BİRİKMİŞ VE ERTELENMİŞ BİR SORUN! KÜRT SORUNU

Gazete’deki “ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK SORUNU, KÜRT SORUNU” başlıklı köşe yazıma, birçoğu da arkadaşım olan bazı okurlarımdan “ÜLKEMİZDE BÖYLE BİR SORUN YOK!” şeklinde itiraz geldi.

Daha doğrusu, mesaj atmak suretiyle bu konuda farklı düşündüklerini dile getirdiler.
Meselenin anlaşılması adına yazıyorum!
Kürt Sorunu denilen sorun, özünde demokrasi, hukuk, insan hakları ve sosyal adalet sorunu olmakla birlikte, Kürt kökenli kardeşlerimizin bugüne kadar çözülmeyen sorunlarıdır.

Birikmiş ve ertelenmiş sorunlarıdır yani.
Feodalizm -şıhlık, şeyhlik, ağalık- Kürt Sorunu’dur mesela. (Işıklarda uyusun! Kürt kökenli bir Arkadaşım, şıhlık, şeyhlik ve ağalık için “Bunlar beynimizin bitidir!” derdi ve bitin pis ya da kirli yerlerde yaşadığını belirtip, bu sorunu Kürtler’in cahil bırakılmalarına bağlardı.)

Yine aynı şekilde, işsizlik, yoksulluk ve cehalet de Kürt Sorunu’dur.

Hani şu ciğerimizi yakan Narin Olayı var ya!

Aile üyelerinin, “görmedik, duymadık, bilmiyoruz, hatırlamıyoruz” dedikleri Olay.

İşte, bu Olay da Kürt Sorunu’dur.

Çünkü açık toplumlarda böyle bir olay olmaz. Olsa bile gizli kapaklı kalmaz. Daha açık bir ifadeyle, bu Olay’da olduğu gibi örtbas edilmez.
Kürt Sorunu diye bir sorun olmasaydı, Diyarbakırlı, Mardinli, Batmanlı, Urfalı mevsimlik işçiler kürem kürem Batı illerine çalışmaya (pamuk, zeytin, çilek, fındık vb. toplamaya) giderler miydi?

Kürt Sorunu diye bir sorun olmasaydı, mevsimlik işçilerin okul çağındaki çocukları da işçi olurlar mıydı?

Akranları gibi okula gitmek varken, eğitimden mahrum kalırlar mıydı?

Bahar geldiğinde, Kürt kökenli yurttaşların yaşadıkları Doğu ve Güneydoğu illerinin köylerinde genç bulamazsınız.

“Nerede bu gençler?” diye sorduğunuzda, “Anadolu’ya çalışmaya gitti” derler.

Siz bu Ülke’de, Batı’da yaşayan gençlerin Doğu’ya ve Güneydoğu’ya çalışmaya gittiklerini gördünüz mü hiç? Göremezsiniz!

Çünkü gelişmiş yöredekiler, geri kalmış yörelere çalışmaya gitmezler. Giderler de memur (asker, polis, öğretmen, hemşire, doktor vb.) olarak giderler. Siz bu Ülke’de, Batı’da yaşayan hastaların tedavi olmak için Doğu’daki ve Güneydoğu’daki hastanelere gittiklerini gördünüz mü? Göremezsiniz!

Çünkü gitmezler.

Fakat Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan hastaların Batı’daki hastanelere gittiklerini çok görmüşsünüzdür.
Cehaletin ve sefaletin tümden yok edildiği ve hayatın her alanında adaletin hüküm sürdüğü mutlu ve müreffeh bir Ülkede huzur ve güven içinde yaşamamız umut ve dileğimle esen kalın!

GÜNÜN SÖZÜ:

“İkbalini düşünene siyasetçi, vatanını ve milletini düşünene devlet adamı denir.”
Atatürk, kendisini vatanına ve milletine adamış tam bir devlet adamıydı.