Nöbetçi Eczaneler
AK Parti 2002’de 3 Y ile (yasaklar, yolsuzluk ve yoksullukla) mücadele etme vaadiyle iktidara geldi. İcraatlarıyla toplumun rızasını kazandığı ve karşısında da (bal yapmaz arıya benzer) beceriksiz bir Ana Muhalefet Partisi bulduğu için bugüne kadar iktidarda kaldı.
Ancak, an itibariyle toplumsal rıza üretemediği gibi karşısındaki Ana Muhalefet de eskisi gibi yetersiz ve beceriksiz değil.
2017 Referandumundan sonra AK Parti de artık o eski AK Parti değil.
Türk Tipi Başkanlık Sistemi denilen ve demokrasinin olmazsa olmazı olan erkler ayrılığı ilkesini işlevsizleştiren bugünkü tek adama dayalı sistem, AK Parti’nin halktan uzaklaşmasına ve halkla arasındaki bağın zayıflamasına yol açtı.
Çünkü getirilen sistemin doğası ve yapısı gereği atanmışlar seçilmişlerin önüne geçti.
Öyle ki, bazı atanmışlar seçilmişlere posta koyar ve hatta ayar verir bir duruma geldi.
Seçilmişlerin geri plana itilmesiyle birlikte AK Parti siyaset üretme noktasında yetersiz kaldı ve bunun sonucu olarak da 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde birinciliği açık ara Ana Muhalefet Partisi’ne kaptırdı.
AK Parti şu anda siyaset üretip rıza kazanmak yerine, tipik bir devlet partisi gibi hareket edip, çeşitli manevra ve algı operasyonlarıyla Ana Muhalefet Partisi’ni yıpratmaya ve etkisizleştirmeye çalışıyor. Oysa ki, güçlü bir ana muhalefet hem AK Parti’nin hem de Ülkemizin ve Halkımızın hayrınadır.
AK Parti Ana Muhalefet Partisi’yle uğraşmayı bırakıp, siyaset üretmeye ve toplumun rızasını kazanıp halkla bağını güçlü tutmaya bakmalıdır. İktidarda kalmanın yegane yolunun, yasaklardan ve algı operasyonlarından değil, evrensel norm ve standartlara sahip demokratik bir hukuk düzeniyle refahı artırmaktan geçtiğini unutmamalıdır. Çünkü en geç 2028’de sandık bu Millet’in önüne gelecek ve kim siyaset üretiyor ve halkın gönlünde yer tutuyorsa, seçimi o kazanacak.
AK Parti’nin bugünkü anlayışıyla seçimden birinci çıkması biraz zor görünüyor. Zaten güvenilir olan bütün anket şirketleri de AK Parti’yi Ana Muhalefet Partisi’nin beş, altı puan gerisinde ve en fazla yüzde 29 seviyelerinde gösteriyor.
Şimdi gelelim bu operasyonların toplumda niye karşılık bulmadığına!
Havaya atılan yüzlerce madeni paradan sadece bir kısmının yere düştüğünü iddia ederseniz, bunu halka anlatamazsınız.
Anlatırsınız belki ama inandırıcı olamazsınız.
Çünkü halk, havaya atılan bu paraların diğer kısmının akıbetini size sorar!
Okuyup duran da sorar, dokuyup (çalışıp) duran da sorar!
Halkımızın iyiliği ve esenliği için Cumhuriyetimizi en geniş anlamda demokrasi ve hukukla, demokrasimizi ve hukukumuzu da gerçek anlamda hak, özgürlük ve adaletle taçlandırmamızı umut ve temenni ediyor, Milletimize esenlik ve kolaylık diliyorum!