Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

SOL PARTİ MERSİN’DE YÜRÜDÜ: HALK İÇİN BÜTÇE, DEMOKRATİK TÜRKİYE!

Sol Parti’nin geçtiğimiz günlerde çağrıcılığını yaptığı emek yürüyüşlerinin  ilk buluşması

Sol Parti’nin geçtiğimiz günlerde çağrıcılığını yaptığı emek yürüyüşlerinin  ilk buluşması Mersin’de “Halk İçin Bütçe, Demokratik Türkiye” sloganıyla gerçekleştirildi.

SOL Parti Mersin İl Örgütü’nün çağrısıyla Yenişehir ilçesi Güvenevler Parkı’nda buluşan parti üyeleri Alanya Sokağı’nda “Sermayeye değil, emekçiye bütçe” “Söz yetki karar iktidar halka” sloganları ile kitlesel bir şekilde yürüyüş gerçekleştridi. Yyürüyüşün ardından şiir dinletisi ve yurttaşların açıklamarının ardından parti adına açıklanan basın metni kamuoyu ile paylaşıldı.

Emekli yurttaşların da yoğun katılım gösterdiği yürüyüşte ilk sözü Tüm Emeklilerin Sendikası adına Ali Kenan Nacar alarak geçtiğimiz hafta Ankara’da gerçekleştirilen mitinge atıfla emek gündeminin yakıcılığından ve bu buluşmaların çoğalmasının öneminden bahsetti.

Konuşmaların ardından gerçekleştirilen açıklamasında kaleme alınan basın metnini parti adına SOL Parti Yenişehir İlçe Sözcüsü Tuğçe Mutluay Öztürk okudu.  Türkiye’de bir soygun düzeni kurulduğunu ve zenginler daha da zenginleşsin diye milyonların sefalete itildiğinden bahseden Tuğçe Mutluay Öztürk sözlerine “İşçinin, emekçinin, köylünün, emeklinin, gencin kanını emen bu vampir düzenine hayır!” diyerek devam etti.

Açıklamanın ardından üyelere ve katılımcalara teşekkür edilip sonraki etkinliklerde birarada olmanın önemine vurgu yapıldı ve yürüyüş sonlandırıldı.

Açıklama ise şöyle:

”23 yıllık AKP iktidarı ve 10 yıllık Cumhur İttifakı, sekiz yıllık tek adam rejimi ülkemizi koca bir bataklığa sürüklüyor. Bir yandan antidemokratik uygulamalar, diğer yandan tüm muhalifleri susturma ve tutuklayarak baskı altına alma politikaları ve nihayetinde emekçiye, emekliye düşman ekonomik politikalar. 2026 Bütçe görüşmelerinin başladığı bu günlerde ülkemizin durumuna göz atacak olursak; Türkiye’de bir soygun düzeni kuruldu! Zenginler daha da zenginleşsin diye milyonlarca insan yoksulluğa itiliyor. NAS, faiz tartışmaları, IMF patentli Şimşek programı derken tarihin en büyük servet transferi gerçekleştirildi. Ülkenin %20’si servetin %80’ine hükmediyor; halk açlıkla boğuşuyor. Fabrikalar, işyerleri işçi mezarlığına döndü. MESEM adı altında çocukların bedenleri bile sömürüye sürülüyor.İşçinin, emekçinin, köylünün, emeklinin, gencin kanını emen vampir bir düzen kurulmuş durumda.”

”Gençler işsizliğe mahkûm ediliyor!”

”Gençler işsizliğe mahkûm ediliyor; emekleri çalınıyor, diplomaları değersizleştiriliyor. Milyonlar geleceğini yurt dışında ararken Türkiye sermaye için bir köle pazarına çevriliyor. Vampirleşmiş düzen toprağı işlenemez kıldı; doğayı, limanları, madenleri emperyalist tekellere peşkeş çekti. Bu soygun düzenini emeğin isyanını büyüterek, isyanlarımızı birleştirerek yeneceğiz! Karanlıktan çıkış, bir avuç sömürücünün hizmetindeki tek adam rejimine son vermekten geçiyor. Bu rejim sermayenin, tarikatların, mafyaların rejimidir. Bizler, emeğiyle geçinen milyonlar, kazanmak için birleşmek ve örgütlenmek zorundayız! Eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı; ekmek, adalet ve insanca yaşam için birlikte mücadele etmeye, Emeğin Türkiye’sini birlikte kurmaya çağırıyoruz. Kaynakların sermayeye değil; halka, kadınlara, gençlere, çocuklara ve toplumsal ihtiyaçlara ayrıldığı emekçinin söz ve karar sahibi olduğu bir ülkeyi hep birlikte kuralım. Servet Vergisi olmadan vergide adalet olmaz. Dolaylı vergilerle emekçilerin cebine el uzatan bu düzene son verelim.”

”İşten çıkarmalar yasaklanmalı”

”Kaynakların, faize, silaha ve yandaş teşviklerine akmasına son verelim; ülkenin kaynakları eğitime, sağlığa, istihdama aktarılmalıdır. Eğitim, sağlık, yaşlı ve çocuk bakımı gibi temel hizmetler eşit, nitelikli ve parasız olmalıdır. İşten çıkarmalar yasaklanmalı; çalışma süresi ücret kaybı olmadan düşürülerek yeni istihdam yaratılmalıdır. Güvencesiz kölece çalışma, iş cinayetleri, MESEM sömürüsü ve çocuk işçiliği son bulmalıdır. Grev yasakları ve sendikal engellerle emekçilerin eli kolu bağlanıyor. Örgütlenmenin önündeki tüm engeller kaldırılmalı, grev yasakları sona erdirilmelidir. Sermayenin iktidarı IMF ve patronların emriyle asgari ücreti belirliyor. TÜİK’in sahte enflasyon verileri ile çalışanların büyük bölümü asgari ücret adı altında sefalete mahkûm ediliyor. Emekliler adeta bir yük olarak görülerek ölüme terk ediliyor. Herkes için insanca yaşanabilir gelir bir hak olarak güvence altına alınmalı, asgari ücret insanca yaşanabilir ücret olarak belirlenmelidir. Elektrik, su, doğalgaz ve internet zamları sınırlandırılmalı; kiralar denetim altına alınmalı; temel gıdada KDV %1’i geçmemelidir.”

”Kredi ve kart faizlerine üst sınır getirilmeli”

”Geliri olmayan herkese asgari ücretin yarısı kadar yurttaşlık hakkı geliri verilmelidir. Hiç kimse yoksulluğa ve çaresizliğe mahkûm bırakılmamalıdır. Kredi ve kart faizlerine üst sınır getirilmeli; 2 milyondan fazla yurttaşımızın borçları yeniden yapılandırılmalı, borç faizleri tamamen silinmelidir. Ekmek ve Adalet İçin Herkese İnsanca YAŞANABİLİR GELİR sağlanmalıdır.” Emekçilere, kadınlara, gençlere, üreticilere, halka düşman bu sömürücü düzenden, tek adam rejiminden birlikte mücadele edersek kurtulabiliriz. Bu düzen halka düşman. Birlikte mücadele edersek değiştirebiliriz! Emeğimiz için, alın terimiz için, memleket için tüm halkımızı bu mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz Kaynaklar halka harcandığında ekmek de, adalet de, insanca yaşam da mümkündür.”