Emekliler, hiçbir iktidar döneminde, bu kadar sefil ve perişan duruma düşürülmediler.
Bu iktidar, emekliyi hem sefil ve perişan etti, hem de dalga geçercesine, 2024 Yılı’nı ‘Emekliler Yılı’ ilan etti.
Bunu da, her fırsatta ve her zeminde dile getirmek suretiyle övünüp durdu. Emekli sürünürken ve dövünürken, iktidar övündü yani.
Emekliyi sefil ve perişan etmenin neresinde, nasıl bir övünç kaynağı varsa?! Emekliler, iktidarın lütfu sayesinde yaşadıkları bu altın yılı hiç unutmayacaklardır herhalde?!
İktidar lütfedip de yeni bir altın yıl daha yaşatmazsa tabi?!
Fakat görünen o ki, bu İktidar emekliye yeni bir altın yıl daha yaşatacak ve emekli 2024’ü adeta mumla arayacak!
İktidar da bunu, tıpkı daha önce yaptığı gibi, meydanlarda ballandıra ballandıra anlatacak.
Lakin her şeyin bir bedeli olduğu gibi, bunun da bir bedeli olacak ve iktidar bu bedeli mutlaka ödeyecek. Seçim arifesinde ağıza çalınacak olası bir avuç bal da bu yaşananları unutturmaya yetmeyecek. Göreceksiniz, bütün bunlar olacak ve bu İktidar, emekliye çektirdiklerinin bedelini ağır ödeyecek. Çünkü er ya da geç, seçim sandığı emeklinin önüne gelecek.
O gün geldiğinde, er mi yamanmış, bey mi yamanmış herkes görecek?!
Çünkü emekli sefil, emekli perişan.
Emeklinin gönlü yaralı ve yıkık.
Hafız (Sadi Şirazi) der ki!
“Gönül yarasından sakınmak gerek!
Ki yoktur cihanda onun merhemi
Yapmak dahi varken gönül yıkma ki!
Yıkık gönlün ahı yakar alemi!”
Hafız (Sadi Şirazi) der ki!
“Gönül yarasından sakınmak gerek!
Ki yoktur cihanda onun merhemi
Yapmak dahi varken gönül yıkma ki!
Yıkık gönlün ahı yakar alemi!”
ÖZLÜ SÖZLERİM:
– “Bir ülke yönetiminin siyasi mizahçılara bakışı, o ülkenin demokratik seviyesini ortaya koyar.”
– “Özgürlüğün en büyük düşmanı, iktidar gücünü elinde bulunduran otoriter zihniyettir.”
– “İktidar hastalığı öyle bir hastalıktır ki, bu hastalığa yakalananların iktidar uğruna yapamayacakları kötülük yoktur.”