Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Türkiye’nin Gölleri Bir Bir Kuruyor’

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, Türkiye’de ekolojik krizin günden güne

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, Türkiye’de ekolojik krizin günden güne derinleştiğini ve gelinen aşamada iklim krizinin gerçekten kırmızı alarm verdiğini söyledi. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına göllerini kuruduğunu söyleyerek, “Ülkemiz çölleşiyor, ülkenin su havzaları bugün itibarıyla yok oluyor ve ülkenin gölleri tek tek kuruyor değerli arkadaşlar. Bugün itibarıyla, Türkiye’deki 240 gölün dörtte 3’ü kurmuş vaziyette, bilebildiğimiz kadarıyla 186 göl kurumuş durumda ve kalanlarsa ne yazık ki can çekişiyor değerli arkadaşlar. Bugün sanki kuraklık distopyasının içerisinde gibiyiz ama gökten zembille inmiş durumda değil bu distopya. Ekolojik kriz gerçekliğine rağmen sermayeyi önceleyen iklim değiştirici politikalar dolayısıyla biz bu felaketle karşı karşıyayız bugün. Örneğin, değerli arkadaşlar, Meke, Akşehir, Sapanca, Tuz Gölü, Beyşehir, Eber Gölü, Burdur, Acıgöl, Marmara; bugün hepsi ne yazık ki tek tek ölüyor. Yine, Sapanca Gölü’nde su kotu tarihinin en düşük seviyesi olan 28,54 metreye gerilemiş durumda. Kırşehir Seyfe Gölü, Kuş Cenneti’nde 10.700 hektarlık devasa bir alan, binlerce kuş türüne ve flamingolara ev sahipliği yapan bir göl ne yazık ki kurumuş durumda. Van Toni Gölü çölleşmiş durumda, Sülüklü Göl yine kurumuş durumda.” dedi.

“Hiçbir eylem planı hayata geçirilebilmiş durumda değil!”

Bir ülkenin gözleri önünde göllerin ne yazık ki yok olduuğunu ve eğer böyle devam ederse, önleyici politikalar uygulanmazsa sadece haritadaki bir isme dönüşeceklerini söyleyen Koca, “Türkiye’deki küçük gölleri geçtim, bugün itibarıyla büyük göllerin bile can çekiştiği bir durum var ve bu can çekişmenin iki temel nedeni var değerli arkadaşlar. Birincisi, iklim değişikliğine bağlı olarak gelişen kuraklık gerçekliği ve ama bir diğeri ise düşmanca icra edilen tarım ve çevre politikaları. Konya Ovası ve bu ovanın etrafındaki tüm sulak alanlar bugün itibarıyla tümüyle kurumuş durumda. Kuruyan göllerin ve akarsuların sağladığı tarımsal sulama kapasitesi devam etsin diye de yer altından devasa sular çekiliyor ve bu çekilen sular dolayısıyla da devasa obruklar oluşuyor. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının teşkilat şemasında İklim Değişikliği Başkanlığı diye bir organ var. Bu organın görev ve sorumluluklarına baktığımız zaman, küresel iklim değişikliği ve ozon tabakasının incelmesiyle ilgili tedbirlerin alınması var. Yine, plan, politika ve stratejilerin belirlenmesine ilişkin çalışmaları yapmak gibi bir görev tanımı var ama ne yazık ki şimdiye kadar hiçbir eylem planı hayata geçirilebilmiş durumda değil.” şeklinde konuştu.

“Hangi eylem planını hayata geçirdiniz?”

Koca şöyle devam etti;

“Öte yandan, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, 1 Ekim 2024-31 Ağustos 2025 döneminde ülke genelinde ortalama metrekareye 401,1 kilogram yağış düşmüş değerli arkadaşlar. Bu miktar su yılı normali olan 548,5 kilogramın yüzde 27 aşağısında bir miktar ve geçen yıla oranla yüzde 29 gerilemiş bir miktardan bahsediyoruz. Havzalara baktığımız zaman, 2025 su yılı alansal yağışları, tabloları, verileri üzerinden Doğu Karadeniz haricinde mevsim normallerine yaklaşan ne yazık ki hiçbir havza yok yani Doğu Karadeniz haricindeki tüm bölgelerde bugün şiddetli kuraklık söz konusu ve bu tablo bize şunu gösteriyor değerli arkadaşlar: Türkiye’nin yüzde 88’i çölleşme tehdidiyle karşı karşıya ve bakın, bu kadar şiddetli kuraklık varken, var olan su havzalarında 100 binlerce yılda oluşmuş olan rezervler yarınlar yokmuşçasına çekiliyorlar. Bunun bir sorumlusu tarımda verdiği akıl dışı teşvikler dolayısıyla Tarım ve Orman Bakanlığıdır. Biraz önce iktidar vekilleri savundular ama Konya Ovası’nda mısır ekmek gerçekten akıl dışı bir teşviktir, akıl dışı bir uygulamadır ve bunun bir diğer sorumlusu da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıdır. Buradan Bakan Beylere sormak istiyorum: Şimdiye kadar onlarca toplantı, onlarca çalıştay yaptığınızı ifade ediyorsunuz birçok sunumunuzda ama peki, şimdiye kadar hangi eylem planını, hangi aksiyonu hayata geçirdiniz? Düzensiz yağış rejimi su kaynakları üzerinde bunca baskı kurarken su kaynaklarının korunması için hangi eylem planını hayata geçirdiniz?”