GERÇEK GAZETECİ TETİKÇİLİK YAPMAZ!

Zor bir iştir gazetecilik! Ve hatta mihnetli bir iştir. Özellikle de araştırmacı gazetecilik… Çünkü gerçek(araştırmacı) gazeteci, basın ahlak ve ilkelerini de gözeterek, gerçeğin peşinde koşan namuslu insandır ve halkın da gönüllü avukatıdır.

Gönüllü savunucusudur yani. Haksızlık, yolsuzluk, usülsüzlük ve adaletsizlik gibi, halkın iyiliğine, esenliğine olmayan ne varsa, hepsini arar, bulur, ortaya çıkarır.

Bu yüzden de araştırmacı gazetecinin düşmanı çoktur. En baş düşmanları da, halkın aşına, ekmeğine göz koyanlar ile ipliğini pazara çıkardığı siyasal iktidarlardır.

Onun içindir ki, haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği alışkanlık haline getirenler, ellerindeki gücü de kullanarak ve her türlü yola, yönteme de başvurarak, gerçek gazetecileri susturmak ve mümkünse kalemlerini kırmak isterler.

Bunu başaramadıkları takdirde de iftara atmak, kara çalmak ve kumpas kurmak suretiyle mahkeme kapılarında süründürürler ve bu insanlara hayatı adetâ dar ederler.

Gazeteci postuna bürünmüş yağdanlıkların ve tetikçilerin ise dokunulmazlıkları vardır! Bunlar, güçten ve güçlüden yana oldukları ve buralardan beslendikleri için dokunanları olmaz.

Arsızlıkta, yüzsüzlükte ve utanmazlıkta da hiç kimse bunlara galebe çalamaz.

Böyle olduğu için de her türlü ahlaksızlığı ve kötülüğü korkusuzca yaparlar.

Kimileri sureti haktan görünüp ustalıkla yapar, kimileri de alenen ve sırıtarak…

Basınımızın ve medyamızın bu gibilerden arınıp, hakkın ve gerçeğin sesi olması umut ve dileğimle esen kalın!