“Cahilin ağzında ağı olan dil, kamilin ağzında Anzer Balı olur!”
Doğru dil ve söylem, en iyi, en doğru ve en sağlıklı iletişim aracıdır.
Yanlış dil ve söylem ise bütün kötülüklerin başlangıcıdır.
O nedenledir ki, dilimizin ve söylemimizin düzgün olması lazım. İnsana yaraşır olması lazım yani.
Millet olarak, dil ve söylem konusunda (maalesef!) sıkıntılıyız. Hem de çok sıkıntılıyız. Özellikle de bazı alanlarda…
Bu alanların başında da siyasi alan geliyor.
Dilimizi siyasetçilerden daha çok terleten ve daha çok kirleten başka bir kesim yoktur heralde?! Siyasilerimizin, bu kirli dilden ve söylemden bir an önce vazgeçmeleri lazım.
Hatta, hemen şimdi vazgeçmeleri lazım. Bu yakıcı, acıtıcı dilin ve söylemin kimseye faydası yok çünkü. Faydası olmadığı gibi zararı da çok..!
Bir de, dilimizi doğru (kuralına uygun) kullanmamız lazım. Maalesef, bu konuda da sıkıntılarımız var!
Hem de çok var!
Sürekli göz önünde olmaları ve basın, medya üzerinden toplumun her kesimine kolayca ulaşmaları nedeniyle, bu konuda da en büyük görev siyasilerimize düşüyor.
Biz yerine bizler, siz yerine sizler diyen anlı şanlı siyasetçilerimiz var!
Oysa, bizler yerine bizim gibi, sizler yerine de sizin gibi demeleri lazım…
Zaten çoğul olan esnaf gibi sözcükleri de, esnaflar diyerek çoğaltmamaları lazım. Bu sözlerim basınımız ve medyamız için de geçerli tabi!
Ne yazık ki, Türk Dili’nden habersiz gazetecilerimiz ve özellikle de haber sunucularımız var!
Unutmayalım!
“Bir ev için tüten bacası neyse, bir millet için de dili odur!”
Dilimize, tarihimize, kültürümüze ve değerlerimize sahip çıkmamız umut ve dileğimle esen kalın.
Aşkınızı, heyecanınızı ve umudunuzu da yitirmeyin.
Umutsuzluğun içinde dahi umut olduğunu da unutmayın.
Her şey gönlünüzce olsun ve bütün iyi dilekleriniz gerçekleşsin…
KELECİ BİLEN KİŞİNİN
Keleci bilen kişinin
Yüzünü ağ ede bir söz
Sözünü pişirip diyenin
İşini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ede bir söz!
Sözlerini pişire gel!
Yaramazın şeşüre gel!
Sözün usla düşüre gel!
Her çağda söylene o söz
Gel ey ahi şehriyari!
Sözümüzü dinle bari!
Bin gevher ile Dinarı
Kara toprak ede o söz
Kişi bile söz demini
Demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini
Sekiz Uçmağ ede bir söz!
Yürü yürü yolun ile!
Gafil olma bilin ile!
Key sakın gel dilin ile!
Canına dağ ede bir söz!
Yunus şimdi söz yatından
Söyle sözün gayetinden!
Pek sakın o Şah katından!
Seni ırak ede bir söz
Yunus Emre
Keleci: Düzgün ve kusursuz söz, özlü söz
Şeşürmek: Değiştirmek, çıkarmak
Ahi: Kardeş (Arapça’da)
Şehriyar: Şah, padişah, hükümdar, sultan
Uçmağ (Uçmak): Cennet
Key: Çok, pek çok
Yat: Bildik, tanıdık olmayan, yabancı, el
Gayet: Güçlü, etkili, ustaca