YASALAR UYGULANSIN KADINLAR YAŞASIN

Mersin’de “Yasalar Uygulansın Kadınlar Yaşasın” konulu panel düzenlendi. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen panele Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Türkiye Kadın Hakları Aktivisti Av. Hülya Gülbahar, Kadın Adayları Destekleme Derneği Genel Başkanı Nuray Karaoğlu katılım sağladı.

Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Kent Konseyi tarafından gerçekleştiren panele katılım yoğundu. Kadına yönelik şiddet, aile içi şiddet ve istismar konularına değinilen panelde konuşma yapan  Mersin Kent Konseyi Başkanı Faik Burakgazi, “Ülkemizde erkek egemen anlayışı ile uygulanan kadın politikaları ve uygulanmayan yasalar toplumu suçlu üretmeye yöneltiyor. Uygulanan yasalar kadını metalaştırıyor, çocuk yaşta evlendirilmenin önünü açıyor. Kadına yönelik şiddet ceza yasaları yönüyle adeta korunuyor. Toplumun her alanında  kadına yönelik şiddet kadınlarımızı bizlerden kopartıyor. Ne yazık ki  kadınlarımızın yaşam hakkını savunmaktan öteye gidemedik. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak  devlet politikaları arasında yer almaktadır.” diye konuştu.

“Çocuk istismarcılarına karşı kenetleneceğiz”

Panele konuşmacı olarak katılan ve ‘Çocuk İstismarı Nafaka ve Eziyet’ konularına değinen Türkiye Kadın Hakları Aktivisti Av. Hülya Gülbahar kadın hakları söz konusu olduğunda görüş ayrılıklarını Türkiye kadın hareketi olarak bir kenara bıraktıklarını belirterek, “Görüş ayrılıklarını bir kenara bıraktığımız her konuda bizler kazandık. Fakat bir bütün olmadığımız konularda ise hep kaybettik. Çocuk istismarı, çocuğa yönelik şiddet ve çocuk istismarcılarına karşı hangi partiden, mezhepten, sınıftanız olarak bakmayacağız ve kenetleneceğiz.” diye vurguladı.

“Bir avuç kadın olarak direniyorduk”

Ak Parti döneminden önce 2002 yılında bir avuç kadın olarak mecliste farklı görüşlerde erkeklere karşı evlilik yaşını 18’e çıkarma girişiminde bulunduklarını vurgulayan Gülbahar, “Bizler bir avuç kadın olarak evlilik yaşını 18’e çıkartmaya çalışırken farklı görüşteki erkekler ise aşağı yaşlara çekmeye çalışıyorlardı. Türkiye’nin gelenek, görenekleri, dini inancı erken evliliği gerektiriyor diye karşımızda duruyorlardı. Bizler bunun karşısında mücadele verdik ve kazandık ve erkek kadın arasındaki yaş farkı ortadan kalktı ve bazı uzlaşmalar sağlandı.” diye belirtti.

“Cinsel ilişki yaşını 9’a indirmeye çalışanlar var”

Çocuklarla cinsel ilişki yaşını 15’te tutmak içinde mücadele ettiklerini belirten Gülbahar, “Bir ülkenin parlamentosundaki adamlarla bir avuç kadın olarak 15 yaşındaki çocukların cinsel istek için rızası olamaz, siz onlara tecavüz ediyorsunuz diyorduk. Çocuklara tecavüz edildiği zaman çocuğun rızası var diyerek ceza alınmıyordu. Bizim kavgamız bunu engellemeye çalışmaktı. Halen dini argümanlar kullanılarak cinsel ilişki yaşını 9 olarak belirlemek isteyen insanlar var.” diyerek tepki gösterdi. 

“Erken evlilik propagandası yapılıyor”

Erken evlilik propagandası yapıldığına dikkat çeken Gülbahar, “Erken çocuk doğurun, üç çocuk doğurun veya beş çocuk propagandası yapılıyor. Erken evlilik denilen şey milyonlarca kız çocuğunun ve toplumun bütün bir geleceğini ilgilendiren bir konu. Çocuk istismarcılarının affedilmesinden bahsetmiyorum. Bugün yüzlerce ve binlerce tecavüzcünün serbest bırakılmasından bahsediyoruz. Yürüyen bütün davaların düşmesinden bahsediyorum. Af konusu gündeme geldiğinde her kadın siyasi görüş farklılığı olsa da kendi partisini basanlar ve direniş gösterenler oldu. Biz direnme ve çalışmalarla gündemde olan affı durdurduk.” diyerek yeniden gündeme gelen af konusunun da engellenmesi gerektiğini vurguladı.

“Kadınlar boşanmak için ölümü göze alıyorlar”

Yaptığı konuşmada kadınların nafaka hakkına da değinen Gülbahar, “Çocukken erkenden evlendirileceksin ve çok çocuk doğuracaksın erkek bir anda bırakıp gidebilecek. Nafaka hakkı kaldırıldığı için kadınlarımız zor durumda bırakılacak. Boşanmak kadın için zor bir durum. Kadınlarımız bu yüzden öldürülüyor. Boşanmak istedikleri için dün bir kadın öldürüldü, bugünde öldürülecek yarında öldürülecek kadınlarımız öldürülüyor. Bağımsızlık ve özgürlüklerini kazanmak için kadınlarımız ölümü göze alıyorlar.” diyerek boşanmanın ciddi bir sorun olduğunu dile getirdi.

“Türkiye’de çok ciddi bir nafaka propagandası var”

Av. Hülya Gülbahar nafakaya yönelik rapor sunarak erkeklerin bu yönde toplumu yanılttığını belirtti.

Gülbahar, “Bir gün evli kalıp ömür boyu nafaka ödeyen erkek olayı gerçek dışı değil. Bunu söyleyen erkeklerin çoğu çocuğa ödenen nafakadan bahsediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı şiddet müddeti 4 ay 10 günden sonra haram olduğu propagandası yapılıyor. Mağduruz deniliyor. Bu yüzden erkeklerde haram zaten diyerek ödemiyorlar. Türkiye’de çok ciddi bir nafaka propagandası var.” diye konuştu.

“Sığınma evleri çok az ve yetersiz”

Türkiye’de 100 bini geçen bütün belediyelerin sığınma evi açması gerektiğini vurgulayan Gülbahar, “Sadece 32 belediyemiz sığıma evi açarak az bir şekilde uygulama yapılmış. Bu çok az bir rakam bir çok belediyede halen sığınma evleri yok. Ayrıca Türkiye’de cinsel şiddet kriz merkezleri açılması gerekiyor. 6283 sayılı kanunun uygulanması hayat kurtarır. İstanbul sözleşmesi uygulanması hayat kurtarır” dedi.

“Eğitimle sorunları aşabiliriz”

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, kadın ve erkeğin eşit konumda mücadele alanında tutulmaya çalışılması gerektiğini belirtti.

Güllü, “Bunlar eğitimde yapılmıyor ve biz de diyoruz ki, 2008-2019 tarihleri arasında bu ülkede, gözlerinizi kapatın ve hayal edin; Stadyumdasınız erkekler için özellikle çok daha kolay bir hayal. Ama stadyumun o yeşil saha alanı kadar yani 2 bin 865  kadın öldürüldü. Erkeği yücelterek en önemlisi sünnetiyle, aslan oğlum diyerek ormanlara salarsanız ve kız çocuklarınız regli olduğunda kambur yetişmesine yine okula gittiğinde erkek çocuğuna ‘kaç kızı öptün?’ diye sorarsanız, bu zihniyet erkeği ormanların kralı aslan yapar. Kadınların yaşam mücadelesi verdiği ve erkeklerin koyun gibi kadın kestiği bir ülkede yaşıyoruz.” dedi.

“Sözleşmeyi uygulamıyoruz”

Hakim ve savcıların verdikleri kararlara dikkat çeken Güllü, “Mersin Tarsus’ta hakim 5 yaşımdaki çocuğun bağırma ehliyeti var diye yargılama gerçekleştirdi. Bu ülkede bir sözleşme Ak partinin yaptığı en iyi icraatıdır. İstanbul Sözleşmesi fakat bu kadar güzel bir sözleşmeyi 2014’te imzaladınız, içinde ne var biliyorsunuz. Ev içerisinde kimin başına bir şiddet gelse bunu önlemek üzere olması gerekiyor. Yargıda bu şiddeti uygulayanları yargılayacağız diyen bir sözleşme. Fakat sözleşmemin ayrıntılarını uygulayamıyoruz. Hükümet politikası ve hakim savcılar olarak uygulayamıyoruz.” diye konuştu. 

“İstanbul Sözleşmesi başarıdır”

İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasında emeği geçenlerin sivil toplum örgütleri olduğunun vurgusunu yapan Güllü,”0549 656 9696 numaralı acil yardım hattı işletiyoruz. Telefon numarası kocanızdan, babanızdan abinizden veya erkek kardeşinizden yediğiniz söz ve şiddetle karşılaşıldığında bizi arıyorsunuz. Biz o vakaların hepsinde ne ayrıntılar olduğunu görüyoruz. Gördüğümüz zaman ise müdahale ederek, önlemeye çalışıyoruz. Hiçbir kadın yalnız değildir ve yalnız kalmayacaktır. Biz bir bütünüz ve mücadele kazandırır. Var olan yasaların varlığıyla hareket edeceğiz.” diye konuştu.

“Kadın erkek arasında ücret eşitsizliği var”

Kadın Adayları Destekleme Derneği Başkanı Nuray Karaoğlu ise, “Karar alma mekanizmalarında, kadın sayısının arttırılması için uğraşıyoruz. Karar alma mekanizmasının başında kadın yer alırsa neler olabilir düşünün. 2020 raporu cinsiyet eşitsizliği raporunda 153 ülke arasında Türkiye 130. sırada yer aldı. İzlanda ise birinci sırada yer aldı. Eşit işi yapan erkek ve kadınların birbirinden farklı ücret almamaları gerekiyor. Türkiye de yüzde 20 gibi bir ücret farkı var. Bu eşitsizliği aşmalıyız.” şeklinde konuştu.

SEYFETTİN AKARCA