Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

MUTLULUK ÇOK NANKÖR BİR MESLEKTİR!

Mutluluk, Analitik psikolojide bir

Mutluluk, Analitik psikolojide bir heyecan çeşididir.
Aşk gibi, korku gibi, açlık gibi sıradan bir durum yani.
Mutluluk da kontrol altına alınmalı.
İnsan mutlu olurken de kendini frenleyebilmeli.
Her şeyde olduğu gibi mutlu olurken dışarıya yansıttığımız davranışlarımızdaki abartılık, psikolojik olarak rahatsızlığımızı dışarıya vurduğumuz bir ruhsal problemli gösteriye dönüşmemeli.

Ne diyor ekolün kurucusu Freud ‘‘insan egolarının köpekliğini yapmamalı egolarına köpeklik yaptırmalı’’
Mutluluk gibi sevgide bir heyecan çeşididir.
Ama sevgi nedensiz bir heyecan çeşidi değildir.
Davranışlarımızı yönlendiren, bizi olduğumuz halden çıkarıp başkalarının ayakkabıları ile yaşamaya iten, uzaktaki güllerin ne kadar güzel koktuğunu ve o güllerin renginin elimizdeki güllerden ne kadar daha katmerli ve canlı olduğunu bize anlatır. Bize inandıran ve inandığımız, bu olmayan şeyin histerik bir şekilde etrafımızada inandırmaya kendimizi adadığımız bir uyku hali, delilik durumudur sevgi.
Çok yaşamış az gülmüş, az aldatılmış ve bolca gülmüş bir insan iyi bir insandır.
En azından memleket değil dünya normallerinin üzerindedir kendileri.
Ben de düstur olarak kendime bunu edinmiş durumdayım.
Çok nefes al az aldan.
Ama çoğu zaman, bazı durumlarda basiretimizin bağlanıp olayların bizim dışımızda geliştiği zaman dilimleri olabiliyor. Çaresiz başa gelen çekilir diyerek yaşanılan anı ve geleni kabul etmek zorunda kalıyoruz, sizce de doğru değil mi?
Akıllandım artık dediğim her olaydan sonra aslında aklımın daha henüz yetmediğini öğrenmemin arasındaki mesafe topu topu üç beş saniyedir.
Şimdi son kez akıllandım diyorum ama buna ben de inanmıyorum ki sizde inanmayın!
Ben artık öyle boş beleş sevmiyorum, o günler eskide kaldı.
Beni seven insan bir kendini göstersin, bir gözümün önünde olsun, bir beğensin, bir kendisi ile ilgili yorum yapsın kısacası ben buradayım desin.
Eskidendi, “O beni sevmese de ben seviyorum ya bu bana yeter’’ cümlesi.
Hayatta her şeyin bir bedeli vardır benim de bedelim var, mutlu olmak isteyen bedelini ödesin.
Neymiş uzaktan seviyormuş.
Hahaha…
Ben de seviyorum ama kuşları, ama şarkıları, ama denizi seviyorum.
Ben de senin yapmaya çalıştığın misal onları uzaktan seviyorum!
Seven insan yanında olur, gözünün önünde olur kardeşim.
Akıllandık.
Uzaktan kumandalı sevdalar, emrivaki sevişler, zorlamalı ve her yapıldığında farklı insani deneyimleri sunan sarılmalar yetti artık.
Farklı kaleleri savunan komutanlar bir araya gelmesin artık.
Solunan hava aynıysa dilde aynı aynı olsun, sevişlerde, görüşlerde.
Benim artık yamalı eskitmeli anlamsız ve muallakta kalmış şeylere tahammülüm yok.

Ya gel benim ol, ya da hep başkalarının vitrininde kal.
Sonuçta kimse satamayacağı malı vitrine koymaz değil mi ?
Ben emanetçi değilim ki, Kürkçü dükkanın..!
Mutluluğun ve sevginin doğası üzerinde derin bir sorgulama yapılıyor olması lazım gelir.
Anlatmak istediklerimin ana temaları arasında mutluluğun geçiciliği, sevginin karmaşık doğası ve insan ilişkilerindeki samimiyet ön planda.
Mutluluğun ve sevginin sadece bir duygu değil, aynı zamanda sorumluluk ve kontrol gerektiren durumlar olduğunu vurguluyorum.

Yazının belirli bölümlerinde, sevginin “nedensiz bir heyecan” olmadığı ve insanların birbirlerine olan sevgilerinin, karşılıklı iletişim ve bağlılık ile kuvvetlenmesi gerektiği ifade ediyorum.
Özellikle “uzaktan sevgi” kavramına duyduğum tepki, sağlıklı ve gerçek bir ilişki için gerekli olan yakınlık ve etkinliğin altını çiziyorum.

Ayrıca, bireyin kendi mutluluğu için bedel ödemesi gerektiği belirtisini, yaşamın getirdiği sorumlulukları kabullenmenin önemiyle birlikte vurguluyorum.
İletişim eksikliği veya zihinsel ve duygusal mesafe, insan üzerinde olumsuz bir şekilde işleniyor ve tamiri mümkün olmayan yaralar, izler bırakıyor.
Artık yüzeysel ilişkilerden ve duygulardan uzaklaşma arzumuifade ediyorum; bu da doğal ve içten ilişkilere verilen önemi gösterdiği kanaatindeyim.

Sonuç olarak, sevginin ve mutluluğun bir bedeli vardır. İnsani ilişkileri düzenleyen görünmez kurallar bütünlüğü içerisinde gerçek hislerin ve bağlantıların ne denli önemli olduğunu savunuyorum.

Samimiyet, özgünlük ve teslimiyet arayışının ön planda olduğu bu devirde, modern ilişkilerin yaşattığı zorlukları yansıtırken, insana dair derin bir sorgulama sunuyor bu yaşatılanlar.
Gelecekte görüşürüz…