Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“EN KIYMETLİ ELEŞTİRİ ÖZELEŞTİRİDİR.”

Ülkemiz siyasetçileri özeleştiri yapmayı
Ülkemiz siyasetçileri özeleştiri yapmayı pek sevmezler. Yönetme mevki ve sorumluluğunda olanlar ise hiç sevmezler. Başkaları tarafından eleştirilmeyi zaten sevmezler. Bunu bir kınama ya da yergi olarak görüp, hemen karşı eleştiriye girişirler.
Hatta, daha da ileriye gidip, eleştiri yapanın geçmişini deşerler ve karşı saldırıya geçerek kara çalmalarda ve suçlamalarda bulunurlar. Böyle davranmakla kendi kusurlarından ve hatalarından kurtulacaklarını sanırlar. Oysa ki, en kıymetli eleştiri özeleştiridir. Ayrıca, eleştiri, kıymetini bilenler için de eşsiz bir hazinedir. Özellikle de yapıcı eleştiriler…
Her insan kusur işler. Her insan hata yapar.
Haliyle siyasetçi de kusur işler, siyasetçi de hata yapar. Yönetme mevki ve sorumluluğunda olanlar da yapar, olmayanlar da yapar. Kusur ve hata insana özgü şeylerdir çünkü. O yüzden de gayet anlaşılabilir ve anlatılabilir şeylerdir.
Fakat asıl olan kendini fark etmek ve düzeltmektir.
Daha açık ifadeyle kusurlarından ve hatalarından arınmaktır. Bunda utanılacak, ayıplanacak ya da kınanacak bir şey yok. Hem sonra, kusurdan ya da hatadan arınma niye ayıplansın ya da kınansın ki?!
Tam aksine, takdir edilmeyi gerektirecek şeylerdir bunlar.
Lakin siyasetçiler için (özellikle de yönetme mevki ve sorumluluğunda olanlar için) kusurları ve hataları asgariye indirecek de bir enstrüman vardır.
Bu enstrüman da kurumlar ve kurumsallıktır. Bir ülkede kurumlar ve kurumsallık ne kadar güçlü ve sağlıklı olursa, yönetme mevki ve sorumluluğunda olanlar o kadar az kusur işlerler ya da hata yaparlar.
Bunun için köklü bir zihniyet değişimine ihtiyaç var. Ülkemiz insanının iyiliği ve esenliği için, siyasetçilerimizin zihniyet değişimine gitmeleri şart.
Unutmayalım!
Bir insan için, insani vasıflar bakımından erişilebileceği en yüksek mertebe erdemli bir insan olabilmektir. Sürekli olarak toplumun gözünün önünde olan siyasetçilerin erdemli insanlar olmaları lazım.
Çünkü erdemli insanlar ikaz edilmeyi ve düzeltilmeyi gerektirecek söz ve davranışlarda bulunmazlar. Türk Siyaseti bu anlamda maalesef (!) acınacak durumdadır.
AHLAK MESELESİ
Yaşlı bir karı koca, şehrin merkezine yakın bir köyde otururlarmış ve geçimlerini de sahip oldukları tek inekten sağlarlarmış.
İneği sırayla otlatırlar ve elde ettikleri sütü, yoğurdu, yağı, peyniri, çökeleği şehirdeki en yakın bakkala satarlarmış.
Satış yaptıkları bakkaldan da ihtiyaçları olan yiyecekleri alırlarmış.
Adam, günlerden bir gün satmak için bakkala bir kilogram yağ götürmüş. Bakkal yağın eksik olduğundan şüphelenip tartmış ve iki yüz gram eksik olduğunu görerek adama çıkışmış ve şöyle demiş!
-Bir ayağı çukurda olan yaşlı başlı bir adamsın! Utanmıyor musun yağı eksik tartmaya?
Adam, kendinden gayet emin bir şekilde cevap vermiş.
-Benim evimde terazim var ama dirhemim yok! Ben o yağı, Senden iki yıl önce aldığım bir kilogram toz şekeri dirhem yerine kullanarak tarttım.