İTHALATA DAYALI POLİTİKA MI OLUR?

Bu Ülke’de çiftçiler zorda. Köylüler zorda.

Hayvancılar zorda.

Kısacası, tarımsal ve hayvansal üretim yapan bütün kesimler zorda.

Öyle ki, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ve onun gibi duyarlı ve çalışkan birkaç milletvekilimiz olmasa, bu kesimlerin dert ve sıkıntılarından hiçbirimizin haberi olmayacak.

Çünkü Ülke olarak, tarımsal ve hayvansal üretimi teşvik etmeye dönük akılcı ve gerçekçi hiçbir politikamız yok.

Planlı ve havza-ürün bazlı tarım ve hayvancılık politikamız zaten yok.

Böyle bir politika izleyip de üretimi artırmak varken, yıllardır ithalata dayalı bir politikada inat ve ısrar ediyoruz ve kendi insanımızın hakkı olan parayı ele, aleme yediriyoruz.

Bunu yaparken de bir avuç tüccarı olabildiğince zengin ediyoruz.

Oysa ki, Ülkemizin planlı ve havza-ürün bazlı tarım ve hayvancılık politikasına ihtiyacı var!

Hem de şiddetle ihtiyacı var! Bu Ülke’nin, eski Bakan Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp’ten bu yana tarım ve hayvancılık politikası yok. Saldım çayıra Mevla’m kayıra anlayışıyla tarım ve hayvancılık ayağa kalkmaz.

Nitekim, kalkmadığı da gün gibi ortada.

Bu durumda yapılması gereken şey belli. Üreticilerin de içinde yer aldığı kapsamlı bir çalıştay düzenleyip, akılcı ve gerçekçi bir tarım ve hayvancılık politikası oluşturmak ve oluşturulan bu politikaya da sıkı sıkıya bağlı kalmak.

Ayrıca, milli gelirin en az yüzde beşini de tarımsal ve hayvansal üretimi desteklemede kullanmak. Daha açık bir ifadeyle, tarımı ve hayvancılığı sürdürülebilir kılmak.

Bugünkü ithalata dayalı politikada inat ve ısrar edersek, tarımda ve hayvancılıkta daha çok dışa bağımlı hale geliriz. Unutmayalım!

Bu Ülke’nin tarımsal ve hayvansal ürün ithal ediyor olması akla ziyandır.

Sadece akla ziyan değil, bu Topraklara da züldür.

Çünkü üzerinde yaşadığımız coğrafya, dünyanın en verimli topraklarına sahiptir.

              ÖZLÜ SÖZLERİM

– “Gaflet, dalalet ve atalet içinde olan toplumlar, hem güvenli değildirler hem de güvende değildirler.”

Gaflet : Bir şeyin ayırdında olmama hali, aymazlık
Dalalet : Doğru yoldan sapmak, sapkınlık
Atalet: Tembellik

– “Taassubun pençesine düşüp de iflah olmuş hiçbir millet yoktur.”

Taassup : Bir fikre, bir inanca körü körüne (düşünmeden, sormadan, sorgulamadan) bağlanmak ve o fikrin ya da inancın taraftarlığını yapmak.
İflah olmak : Onmak

– “Değer üretmeyen toplumlar değersizleşirler.”

– “Çok çocuk cahilliğin ve fakirliğin eseridir.”