Gündem Yoğun: Ticaret, Ukrayna ve Gazze
İki liderin görüşmesinde ele alınması beklenen konular oldukça kapsamlıydı: ABD gümrük tarifeleri, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı ve Gazze’deki İsrail-Hamas savaşı. Starmer’ın ofisinden yapılan açıklamaya göre, özellikle önümüzdeki 50 gün içinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i müzakere masasına getirmek için gerekli diplomatik adımlar üzerinde duruldu. Londra’nın ayrıca, ABD’nin Gazze’deki ateşkes görüşmelerine daha fazla müdahil olmasını umduğu belirtildi. Bu durum, İngiltere’nin küresel krizlerde ABD’nin aktif rolünü ne kadar önemsediğini gösteriyor.
Görüşmenin Trump’a ait bir golf tesisinde gerçekleşmesi, diplomasiye alışılmışın dışında bir hava katıyor. Liderlerin daha sonra bir başka Trump golf sahasının bulunduğu Aberdeen’e geçmesi de dikkat çekici.
Yeni Ticaret Anlaşması ve Avrupa’daki Yansımaları
Bu görüşmeler, Trump ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Pazar günü Turnberry’de yaptığı toplantının hemen ardından geldi. Trump ve von der Leyen, yeni bir ticaret çerçevesi açıkladılar. Buna göre, ABD’ye ithal edilen AB mallarının çoğuna yüzde 15’lik genel bir gümrük vergisi uygulanacak ve bu karar Cuma günü yürürlüğe girecek. Bu, AB’nin daha önce Trump tarafından tehdit edilen yüzde 30’luk gümrük vergilerinden kaçınacağı anlamına geliyor.
Kanada’daki bir önceki G7 zirvesinde Starmer ve Trump, ABD’nin İngiliz havacılık ve uzay ihracatına uyguladığı gümrük vergilerini kaldıran ve otomotivle ilgili mallara uygulanan vergileri yüzde 25’ten yüzde 10’a indiren bir ticaret anlaşması imzalamışlardı. Bu da ABD’nin ithal etmeyi taahhüt ettiği sığır eti miktarını artırmıştı. Geçen yıl ABD’nin İngiltere ile 11.4 milyar dolarlık ticaret fazlası vermesi ve bu fazlalığın daha da artabileceğinin öngörülmesi, ABD’nin bu ticari ilişkideki gücünü ortaya koyuyor.
Trump’ın “önce Amerika” politikasının ticaret anlaşmalarında ne kadar etkili olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Yüzde 15’lik vergi, AB için bir “kazanç” gibi görünse de, temelde bir verginin uygulanması ve ABD’nin ticaret fazlasının artması, ABD’nin kendi lehine koşullar yaratma becerisini gösteriyor.
Protestolar ve Gelecek Ziyaretler
ABD Başkanı’nın ziyaretini kınamak üzere Cumartesi günü sokaklara dökülen protestocular, Trump’ın mevcut parkurunun yakınında bir gösteri planladılar. Bu durum, Trump’ın politikalarına yönelik muhalif seslerin uluslararası platformlarda da yükseldiğini gösteriyor.
Öte yandan Trump, Eylül ayında eşi benzeri görülmemiş ikinci bir devlet ziyareti için İngiltere’ye dönmeye hazırlanıyor. Bu ziyarette Windsor Kalesi’nde Kral III. Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak olması, İngiltere’nin ABD ile olan ilişkisine verdiği önemin bir başka göstergesi.
Benim Yorumum
Starmer ve Trump arasındaki bu görüşme, sadece ikili ilişkileri değil, aynı zamanda küresel krizlerin ve ekonomik dinamiklerin nasıl iç içe geçtiğini bir kez daha kanıtladı. Golf sahasındaki bu gayri resmi ortam, liderler arasındaki kişisel kimyanın da diplomaside ne kadar önemli olabileceğini düşündürüyor. Ancak, ticaret anlaşmalarındaki detayların ve küresel krizlere yönelik somut çözümlerin hala netleşmediği bir ortamda, bu tür zirvelerin gerçek etkisi zamanla daha iyi anlaşılacak.
Sizce bu tür golf sahası diplomasileri, geleneksel devlet ziyaretlerine göre daha mı etkili oluyor, yoksa sadece birer sembolik buluşma mı?

