Nöbetçi Eczaneler
1969 – 1970 eğitim-öğretim yılı Gazi Öğretmenin İlk Öğretmen okulunda 3’üncü ve en verimli yılı, son yılı olmuş…
Bu öğretim yılında İlk Öğretmen okulu içinde bulunan karanlık fikirler tamamen temizlenmiş, yeni idare kadrosu oluşturulmuş ve solcu öğretmenler yerine milliyetçi öğretmenler ağırlık kazanmış…
Üçlü gruplar dan Edebiyat öğretmeni sayın Nureddin Yaz müdür yardımcısı olmuş…Sayın Namık Yücesan o güzel ve akıcı anlatımıyla tarih derslerinde öğrencileri tamamen kendine bağlamış, öğrencilerin en çok sevdiği öğretmen olmuş… Gazi Öğretmen bu öğretim yılında da İslam Medeniyeti Mecmuasındaki görevini aksatmadan yürütmüş…
Bu öğretim yılında da dersinden başarılı olan öğrencileri çeşitli yollarla ödüllendirmiş…
Ancak 3 yıllık süre içinde hiçbir öğrenci yazdırdığı İSLAM tarifine ek yapamamış ve vaat ettiği elbiseyi kazanamamış…
İslam’ın tarifi şuymuş: “İslam; Hak ve hakikat imanı, selâmet ve saadet ilmi, cemiyet, hukuk, iktisat ve ahlâk nizamı, sanat düzeni, huzur ve beka duygusudur.”
Bu tarifi Gazi Öğretmenin sayın Ömer Kirazoğlu hocası İslam Medeniyeti mecmuasının 15 aralık 1967 tarihinde yayımlanan yıl 1, sayı 5, sayfa 55’de “İslami Davranış” adlı makalesinde de yayınlamış…
Gazi Öğretmen ise bu tarifi derste bizzat onun sözlerinden ezberlemiş ve 3 yıl boyunca bütün öğrencilerine de ezberletmiş…
Ancak hiçbir öğrenci bu tarifin dışında kalıp ta İslamiyet’i içine alan bir kelime ekleyememiş…
Öyle ki mezun olan her öğrencisine; “Ne zaman ekleme yaparsanız bana bildiriniz ve ben size elbisenizi alacağım…” demiş…
Sonraki yıllarda mektuplaştığı öğrencileri bazı eklemeler yapıyor ve Gazi Öğretmen de o eklediklerinin önceki kelimelerin içinde olduğunu bildiriyormuş…Kendilerine tabir caizse açık çek vermiş…Bugüne kadar da bu çeki bozduran olmamış…
Sivas İlk Öğretmen okulunda görev yaptığı 3 yıllık süre içinde pek çok dost ve arkadaş da edinmiş…
Akşamları karşılıklı ziyaret toplantılarını, bu toplantılarda erkeklerin yaptığı çiğ köfte partilerini, pazar günleri yaptıkları toplu gezileri, her ay muntazaman verilen konferansları, şiir günlerini, okullar arası yapılan münazara ve bilgi yarışlarını…hiç unutamıyormuş…
Artık Sivas’ta yapacak hizmet kalmadığını düşünüyormuş…
Taşlar yerine oturmuş, Sivas’ın çehresi değişmiş, kapalı bir kutu olan İlk Öğretmen okulunda da milliyetçi, muhafazakâr, vatanını, milletini, bayrağını seven kadro görev başına gelmiş…
Arkadaşlarıyla fikir teatisinde bulunmuşlar ve tayin istediği takdirde İlk Öğretmen okulunda herhangi bir aksaklık olmayacağı yeni gelecek Din bilgisi öğretmeni kim olursa olsun artık bu çarkın döneceği kanaatine varmışlar…
Bütün bu çalışmalarına Ankara’dan yardımcı olan, Sivas İlk Öğretmen okulundaki çalışmalarına büyük ölçüde destek veren ve kendisini devamlı moralli tutan Din Eğitimi Genel Müdürü sayın Hulusi Özkul’dan bahsetmeden geçemeyecekmiş…
Sayın Hulusi Özkul Gazi Öğretmenin Adana İmam Hatip Lisesini bitirdiği yıl okul müdürüymüş…Gazi Öğretmen son sınıfta iken okulu bitmeden önce Ankara’ya tayini çıkmış… Son sınıflar olarak müdürlerine bir veda gecesi düzenlemişler…
Veda gecesinde yaptığı konuşmadan bir bölüm 50 yılı aşkın süre geçmesine rağmen hala Gazi Öğretmenin kulaklarındaymış…
Sayın Hulusi Özkul tane-tane söyleyerek demiş ki; “Ben aciz Hulusi var isem eğer, sizin yüzünüzden, sizin varlığınız yüzünüzden varım…”
İşte Gazi Öğretmenin Sivas’ta yaptığı mücadeleleri anında Din Eğitimi genel Müdürü sayın Hulusi Özkul’muş.
1969-1970 eğitim öğretim yılının başlarında sayın Hulusi Özkul Ankara İmam Hatip Lisesine öğretmen olarak atanmış ve yerine vekaleten Necati İlhan Leblebicioğlu getirilmiş…
Sayın Hulusi Özkul Din Eğitimi Genel Müdürlüğü yaptığı dönemlerde Gazi Öğretmene hep moral kaynağı olmuş…
1969-1970’li yıllarda 31’inci Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin başında 2’inci sayın Süleyman Demirel hükümeti varmış…
Ve Gazi Öğretmen 1969 – 1970 öğretim yılının sonunda büyüklerine de danışarak Anamur’a tayinini istemiş…
1970 -1971 Öğretim yılında Anamur Lisesinde göreve başlayacağı sıralarda yine ülkenin başında 32’inci Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak 3’üncü Süleyman Demirel hükümeti varmış…
Bu hükümet 06.03.1970’de göreve gelmiş ve 26.03.1971’de bir yolla görevine son verilmiş…
3’üncü sayın Süleyman Demirel hükümeti görev başında iken 12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir muhtırası ile karşı karşıya kalmış…
12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri Genel Kurmay başkanı sayın Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı sayın Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri Komutanı sayın Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı sayın Muhsin Batur o dönemin Cumhurbaşkanı sayın Cevdet Sunay’a bir muhtıra vermişler…
Bu muhtırada sayın Süleyman Demirel hükümetin istifaya zorlanması istenmiş…Bu bir askeri müdahaleymiş…Türkiye henüz 1960 Askeri ihtilalinin yaralarını sarmamış…
12 Mart 1971 muhtırası Türkiye Cumhuriyeti tarihinde meydana gelen 4’üncü, başarılı olmuş 2’inci, emir-komuta zinciri içerisinde yapılmış olan ilk askeri darbe eylemiymiş…
Bu eylemden 14 gün sonra sayın Demirel hükümeti gitmiş, ülke genelinde 12 Mart dönemi başlamış ve 33’üncü Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak 1’inci Nihat Erim hükümeti iş başına gelmiş…
26.03.1971 yılında işbaşına gelen sayın 1’inci Erim hükümeti ülkede istikrarsızlık dönemi yaşatmış, bu hükümet 9 ay sürmüş ve 11.12.1971 tarihinde sona ermiş…
12 Mart döneminin istikrarsızlıkları devam etmiş ve 11.12.1971 tarihinde 34’üncü Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak 2’inci sayın Nihat Erim- sayın Ferit Melen hükümeti kurulmuş oda 5 ay gibi kısa bir süre devam etmiş 22.05.1972 tarihinde sona ermiş…
İster sayın Melen hükümeti, ister sayın Öztrak hükümeti olsun 35’inci hükümet de 12 mart dönemini kapsıyormuş ve 22.05.1972 – 15.04.1973 yılları arasıymış…
Yani Gazi Öğretenin Anamur Lisesinde öğretmenlik yaptığı yıllarmış…
Yine Anamur Lisesinde öğretmenken 12 Mart döneminin son hükümeti, 36’ıncı Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak sayın Naim Talu hükümeti varmış ki o da 15.04.1973 – 26.01.1974 tarihleri arası 9 ay sürmüş…
İşte bu hükümet değişiklikleri sırasında Gazi Öğretmen Anamur Lisesinde öğretmenlik yapmış…Gazi Öğretmen devlet parasız yatılı sınavını kazanarak Yüksek İslam Enstitüsüne girmiş…Yani mecburi hizmet yapmak zorundaymış…Buna rağmen alışılmışın dışında mecburi hizmetli olduğu halde isteği üzerine Anamur Lisesine tayini yapılmış…
( devam edecek )
Bu öğretim yılında İlk Öğretmen okulu içinde bulunan karanlık fikirler tamamen temizlenmiş, yeni idare kadrosu oluşturulmuş ve solcu öğretmenler yerine milliyetçi öğretmenler ağırlık kazanmış…
Üçlü gruplar dan Edebiyat öğretmeni sayın Nureddin Yaz müdür yardımcısı olmuş…Sayın Namık Yücesan o güzel ve akıcı anlatımıyla tarih derslerinde öğrencileri tamamen kendine bağlamış, öğrencilerin en çok sevdiği öğretmen olmuş… Gazi Öğretmen bu öğretim yılında da İslam Medeniyeti Mecmuasındaki görevini aksatmadan yürütmüş…
Bu öğretim yılında da dersinden başarılı olan öğrencileri çeşitli yollarla ödüllendirmiş…
Ancak 3 yıllık süre içinde hiçbir öğrenci yazdırdığı İSLAM tarifine ek yapamamış ve vaat ettiği elbiseyi kazanamamış…
İslam’ın tarifi şuymuş: “İslam; Hak ve hakikat imanı, selâmet ve saadet ilmi, cemiyet, hukuk, iktisat ve ahlâk nizamı, sanat düzeni, huzur ve beka duygusudur.”
Bu tarifi Gazi Öğretmenin sayın Ömer Kirazoğlu hocası İslam Medeniyeti mecmuasının 15 aralık 1967 tarihinde yayımlanan yıl 1, sayı 5, sayfa 55’de “İslami Davranış” adlı makalesinde de yayınlamış…
Gazi Öğretmen ise bu tarifi derste bizzat onun sözlerinden ezberlemiş ve 3 yıl boyunca bütün öğrencilerine de ezberletmiş…
Ancak hiçbir öğrenci bu tarifin dışında kalıp ta İslamiyet’i içine alan bir kelime ekleyememiş…
Öyle ki mezun olan her öğrencisine; “Ne zaman ekleme yaparsanız bana bildiriniz ve ben size elbisenizi alacağım…” demiş…
Sonraki yıllarda mektuplaştığı öğrencileri bazı eklemeler yapıyor ve Gazi Öğretmen de o eklediklerinin önceki kelimelerin içinde olduğunu bildiriyormuş…Kendilerine tabir caizse açık çek vermiş…Bugüne kadar da bu çeki bozduran olmamış…
Sivas İlk Öğretmen okulunda görev yaptığı 3 yıllık süre içinde pek çok dost ve arkadaş da edinmiş…
Akşamları karşılıklı ziyaret toplantılarını, bu toplantılarda erkeklerin yaptığı çiğ köfte partilerini, pazar günleri yaptıkları toplu gezileri, her ay muntazaman verilen konferansları, şiir günlerini, okullar arası yapılan münazara ve bilgi yarışlarını…hiç unutamıyormuş…
Artık Sivas’ta yapacak hizmet kalmadığını düşünüyormuş…
Taşlar yerine oturmuş, Sivas’ın çehresi değişmiş, kapalı bir kutu olan İlk Öğretmen okulunda da milliyetçi, muhafazakâr, vatanını, milletini, bayrağını seven kadro görev başına gelmiş…
Arkadaşlarıyla fikir teatisinde bulunmuşlar ve tayin istediği takdirde İlk Öğretmen okulunda herhangi bir aksaklık olmayacağı yeni gelecek Din bilgisi öğretmeni kim olursa olsun artık bu çarkın döneceği kanaatine varmışlar…
Bütün bu çalışmalarına Ankara’dan yardımcı olan, Sivas İlk Öğretmen okulundaki çalışmalarına büyük ölçüde destek veren ve kendisini devamlı moralli tutan Din Eğitimi Genel Müdürü sayın Hulusi Özkul’dan bahsetmeden geçemeyecekmiş…
Sayın Hulusi Özkul Gazi Öğretmenin Adana İmam Hatip Lisesini bitirdiği yıl okul müdürüymüş…Gazi Öğretmen son sınıfta iken okulu bitmeden önce Ankara’ya tayini çıkmış… Son sınıflar olarak müdürlerine bir veda gecesi düzenlemişler…
Veda gecesinde yaptığı konuşmadan bir bölüm 50 yılı aşkın süre geçmesine rağmen hala Gazi Öğretmenin kulaklarındaymış…
Sayın Hulusi Özkul tane-tane söyleyerek demiş ki; “Ben aciz Hulusi var isem eğer, sizin yüzünüzden, sizin varlığınız yüzünüzden varım…”
İşte Gazi Öğretmenin Sivas’ta yaptığı mücadeleleri anında Din Eğitimi genel Müdürü sayın Hulusi Özkul’muş.
1969-1970 eğitim öğretim yılının başlarında sayın Hulusi Özkul Ankara İmam Hatip Lisesine öğretmen olarak atanmış ve yerine vekaleten Necati İlhan Leblebicioğlu getirilmiş…
Sayın Hulusi Özkul Din Eğitimi Genel Müdürlüğü yaptığı dönemlerde Gazi Öğretmene hep moral kaynağı olmuş…
1969-1970’li yıllarda 31’inci Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin başında 2’inci sayın Süleyman Demirel hükümeti varmış…
Ve Gazi Öğretmen 1969 – 1970 öğretim yılının sonunda büyüklerine de danışarak Anamur’a tayinini istemiş…
1970 -1971 Öğretim yılında Anamur Lisesinde göreve başlayacağı sıralarda yine ülkenin başında 32’inci Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak 3’üncü Süleyman Demirel hükümeti varmış…
Bu hükümet 06.03.1970’de göreve gelmiş ve 26.03.1971’de bir yolla görevine son verilmiş…
3’üncü sayın Süleyman Demirel hükümeti görev başında iken 12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir muhtırası ile karşı karşıya kalmış…
12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri Genel Kurmay başkanı sayın Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı sayın Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri Komutanı sayın Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı sayın Muhsin Batur o dönemin Cumhurbaşkanı sayın Cevdet Sunay’a bir muhtıra vermişler…
Bu muhtırada sayın Süleyman Demirel hükümetin istifaya zorlanması istenmiş…Bu bir askeri müdahaleymiş…Türkiye henüz 1960 Askeri ihtilalinin yaralarını sarmamış…
12 Mart 1971 muhtırası Türkiye Cumhuriyeti tarihinde meydana gelen 4’üncü, başarılı olmuş 2’inci, emir-komuta zinciri içerisinde yapılmış olan ilk askeri darbe eylemiymiş…
Bu eylemden 14 gün sonra sayın Demirel hükümeti gitmiş, ülke genelinde 12 Mart dönemi başlamış ve 33’üncü Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak 1’inci Nihat Erim hükümeti iş başına gelmiş…
26.03.1971 yılında işbaşına gelen sayın 1’inci Erim hükümeti ülkede istikrarsızlık dönemi yaşatmış, bu hükümet 9 ay sürmüş ve 11.12.1971 tarihinde sona ermiş…
12 Mart döneminin istikrarsızlıkları devam etmiş ve 11.12.1971 tarihinde 34’üncü Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak 2’inci sayın Nihat Erim- sayın Ferit Melen hükümeti kurulmuş oda 5 ay gibi kısa bir süre devam etmiş 22.05.1972 tarihinde sona ermiş…
İster sayın Melen hükümeti, ister sayın Öztrak hükümeti olsun 35’inci hükümet de 12 mart dönemini kapsıyormuş ve 22.05.1972 – 15.04.1973 yılları arasıymış…
Yani Gazi Öğretenin Anamur Lisesinde öğretmenlik yaptığı yıllarmış…
Yine Anamur Lisesinde öğretmenken 12 Mart döneminin son hükümeti, 36’ıncı Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak sayın Naim Talu hükümeti varmış ki o da 15.04.1973 – 26.01.1974 tarihleri arası 9 ay sürmüş…
İşte bu hükümet değişiklikleri sırasında Gazi Öğretmen Anamur Lisesinde öğretmenlik yapmış…Gazi Öğretmen devlet parasız yatılı sınavını kazanarak Yüksek İslam Enstitüsüne girmiş…Yani mecburi hizmet yapmak zorundaymış…Buna rağmen alışılmışın dışında mecburi hizmetli olduğu halde isteği üzerine Anamur Lisesine tayini yapılmış…
( devam edecek )