Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ukrayna’nın AB Rüyası Tehlikede: Yolsuzluk Yasası Brüksel’i Kızdırdı!

Avrupa Birliği (AB), Rusya’nın Ukrayna işgaline karşı Kiev’e “gerekirse sonsuza
Avrupa Birliği (AB), Rusya’nın Ukrayna işgaline karşı Kiev’e “gerekirse sonsuza dek” destek sözü verdi. Mali yardımlar, silahlar, serbest ticaret anlaşmaları… Yani, lafta kalmayan devasa bir destek. Hatta Ukrayna’nın yeniden inşası için 100 milyar euroluk özel bir fon bile hazırlandı. Ancak bu kararlı dayanışma cephesinde bu hafta ciddi bir çatlak oluştu. Avrupa Komisyonu, Ukrayna’da geçen bir yasa nedeniyle Kiev’i açıkça eleştirdi. Bana kalırsa, bu durum Ukrayna’nın geleceği ve AB üyeliği hayali için büyük bir kırmızı çizgi anlamına geliyor.

Tartışmalı Yasa: Yolsuzlukla Mücadele Kurumları Bağımsızlığını Kaybetti Mi?
Ukrayna parlamentosunda aniden ve Brüksel’i şaşırtarak kabul edilen yeni bir yasa, ipleri gerdi. Bu yasa, ülkenin iki temel yolsuzlukla mücadele kurumu olan Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) ve Özel Yolsuzluk Savcılığı Ofisi (SAPO) üzerindeki yetkiyi başsavcıya devrediyor. Yani, başsavcı artık bu kurumların yürüttüğü davaları seçip başka devlet organlarına devredebilecek, hatta yazılı talimatlar verebilecek.

Eleştirmenlere göre bu adım, yürütme erkinin yüksek profilli yolsuzluk soruşturmalarına müdahale etmesinin önünü açıyor. Üstelik bu oylama, güvenlik güçlerinin NABU ofislerine ‘Rusya adına casusluk’ iddialarıyla baskın yapmasından yalnızca bir gün sonra gerçekleşti. Bu zamanlama, işin sadece hukuki değil, siyasi boyutunu da düşündürüyor.

Avrupa’dan Sert Tepkiler ve Zelenskiy’nin Cevabı
AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Marta Kos, karara sert tepki göstererek, “NABU’nun bağımsızlığını koruyan temel güvencelerin ortadan kaldırılması, ciddi bir geri adımdır” dedi. Tüm bu tepkilere rağmen, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy aynı gün yasayı imzaladı. Akşam yaptığı açıklamada ise “Rus etkisinden arındırılmış bir yolsuzlukla mücadele yapısı” kuracaklarını ve adaletin sağlanmasının şart olduğunu söyledi.

Ancak AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Zelenskiy’yi arayarak konuyla ilgili açıklama talep etti. Komisyon sözcüsü, “Hukukun üstünlüğü ve yolsuzlukla mücadele AB’nin temelidir. Aday ülke olarak Ukrayna’nın bu standartlara tam olarak uyması gerekir. Bu konuda taviz olamaz” diyerek AB’nin kararlı duruşunu yineledi. Zelenskiy ise kısa süre sonra, hukukun üstünlüğünü güçlendirecek yeni bir yasa teklifi sunacağını açıkladı – fakat detay vermedi. Bu, bence Ukrayna’nın AB ile ilişkilerini zedelememek adına bir “geri vites” sinyali olabilir.

AB Üyeliği Yolunda Büyük Bir Engel
Yolsuzlukla mücadele, Ukrayna’nın AB üyeliği için verdiği mücadelenin temel taşlarından biri. AB, adaylık başvurusundan itibaren bu konudaki ilerlemeyi kilit ön koşul olarak belirledi. AB, Aralık 2023’te müzakerelerin başlatılmasına onay verse de, yolsuzlukla mücadelede sadece kısmi ilerleme sağlandığını kaydetmişti. Yeni yasa ise bu ilerlemeleri tersine çeviriyor ve başsavcıyı bu iki kurumun da üzerinde tek yetkili konuma getiriyor.

Bu geri adım, Ukrayna’nın AB’ye katılım sürecini daha da kırılgan hale getiriyor. Özellikle Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın, Ukrayna’nın savaş halinde olması ve Macar azınlık haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle ilk müzakere başlığının açılmasını veto ettiği bir ortamda, bu yeni gelişme tam da Orbán’ın elini güçlendirecek nitelikte.

Bu durum, uzun süredir Ukrayna ile birlikte ‘ikili paket’ olarak değerlendirilen Moldova’nın sürecinin de ayrılmasına yol açabilir. Komisyon her iki ülkenin de müzakerelere başlamaya hazır olduğunu belirtmiş olsa da, Ukrayna’daki gelişmeler Moldova’nın öne geçmesine neden olabilir. Bu, bana göre, AB’nin prensiplerinden taviz vermeyeceğinin açık bir işareti.

AB Fonları Tehlikede Mi?
Yolsuzlukla mücadele sadece üyelik süreci açısından değil, aynı zamanda Ukrayna’ya yönelik 50 milyar euroluk AB yardım fonu açısından da kritik. Bu fon, Ukrayna’da kamu hizmetlerinin sürdürülmesi ve maaş ödemeleri için yaşamsal önem taşıyor. Eğer Kiev geri adım atmazsa, Brüksel fonları dondurmayı gündeme alabilir. Şimdilik Komisyon, fonların askıya alınmasına dair herhangi bir kararın erken olduğunu açıkladı, ancak bu bir tehdit ve uyarı olarak algılanmalı.

Ukrayna’nın bağımsızlık mücadelesi sürerken, yolsuzlukla mücadeledeki bu geri adım, hem Batı’nın Kiev’e olan güvenini sarsabilir hem de AB üyeliği hayalini erteleyebilir. Savaşın ortasında, Ukrayna’nın içeride demokratik reformlardan geri adım atması, ülkenin Batı ile olan bağlarını zayıflatabilir. AB, Rusya’ya karşı duruşunda ne kadar kararlı olsa da, kendi temel değerlerinden de vazgeçmeye niyetli değil. Kiev yönetiminin bu durumu nasıl yöneteceğini ve AB’nin beklentilerini karşılayıp karşılamayacağını merakla bekliyorum.

Sizce Ukrayna, AB üyeliği hedefini riske atmamak için bu yasada geri adım atacak mı?