Bu Ülke’nin düzelmesi ve düze çıkması için temel eğitim sisteminin silbaştan değiştirilmesi şart!
Çünkü bugünkü ezberci, dayatmacı, yarıştırmacı ve tokuşturmacı eğitim sistemiyle bu Ülke düzelmez.
Düzelmesi için çocukların hayallerinin olması lazım. Mevcut eğitim sistemi çocuklara hayal kurdurmaktan oldukça uzak. Oysa ki, bir ülkenin geleceği o ülke çocuklarının hayallerinde saklıdır.
Bir eğitim sisteminin soru sorma ve hayal kurma becerisi kazandırması ve merak uyandırıp ümit ve heyecan yaratması lazım. Ayrıca, çağın gereklerine ve toplumun ihtiyaçlarına da uygun olması lazım.
En önemlisi de laik ve bilimsel olması lazım.
Bizim eğitim sistemimiz çağın gereklerine ve toplumun ihtiyaçlarına uygun olmadığı gibi, laik de değildir.
İyi bir eğitim için 4+4+4 denilen bugünkü ucube sistemden vazgeçmemiz ve temel eğitimi ilköğretim ve ortaöğretim şeklinde yeniden yapılandırmamız lazım.
Bu yeni yapılanmanın ilk altı yılı ilköğretim, ikinci altı yılı ise ortaöğretim olmalıdır. İlköğretimin ilk bir yılı da ana sınıfı eğitimini kapsamalıdır.
Eğitimin iki ana amacı vardır! Bu amaçlardan biri insana bilgi ve beceri kazandırmaktır.
Diğer amacı da insanı hayata hazırlamak ve toplumda uyum içinde yaşamasını sağlamaktır.
O yüzdendir ki, on iki yıllık temel eğitim süresince alışkanlık kazandırma dersi ile sağlık, çevre ve trafik dersleri zorunlu dersler arasında yer almalıdır.
Beş yaşını dolduran her çocuğun ana sınıfına gitmesi de zorunlu hale getirilmelidir. Ana sınıfında, kişisel gelişimin yanı sıra okula alıştırma ve uyum eğitimi esas olmalıdır.
Altı yıllık ilköğretimin son yılı da yetenek ölçme ve alan seçme sınıfı olmalıdır.
Bu sınıfta çocukların yetenekleri ve ana ilgi alanları belirlenip, buna uygun ortaöğretim kurumlarına gitmeleri sağlanmalıdır.
Ortaöğretim kurumları da fen liseleri, anadolu liseleri ve meslek liselerinden oluşmalıdır.
Hangi amaca hizmet ettiği belli olmayan bugünkü düz lise uygulamasına da son verilmelidir.
Ortaöğretim dördüncü sınıftan itibaren felsefe dersleri de zorunlu olmalıdır. Çünkü eğitimde esas olan aklın eğitilmesidir. Eğitimde esas olan, düşünen, düşündüren, soran, sorgulayan ve gerektiğinde itiraz edebilen ve hesap vermeyi görev bilen bireylerin yetiştirilmesidir. Bu da ancak, en büyük zihinsel etkinlik olan felsefeyle mümkündür.
Kuşkusuz ki, eğitimin niteliği kadar tabana yayılması da önemlidir.
Bunu sağlamak için de köy okullarının yeniden açılması gerekir.
Tamamı olmasa bile, merkezi yerlerdeki köy okullarının açılarak, köylerin canlandırılması ve üretim çarkının içine sokulması lazım.
Çünkü köyün havasını solumayan çocuklar köyde yaşamak istemiyorlar.
Bu da, tıpkı bugün olduğu gibi, köylerimizin yaşlılar ve emekliler yurduna dönüşmesine ve en verimli topraklarımızla meralarımızın atıl durumda kalmasına yol açıyor.
Unutmayalım!
Üretimin niceliğini ve niteliğini belirleyen en temel unsur eğitimdir.
İyi bir eğitim olmadan kalkınma da refah da olmaz. Kalkınmamış ve refaha kavuşmamış ülkeler de medeni ülkeler arasında yer alamaz.
DÜNYANIN EN ÜNLÜ BEŞ YASASI!
1-MURPHY YASASI:
Bir şeyin olmasından ne kadar korkarsanız, o şeyin olma ihtimali o kadar artar.
2-KİDLİN YASASI:
Bir problemi açık ve net bir biçimde yazarsanız, o problemi çözmüş olursunuz.
3-GİLBERT YASASI:
Bir işi ya da görevi üstlendiğinizde, istediğiniz sonuca ulaşmak için en iyi ve en doğru yolu bulmak tamamen kendi sorumluluğunuzdadır.
4-WİLSON YASASI:
Bilgiye ve zekaya değer verirseniz, para gelmeye devam edecektir.
5-FALKLAND YASASI:
Bir şey hakkında karar vermek zorunda değilseniz, o şey hakkında karar vermeyin!
ÖZLÜ SÖZLERİM
– “Savaşların en kutsalı, zalimlere ve hainlere karşı verilen savaştır.”
– “Bir insanı umutsuzluğa düşüren şey, güzellikleri görebilme ve zorlukları aşabilme yeteneğinden yoksun olmasıdır.”

