Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2025’İN PAROLASI, “HAK VERİLMEZ ALINIR” MÜCADELESİDİR

 Çünkü ülkemizi yönetenler, 2024
 Çünkü ülkemizi yönetenler, 2024 yılını ticaret ortakları ile “emek en yüce değerdir” söylemini kâr en yüce değerdir ve kazanmak için her yol mubahtır şeklinde uyguladılar.  Emperyalizmin Dünya, insanlık ve ülkemize 2024 yılında yaşatılan vurgun, talan, yalan ve insanlığı çürüten olayları anlamadan 2025 yılına ilişkin bir ön görüde bulunulamaz. Fakat 2025 yılına başlarken kâr sisteminin basın yayın kurumları ülkemizde “her şey tıkırında” reklamlarına hız verdiler.
 Halbuki her günün haberleri trafik, iş kazaları, maganda cinayetleriyle dolu. Buna rağmen uyutma, uyuşturma yayınlarıyla bizi milli tarihimiz ve toplumsal değerlerimize karşı yabancılaştırmaya çalışıyorlar. Bu beyin iğfali ve zihinlerin çürütülmesine kim dur diyecektir?
Türkiye Cumhuriyeti denen bir devletimiz var. Bizim kuşağın öğrendiği devlet babadır, toprak yani vatan anadır, millet ailedir. “özgürlük” bu üçlemenin değerleriyle şekillenir. Devlet kurallar manzumesidir. Devlet onu yönetenlerin eliyle vatandaşına güvenlik, adalet, sağlık, eğitim, (geçim) iş ve barınma imkanlarını sağlayabiliyorsa “iyi bir baba” yani Anayasamızda yazıldığı gibi demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olabilir. Bunun gereğini yapıp yapmamış olmak sorumluluğu 22 yıllık AKP iktidarının boynundadır. Bunlar milyonlarca asgari ücretli işçi, emekli, memur, küçük esnaf ve üretici köylüyü 2025 yılı başında enflasyon canavarına çiğnettiler.
Türkiye insanı 2024’den daha zor 2025 yılına girmekle beraber işçi, emekli, memur yanı sıra sağlık çalışanları da kitlesel ve etkin eylemlerle mücadele alanına çıktılar. Bu hak arama çığlığına sözleşmeli öğretmenler, küçük esnaf ve üretici köylü sempatiyle bakıyor. Zira sadece yakınmak, seyir etmek, biat etmek sömürüyü daha da katmerleştirir. Çünkü haklar her zaman ancak mücadeleyle alınabiliyor. AKP İktidarı, emekçilere sabredin, bekleyin, sessiz olun inşallah, maşallah diyerek zaman ve emek çalıyor. Dilenci durumuna getirdiği milyonlarca aileye bizim paramızla yaptığı sosyal yardımlarla övünüyor. Ama milletin sırtından büyük servetler sahibi yapılan bir avuç tefeci, faizci, vurguncu zebani çetelerine dokunamıyorlar.
İktidar enflasyon belasıyla savaştığını söylüyor. Hâlbuki enflasyon belasını milletin başına saran hükümetin kendisidir. Ülkeyi yönetenler, aldıkları devasa maaşlara % 40 ve üzeri zam yaptılar. Öte yanda devletin ürettiği mal ve hizmetlere % 40 ila % 60 arasında zam yaptılar. Emekliye gelince % 15 kamu çalışanı ve asgari ücretliye % 30 gibi komik ekleme yaptılar. Böylece zengini daha zengin fakiri daha yoksul ettiler.
AKP İktidarı Mehmet Şimşek’in Türkiye ekonomisini emperyalizme ipotek ettirdiği politikalara rağmen millete sabredin demektedir. Oysa 2024’den devir alınan ekonomik tablo 2025 yılında daha çok yoksul, daha çok işsiz, daha çok olay ve suçlu üretecektir. O halde sömürücülere, vatan millet düşmanları ve terör örgütlerine de cesaret ile malzeme verecektir. Hükümetin milletimizi yoksullaştıran politikaları devletin “zalim baba” gösterilmesine sebep olmaktadır. Bu olgular, emekçilerin önüne koyacağı ihtiyaç ve mecburiyetler nedeniyle 2025 yılını “hak verilmez alınır mücadelesine sarılmak zorunda bırakacağı” muhakkaktır. Zaten bu nedenle taleplerini iş yeri önlerinde, caddelerde, alanlarda haykırmaktadırlar.
Ülkemizi yönetenler şimdi de barış, demokrasi, insan hakları güzellemeleriyle Türk milletine PKK terör örgütü başı APO’yu yeni (açılım sürecinin) anahtarı diye yutturmaya çalışıyor. Devlet Bahçeli, APOnun meclise getirilmesiyle sanki Türk ekonomisi ABD’nin ipoteğinden kurtulup enflasyonun biteceğini hayal ediyor.
Fakat Atatürk’ten feyiz alan emekçiler 2025 yılında ancak POLONEZ işçileri gibi mücadele ederek başarı elde edecekleri muhakkaktır. ZATEN BAŞARININ TEMEL KURALI, HAK VERİLMEZ MÜCADELEYLE ALINIR.