HALKIN GÜVENMEDİĞİ ÜÇ KURUM! SİYASET, DİYANET, ADALET

Bu Ülke’de sorunları çözmesi gereken yegane kurum siyaset kurumudur.

Gelin görün ki, Ülkemizin en güvenilmeyen kurumlarının başında siyaset kurumu geliyor.

Yapılan kamuoyu araştırmalarından anlıyoruz ki, Ülkemizde siyasi partilere karşı büyük bir güvensizlik var. İkinci güvenilmeyen kurum ise başkanlığını Ali Erbaş’ın yaptığı Diyanet’tir.

Üçüncüsü de Diyanet’e at başı geçilen ve Millete illallah dedirten Adalet.

Hepimizin bildiği gibi, demokrasinin vazgeçilmezi olan siyasi partileri vatandaşın ödediği vergilerle Devletimiz finanse ediyor.

Bu gerçeğe rağmen, siyasetçiler vatandaştan ziyade kendilerini ve çevrelerini gözetiyorlar. Bu yüzden de siyaset kurumu sürekli itibar kaybediyor. Siyasette birbirlerinin asla yüzüne bakmayanlar, sıra kendileriyle ilgili konulara geldiğinde, hep birlikte parmak kaldırmakta bir sakınca görmüyorlar.

Sıra vatandaşa hizmete geldiğinde ise çene çalmaktan ve zamana oynamaktan başka bir şey yapmıyorlar.

Bütün hesaplarını da şahsi ikballeri üzerine kuruyorlar ve vatandaşı hep ikinci plana atıyorlar. Maalesef(!) bir kısım basınımız ve medyamız da bu muhteremlerin değirmenine su taşıyorlar.

Böyle yaptıkları için de, siyaset kurumuyla birlikte onlar da itibar kaybediyorlar.

Kuşkusuz ki, siyaset kurumunun içinde, tıpkı basında ve medyada olduğu gibi, vatandaşın iyiliği ve esenliği için canla başla çalışanlar da var.

Fakat bunların sayıları az olduğu için vatandaşın lehine olan çaba ve gayretleri siyasetin itibarını kurtarmaya yetmiyor.

Yetmediği için de küskünler ve kararsızlar partisi liderliği hiçbir zaman elden bırakmıyor.

Diyanet’e gelince, bütçesi birçok bakanlığın (altı bakanlığın) bütçesinden daha büyük olan bu kurum, başındaki kerameti kendinden menkul zat yüzünden sürekli irtifa kaybediyor. O nedenle de güvenilmeyenler sıralamasında ikinciliği kimseye kaptırmıyor.

Adaleti ise anlatmaya bile gerek yok.

Çünkü bu Ülke Halkı’nın ezici çoğunluğu adalete inanmıyor ve güvenmiyor.

En güvenilen kurumların başında ise, yakasını bir türlü rahat bırakmadığımız Silahlı Kuvvetlerimiz geliyor.

İyi ki de geliyor ve Milletimiz askerlerimiz sayesinde yatağında rahat uyuyor.

İrtifa kaybeden kurumlarımızın tez zamanda yükselişe geçmelerini umut ve temenni ediyor, Milletimize geçim kolaylığı ve esenlik diliyorum!

YAPMANIZ GEREKENLERİ ERTELEMEYİN!

Profesör amfide öğrencilerine sorar!

-Gün sonunda öleceğinizi bilseydiniz, ne yapmak isterdiniz?

Öğrencilerden biri “Babamla kavgalıyım! Onunla barışmak isterdim” der!

Bir başka öğrenci “Çok sevdiğim bir kız arkadaşım var! Onu sevdiğimi kendisine bir türlü söyleyemedim. Bunu söylemek isterdim” der!

Bir başkası “Geçen yıl bir arkadaşıma yanlış yaptım ve bundan dolayı kendisinden özür dileyemedim. Onu bulup özür dilemek isterdim” der!

Sırası gelen her öğrencinin pişmanlıklarını dinleyen profesör, en sonunda şöyle der!

-Peki, bunları yapmak için ölümü niye bekliyorsunuz?

GANDHİ DER Kİ!

-Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür.

Mahatma Gandhi (1869 – 1948)

Hindistan Bağımsızlık Hareketi’nin siyasi ve ruhani lideri.