Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

HER BİRİNİN AYRI BİR HESABI VAR!

Sorun aynı amma hesaplar başka. MHP Lideri sayın Devlet Bahçeli,
Sorun aynı amma hesaplar başka.
MHP Lideri sayın Devlet Bahçeli, kırk bin insanımızın katlinden sorumlu malum örgütü bitiren adam olarak tarihe geçmek istiyor. Bu hedefe ulaşabilmek için de İmralı’daki Bebek Katili’ne (Örgüt Elebaşı’na) kurucu önder demeyi dahi göze alabiliyor.
DEM Parti, demokratikleşme adı altında, bölücü örgütü meşrulaştırmaya ve ulus devleti zayıflatmaya dönük bazı kazanımlar elde etmenin peşinde koşuyor.
AK Parti Lideri ve Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu sorunu bitirme noktasındaki baş aktör olmanın verdiği avantajı da kullanarak, yeni bir anayasa yapmak suretiyle bu sorun üzerinden kendi iktidarını sürdürmenin ve pekiştirmenin hesaplarını yapıyor.
İYİ Parti Lideri sayın Musavvat Dervişoğlu, barışın ancak iki eşit güç arasında yapılabileceğinden hareketle İmralı’daki Bebek Katili’nin muhatap alınmasına şiddetle karşı çıkıyor ve bu karşıtlık üzerinden bütün milliyetçi oyları kendi Partisi’nde toplamak istiyor.
Gelecek Partisi Lideri sayın Ahmet Davutoğlu, arayıp da bulamadığı geleceğini, cesurca çıkışlar yaparak bu sorun üzerinden bulmayı ümit ediyor.
Deva Partisi Lideri sayın Ali Babacan, Kürt seçmene sıcak mesajlar vererek ve bu yolla onların gönlünü kazanarak, oylarını almanın hesabını yapıyor.
Zafer Partisi Lideri sayın Ümit Özdağ, terör örgütüyle pazarlık yapılmaz diyerek milliyetçilik rüzgarını arkasına almak istiyor.
Refah Partisi Lideri sayın Fatih Erbakan, hem nalına hem mıhına vurarak her iki taraftan da oy devşirmenin yoluna bakıyor.
Ana Muhalefet Partisi Lideri sayın Özgür Özel, çözümün insan hak ve özgürlüklerinden, demokrasiden ve hukuktan geçtiğini ifade etmekle birlikte DEM’in ulus devleti zayıflatmaya dönük olası taleplerinden çekindiği için yuvarlak laflar etmeyi tercih ediyor. Çünkü hem Türk seçmeni küstürmemenin, hem de Kürt seçmenden daha fazla oy almanın hesaplarını yapıyor.
Herkes farklı hesaplar peşinde koştuğundan ve kendi ikbalinin derdine düştüğünden, sorunun çözümüne dair fikir birliği oluşmuyor. Oysa ki, bu sorunun çözümünün anahtarı bellidir. Ulus devletin varlığına ve kimliğine zarar vermeden, Türkiye’yi insan hak ve özgürlükleri temelinde tepeden tırnağa demokratikleştirmek ve evrensel norm ve standartlara sahip gerçek bir hukuk devletine dönüştürmek. Bunun için yeni bir anayasaya değil, köklü bir zihniyet değişimine ihtiyaç var!