Her insanın ikinci bir hayatı olsaydı ne olurdu?
Deneyimlediği bir hayatı…
Hayata gelirken hangi koşullarda ve ailede geleceğimiz, bize soruluyor mu?
Yeni türeyen dinlere göre cevabı, evet…
Dünyaya gelirken ruhlarımız, her türlü seçimi yapıyorlarmış…
Anne babamızdan eşimize, çocuğumuza ve doğuştan getirdiğimiz hastalığa kadar…
Madem ruhumuz böyle bir şeyi kabullenerek geliyorsa mücadelesinde niçin acı çekiyor ve yıpranıyor?
Bunun cevabı olarak da bu alandaki eksikliğini yaşayarak tekâmülünü tamamlıyor, oluyor…
Bu konular bir kenarda dursun…
Demek istediğim, bizlere ikinci bir yaşam hakkı tanınsaydı ne olurdu?
Ruhumuz ister anlaşma yapmış olsun, ister yapmasın…
Yaşantımızın her satırını hatırladığımız bir rüyadan uyanır gibi olsaydık ve çocukluk çağına dönseydik ne olurdu?
Bunu hak etmiyor muyuz?
Deneyimsiz, tecrübesiz, korunaksız bir yaşamın içinde çırpınıp dururken kayıplarımız olmuyor mu?
Keşkelerimiz, ahlarımız, yanlışlarımız, istemediğimiz fakat mecbur bırakıldığımız yaşamlarımız…
Doğarken seçim hakkımız yokken, en azından yaşarken bazı şeylerin bilicinde olarak seçimlerimiz olsaydı kötü mü olurdu?
İkinci bir yaşam hakkının verilmesi kişiyi yaşarken daha özgür ve de mutlu kılmaz mıydı?
Kişi aynı ailede de doğsa, kimlerin kaybını yaşayacağını bilerek, o kişiyle daha güzel ve tatminkar bir bağ kurmaz mıydı?
Ailesinden birilerini erken yaşlarda kaybetmiş olan kişi, o kişiyle oturup bu durumları konuşmaz mı?
Lütfen sağlığınızı ihmal edip bizleri bir ömür boyu etkisine alacak mateme sokmayın..!
Denilse, güzel olmaz mıydı?
Veya erken tanı ve teşhisle yakalanan hastalıklar için bir fırsat kapısı olmaz mıydı?
Henüz çiçeği burnunda kişilerin, erken yaşta yitip gitmelerinin önüne geçilemez miydi?
Belki o kişilerin, vadeleri dolmuşsa hastalıktan farklı yollarla da gideceklerini bilsek de…
Yine de denenebilir…
Kişi evleneceği kişiyi, evlenip, evlenmeyeceğini seçemez miydi?
Önceki yaşamlarında evlendiklerini bilip de mutsuz olan eşler, birbirlerini gördüklerinde dörtnala kaçmazlar mıydı?
Hangi ülkede yaşayacağını, hangi işten zevk alacaklarını seçmezler miydi?
Her şeyi bilmeden yaşamak, insanda şok etkisi yaratmaz mı?
Şoklanmaktansa, bir nebze gelecekteki hayatını bilerek adım atmak, ona göre mücadelesini vermek veya kabullenmek, beden ve ruhlarımız için daha az ızdırap verici değil midir?
“Bir ömür daha lazım, vefatımızdan sonra. Çünkü bu ömrümüzü sadece umutlanmakla geçirdik.” diyen Sa’di Şirazi…
“Bir ömür daha lazım, bu ömrü tecrübelerle geçirdik.” diyenler olduğu gibi…
Bana soracak olursanız, ne bu hayatta olmak isterdim ne de yeni bir hayatta..!