciler meraklı bakışlarla pencerelerden gelen kişiyi seyrediyorlarmış…Öğretmenler koşarak eli çantalı kişiyi karşılamışlar…
Giriş zili çaldıktan sonra sınıfın öğretmeni Aziz Keskinaslan derse girmiş…Gelenin müfettiş olduğunu, biraz sonra sınıfa gireceğini söylemiş…
Sınıfın en küçük öğrencisi Gazi Öğretmenmiş…En ön sırada oturuyormuş…
…Ve kayıtsız bir öğrenciymiş…Öğretmen onu almış, en arkaya oturtmuş…Müfettiş geldiği zaman hiç ses çıkarmamasını söylemiş…
O korkudan tir-tir titriyormuş…Öyle ya…
Öğretmen babasının hatırına yaşı dolmadan onu sınıfa almıştı…Derken Müfettiş sınıfa girmiş…
Aman Allah’ım…Sanki öğretilmiş gibi gele – gele en arka sıraya gelmiş…Büyük öğrenciler arasında Gazi Öğretmen küçücük kalmış…
Müfettiş elinden tutmuş onu tahtaya kadar götürmüş…Öğretmen, diğer öğrenciler ve o adeta “şoke” olmuş…
Müfettiş ona “adın ne?” diye sormuş…Boğazına adeta bir topak düğümlenmiş…Cevap verememiş…
Gayri ihtiyari eline tebeşiri almış ve tahtaya Gazi diye yazmış…
Adını yazmayı daha 5 yaşlarında iken Hamdi ağabeysinden öğrenmiş…Müfettiş “aferin oğlum” demesin mi?
Bu aferin ’den moral bulan öğretmen Aziz Keskinaslan “numaran kaç? Öğretmeninin adı ne? Diye sormuş.
Okula kayıtlı olmamasına rağmen ona bir sınıf numarası verilmiş…Aziz Keskinaslan onun numarasını bildiğini, öğretmeninin adını da bildiğini biliyormuş…
O da peltek-peltek; “no yüj kırk şekiş..Ajij Keşkinaşlan şenşin…”deyivermiş…
Müfettiş bir ona, bir de sınıfa bakmış…Başını şöyle bir okşamış… “En küçüğü böyle olursa…” gibi laflar ederek sınıftan çıkıp gitmiş…
Sonradan öğrenmiş ki müfettiş başka hiçbir sınıfa girmeden ve idari teftiş bile yapmadan okuldan ayrılmış ve okulu denetimden kurtarmış…
Ona mükâfat olarak da 6 yaşındayken ve okulun açılışından 2 ay sonra kaydını yapmışlar…
Bu moralle İlkokul yılları çok güzel ve renkli geçmiş…Hem okulda hem okul dışında…
( devam edecek )
Ülke ’de kıtlıkların yaşandığı Cumhuriyet Halk Partisi devri kapanmış ve Demokrat Parti devri başlamış…
Şükrü Saraçoğlu’nun kurduğu ikinci Saraçoğlu hükümetinden sonra kurulan 15’inci Recep Peker hükümeti Gazi Öğretmen iki yaşına gelinceye kadar 07.08.1946’dan 10.09.1947’ye kadar devam etmiş…
16’ncı Hasan Saka hükümeti 10.09.1947’den 10.06.1948’e, Gazi Öğretmen üç yaşına gelinceye kadar devam etmiş…
17’inci yine Hasan Saka hükümeti 10.06.1948’den 16.01.1949’a, Gazi Öğretmen dört yaşına gelinceye kadar devam etmiş…
18’inci Şemsettin Günaltay hükümeti 16.01.1949’dan 22.05.1950’ye Gazi Öğretmen beş yaşına gelinceye kadar devam etmiş…
…Ve 19’uncu Adnan Menderes hükümetiyle birlikte Cumhuriyet Halk Partisi hükümetleri sona ermiş Demokrat Parti hükümetleri devri başlamıştı.
Gazi Öğretmen 6 yaşında iken 1951 yılında Demokrat Partinin iktidara geldiği ve merhum Adnan Menderes’in başbakan olduğu dönemde İlkokula başlamış…
Şöyle ki: Yıl 1951…Aylardan Ağustos…Bozyazı’nın en sıcak günleri…
Gazi Öğretmenin babası Bozyazı kasabasında manifatura dükkânı işletiyormuş….
Kasabada bir de İlkokul var…Gürlevik İlkokulu…Bu okulda 4 evladını okutan babasının okula karşı büyük bir sempatisi varmış…Öğretmenlerle senli – benli imiş… Her gün okulun önünden geçerek manifatura dükkanına gidiyormuş…
Gazi Öğretmen henüz 6 yaşında iken babası bazen onu de manifatura dükkanına götürüyormuş…
Babasıyla birlikte manifatura dükkanına giderken bir- iki defa okulun bahçesindeki Akasya ağaçlarının dibinde dinlenmişler…
Bir katlı taş bina, binanın bahçesi, kendilerini Ağustos sıcağından koruyan bahçedeki Akasya ağaçları onu adeta kendine çekiyormuş…
Bir defasında babası bir öğretmenle konuşmuş…
Sonradan adının Aziz Keskinaslan olduğunu öğrendiği öğretmen onun meraklı bakışlarını görünce babasına kaç yaşında olduğunu sormuş…
6 yaşında olduğunu öğrenince de o yıl okula kaydolamayacağını, okul kayıt yaşının 7 olduğunu söylemiş…
Gazi Öğretmen İlkokula başlamak istiyormuş…Hayalleri yıkılmış…Dokunsalar ağlayacak haldeymiş…
Omun bu halini gören Aziz Keskinaslan babasına okullar açıldığı zaman okula gelmesini onu kayıtsız olarak bir yıl okutabileceğini anlatmış…
Onun sevincimi gören babası gerçekten 6 yaşında iken onu Gürlevik İlkokuluna göndermiş…
Aradan 1 ay geçmiş geçmemiş, okulda bir telaş, bir telaş ki sormayın…Meğer okula İlköğretim müfettişi teftişe gelecekmiş…1 – 2 gün içinde velilerin de yardımıyla okul temizlenmiş, pırıl-pırıl olmuş…
…Derken bir sabah vakti okulun bahçe kapısından eli çantalı, fötr şapkalı, düzgün kıyafetli birileri girmiş…
Öğrenciler meraklı bakışlarla pencerelerden gelen kişiyi seyrediyorlarmış…Öğretmenler koşarak eli çantalı kişiyi karşılamışlar…
Giriş zili çaldıktan sonra sınıfın öğretmeni Aziz Keskinaslan derse girmiş…Gelenin müfettiş olduğunu, biraz sonra sınıfa gireceğini söylemiş…
Sınıfın en küçük öğrencisi Gazi Öğretmenmiş…En ön sırada oturuyormuş…
…Ve kayıtsız bir öğrenciymiş…Öğretmen onu almış, en arkaya oturtmuş…Müfettiş geldiği zaman hiç ses çıkarmamasını söylemiş…
O korkudan tir-tir titriyormuş…Öyle ya…
Öğretmen babasının hatırına yaşı dolmadan onu sınıfa almıştı…Derken Müfettiş sınıfa girmiş…
Aman Allah’ım…Sanki öğretilmiş gibi gele – gele en arka sıraya gelmiş…Büyük öğrenciler arasında Gazi Öğretmen küçücük kalmış…
Müfettiş elinden tutmuş onu tahtaya kadar götürmüş…Öğretmen, diğer öğrenciler ve o adeta “şoke” olmuş…
Müfettiş ona “adın ne?” diye sormuş…Boğazına adeta bir topak düğümlenmiş…Cevap verememiş…
Gayri ihtiyari eline tebeşiri almış ve tahtaya Gazi diye yazmış…
Adını yazmayı daha 5 yaşlarında iken Hamdi ağabeysinden öğrenmiş…Müfettiş “aferin oğlum” demesin mi?
Bu aferin ’den moral bulan öğretmen Aziz Keskinaslan “numaran kaç? Öğretmeninin adı ne? Diye sormuş.
Okula kayıtlı olmamasına rağmen ona bir sınıf numarası verilmiş…Aziz Keskinaslan onun numarasını bildiğini, öğretmeninin adını da bildiğini biliyormuş…
O da peltek-peltek; “no yüj kırk şekiş..Ajij Keşkinaşlan şenşin…”deyivermiş…
Müfettiş bir ona, bir de sınıfa bakmış…Başını şöyle bir okşamış… “En küçüğü böyle olursa…” gibi laflar ederek sınıftan çıkıp gitmiş…
Sonradan öğrenmiş ki müfettiş başka hiçbir sınıfa girmeden ve idari teftiş bile yapmadan okuldan ayrılmış ve okulu denetimden kurtarmış…
Ona mükâfat olarak da 6 yaşındayken ve okulun açılışından 2 ay sonra kaydını yapmışlar…
Bu moralle İlkokul yılları çok güzel ve renkli geçmiş…Hem okulda hem okul dışında…
( devam edecek )