Mersin kenti Akdeniz’in gözde şehirlerinden biri fakat yerel yönetim ve merkezi yönetimin gözden çıkardığı bir şehir.
Mersin’in en hareketli noktalarından biri olan çarşı bölgesi, bugün metruk binaların, dar ve bakımsız sokakların, gelişigüzel tabelaların ve otobüs yoğunluğunun gölgesinde adeta 21. yüzyılda değil de 1950’lerin köy meydanında yaşıyormuş izlenimi veriyor. Yıllardır boşaltılmış ve tehlike saçan yaklaşık 200 metruk bina hâlâ ayakta. Uzmanlar bu yapıların olası bir depremde ağır kayıplara yol açabileceğini söylüyor. Vatandaş da endişesini gizlemiyor:
Sorun yalnızca güvenlik değil, aynı zamanda kentin kimliği.
Çarşıyı kilitleyen bir diğer sorun ise trafik.
Mersin’de geçmişte başlatılan “sokak sağlıklaştırma” projeleri yalnızca birkaç sokakta hayata geçirildi.
Tüm bu tablo karşısında akla gelen en kritik soru şu: Belediyeler ve bakanlıklar seçim meydanlarında verdikleri sözleri gerçek projelere dönüştürecek mi, yoksa vaatler yine sandık günüyle sınırlı mı kalacak? Çünkü bugüne kadar her seçim döneminde aynı sözler tekrarlandı:
Mersin’in çarşısı yalnızca bir estetik sorun değil, aynı zamanda bir gelecek sınavı. Kent merkezinde riskli yapıların dönüştürülmesi, otobüs hatlarının revize edilmesi, sokakların yeniden düzenlenmesi ve Metropol binasının işlevlendirilmesi artık ertelenemez.

