Siyasi partiler iktidar olma iddiasıyla kurulurlar. Bu iddialarını sürdürmek için de toplumun talep ve beklentilerini dikkate almak durumundadırlar. Toplumun talep ve beklentilerini dikkate almayan ve buna uygun davranmayan hiçbir siyasi parti başarılı olamaz. Başarılı olamayanlar da varlıklarını sürdüremez. Varlıklarını sürdürseler bile tabela partisi olmaktan öteye gidemezler. Siyaset toplumsal karşılıklar üzerinden yapılır çünkü. Toplumda karşılığı olmayanların iktidar olmaları mümkün değildir. Toplumsal karşılık da güveni, ilgiyi, bilgiyi, yeteneği, beceriyi ve donanımı gerektirir.
O nedenledir ki, bu Ülke’yi yöetmeye talip olan her siyasi partinin bir siyaset okulunun ya da siyaset akademisinin olması lazım. Bu okulu bitirmeyenlerin de milletvekili, belediye başkanı, il genel meclisi ve belediye meclisi üye adayı yapılmamaları lazım. Daha açık bir ifadeyle, milletvekili, belediye başkanı, il genel meclisi ve belediye meclisi üye adaylarının tamamının siyaset akademisi mezunları arasından seçilmeleri lazım. Hatta, il ve ilçe başkanları ile il ve ilçe yönetimlerinde görev alacakların da bu okullardan mezun olmaları lazım.
Bir insanın işinde ya da mesleğinde başarılı olması siyasette de başarılı olacağı anlamına gelmez. Çünkü siyaset farklı bir alandır ve bu alana özgü bilgiyi, beceriyi ve donanımı gerektirir. Siyaset yoluyla ülkesine ve milletine hizmet etmek isteyenlerin, bu alanın özelliklerine uygun eğitim almaları ve bilgili, becerikli ve donanımlı olmaları gerekir. Bunun da yolu, gerekli ve yeterli eğitimi alıp, yetkin bir duruma gelmelerinden geçer.
Bütün bu nedenlerden dolayı, siyasi partilerimizin kendi bünyelerinde bir parti okulu ya da siyaset akademisi kurup, adaylık düşünenleri şimdiden yetiştirmeye başlamaları lazım. Kuracakları siyaset okulunda ya da siyaset akademisinde de, basın ve halkla ilişkiler, insan kaynaklarının seçimi ve yönetimi, para, mal ve kaynakların etkin ve verimli kullanımı, planlama, bütçe, tasarruf, kültür, çevre, turizm, ulaşım ve dönüşüm gibi temel konularla genel ve yerel hizmetlerin etkin ve verimli bir biçimde yürütülmesi konularında eğitim vermeleri gerekir.
Siyasi partilerimizin konu üzerine eğilmelerini umut ve temenni ediyor, Milletimize esenlik ve geçim kolaylığı diliyorum!
TUZ PAHASINDAN TUZ PARASINA!
İngilizce’de aylık ya da maaş anlamına gelen salary sözcüğü, Latince bir sözcük olan salarium sözcüğünden gelir. Salarium tuz parası demektir.
Eskiden birçok gıda maddesi bozulmasın diye tuzlanarak saklanırdı. O yüzden de tuz çok değerliydi. Değerinden dolayı da çoğu şeyin pahası (değeri) tuzla biçilirdi. Bizdeki, pahalı mala çok tuzlu denmesinin nedeni bundandır.
Şimdi ise en ucuz şeylerin başında tuz gelmektedir ve çoğu insanımız tuz parasına geçinmektedir.
DEĞİŞTİRMEK!
“Filozoflar dünyayı sadece çeşitli biçimlerde yorumlarlar, oysa asıl sorun onu değiştirmektir.”
Karl Marx (1818 – 1883)
Bilimsel sosyalizmin kurucusu da olan Alman filozof (düşünür) ve politik ekonomist.
Başta Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olmak üzere, bütün devrimcilere selam olsun!
NEFESİ TÜKETMEK!
Sıfırı tüketmek diye bildiğimiz deyimin aslı zafiri tüketmektir. Nefesi tüketmektir yani.
Sıfırınız tükensin de zafiriniz tükenmesin!
Günaydın!
ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SIRRI
“Ölümsüzlüğün sırrı, hatırlanmaya değer bir hayat yaşamaktır.”
Bruce Lee (1940 – 1973)
Çin asıllı ABD’li dövüş sanatları ustası ve aktör.
DAR AĞACI!
Bir nar ağacı var, bir de dar ağacı…
Namerde nar ağacı düşer, merde dar ağacı…
Deniz, Yusuf, Hüseyin!
Ruhunuz şad, devriniz daim olsun! Işıklarda uyuyun!