Nöbetçi Eczaneler
İnsanoğlu mutlu olsun diye yaratılmıştır.
Bu da ancak güzel ve yaşanabilir bir dünya ile mümkündür.
Bunu sağlaması gerekenler de öncelikle yönetme mevki ve sorumluluğunda olan siyasiler ve onların görevlendirdikleri bürokratlardır.
Ama bu demek değildir ki, bu işten sadece siyasiler ve bürokratlar sorumludur. Güzel ve yaşanılası bir dünyadan akıl sağlığı yerinde olan herkes sorumludur.
Hem de yediden yetmişe sorumludur.
Bireysel anlamda onların da yapması gerekenler vardır çünkü. Onların da sorumlulukları, yükümlülükleri ve ödevleri vardır.
Fakat bunun için bilinçli olmak şarttır.
Bunun da yolu insan, çevre ve doğa odaklı bir eğitim sisteminden geçer.
Bizdeki eğitim sistemi maalesef(!) buna uygun değil.
Buna odaklı değil Bizdeki eğitim sistemi.
Çünkü insanı ve dünya mutluluğunu öncelemiyor. Ayrıca, verilen eğitim, insanı, çevreyi ve doğayı korumaya, geliştirmeye dönük içerikten de yoksun görünüyor.
O yüzden de Ülkemizin her bir yanında doğa katliamı ve çevre kirliliği almış başını gitmiş.
Bunda en büyük pay, kuşkusuz ki siyaset kurumunundur.
Çünkü siyaset kurumu üzerine düşeni yapmıyor. Tam aksine, insanları mutluluk vaadiyle aldatıp, hayatlarından çalıyor.
Ayrıca, uygulamalarıyla doğa katliamının ve çevre kirliliğinin önünü açıp, hayatı insanlara adetâ dar ediyor. Oysa ki, bu katliamı ve kirliliği önlemesi gereken onlardır.
Asıl görev onlarındır yani.
O nedenledir ki, siyaset kurumunun şapkasını önüne koyup, insanların mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmeleri için üzerine düşeni yapması lazım.
Buna uygun ekonomik, sosyal ve kültürel ortamı sağlaması lazım.
Üstelik de en geniş anlamda sağlaması lazım.
Aksi halde, bunun hesabını veremezler ve vebal altında kalırlar.
Nitekim kalıyorlar da.
ÖZLÜ SÖZLERİM
– “Aklı, adaleti ve emniyeti olan bir devletin varsa korkma! Çünkü ne kervanın dağılır ne de kervanına kurt ya da kıran girer!”
– “Siz doğaya kastederseniz, doğa bunun intikamını sizden alır. Sizden almasa dahi çocuklarınızdan, torunlarınızdan alır.”
– “İnsanların en sahtekarı Allah ile aldatandır.”
– “Bir devleti şu iki şey ayakta tutar! Bilgi ve tecrübeyle beslenmiş akıl, adaletle taçlanmış hukuk.”