Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hollanda’dan Sert Çıkış: İsrailli İki Aşırı Sağcı Bakana Seyahat Yasağı!

Hollanda hükümeti, İsrail’in insan hakları ihlallerine ve Gazze’deki felaket boyutuna
Hollanda hükümeti, İsrail’in insan hakları ihlallerine ve Gazze’deki felaket boyutuna ulaşan insani duruma karşı önemli bir adım attı. Aşırı sağcı iki İsrailli bakanın Hollanda’ya seyahat etmesi yasaklanmaya hazırlanılıyor. Bu hamle, bana kalırsa, Avrupa’nın Ortadoğu politikasında, özellikle de İsrail’in eylemlerine karşı tutumunda giderek daha sertleşen bir duruşun sinyallerini veriyor.

Yaptırımların Hedefi:

Ben-Gvir ve Smotrich
Hollanda’nın bu önlemleri, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’i hedef alıyor. Bu iki isim, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun koalisyonundaki kilit ortaklar arasında yer alıyor. Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp’ın milletvekillerine gönderdiği mektupta belirtildiği gibi, bu bakanların “Yerleşimcileri Filistin halkına karşı defalarca şiddete teşvik ettikleri ve…
Gazze Şeridi’nde etnik temizlik çağrısında bulundukları” iddia ediliyor.

Bu ifadeler, Hollanda’nın bu konudaki hassasiyetini ve endişesini açıkça ortaya koyuyor. Özellikle “etnik temizlik” gibi ağır bir ifadenin kullanılması, Hollanda’nın bu politikaları ne kadar ciddi bulduğunun bir göstergesi.

İsrail’e Acil İnsani Yardım Çağrısı

Mektupta ayrıca, Hollanda hükümetinin İsrail Büyükelçisini çağırarak Netanyahu’dan “Gazze Şeridi’ndeki insani durumun önemli ölçüde ve hızla iyileşmesini sağlayacak tedbirleri derhal alması” çağrısında bulunacağı belirtiliyor.
Bu çağrı, bölgedeki insani krizin boyutlarına dikkat çekiyor ve İsrail’den acil eylem beklediğini gösteriyor.

Ben-Gvir ve Smotrich’in İsrail yerleşim hareketini desteklemesi, Gazze’deki İsrail-Hamas savaşının devam etmesinden yana olmaları, Filistinlilerin “gönüllü göçü” olarak adlandırdıkları göçün kolaylaştırılmasını ve bunun yerine Yahudi yerleşimlerinin inşa edilmesini savunmaları, Hollanda’nın bu kararı almasındaki temel nedenler arasında yer alıyor.

Tepkiler

Beklenildiği üzere, yasak kararına her iki bakan da karşı çıktı. Ben-Gvir “harekete geçmeye devam edeceğini” söylerken, Smotrich Avrupalı liderlerin “radikal İslam’ın yalanlarına” boyun eğdiğini iddia etti. Bu tepkiler, İsrail içindeki aşırı sağcı grupların uluslararası baskıya karşı duruşunu yansıtıyor.

Hollanda’nın bu adımı, AB içindeki bazı ülkelerin Gazze’deki duruma ve İsrail politikalarına karşı daha somut adımlar atmaktan çekinmediğini gösteriyor. Her ne kadar bu tür seyahat yasakları, doğrudan sahadaki durumu değiştirmekte yetersiz kalabilse de, sembolik değeri ve diplomatik baskı açısından büyük önem taşıyor. Bu, aynı zamanda, uluslararası hukukun ve insan haklarının ihlallerine karşı sessiz kalınmayacağının bir işareti.

Bu karar, Avrupa’da Filistin-İsrail çatışması konusunda giderek farklılaşan yaklaşımları bir kez daha gözler önüne seriyor. Hollanda gibi ülkelerin bu tür adımlar atması, diğer Avrupa ülkelerini de benzer önlemleri düşünmeye itebilir mi?

Ve bu durum, Netanyahu hükümeti üzerinde bir baskı oluşturabilecek mi?