Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İKİ KARDEŞ AĞAÇ!  ZEYTİN VE İNCİR

Zeytin ve incir ağacı diğer ağaçlardan farklıdır. Çünkü solunum sistemleri
Zeytin ve incir ağacı diğer ağaçlardan farklıdır.
Çünkü solunum sistemleri (gece ayrı, gündüz ayrı olmak üzere) diğer ağaçlara göre ters çalışır.
Diğer ağaçlar gündüz oksijen salarken, zeytin ve incir ağacı doğadaki karbondioksiti solur. Daha doğrusu, doğadaki karbondioksiti kendisinde toplar. Gece ise bunun tam tersi olur.
Diğer ağaçlar karbondioksit solurken, zeytin ve incir ağacı doğaya oksijen salar. Fakat her iki ağaç da aynı iklim koşullarında (Akdeniz İkliminde) yetişir ve aynı zaman dilimi içinde meyve verir.
İkisinin birbirinden tek farkı, incirin her yıl yaprağını dökmesi, zeytinin ise yaprağını hiç dökmemesidir.
Bu iki ağacı kardeş kılan şey ise şudur!
Zeytin ağacının meyvesinin yetişmesi sürecinde, bu meyveyi vuran zeytin sineği ballanan incirin balına dayanamayıp, bu meyveye üşüşür ve incirin balından zehirlenip ölür.
Böylece zeytinin meyvesi zeytin sineğinden korunmuş olur.
Çünkü zeytin sineği zeytini vurduğunda, zeytin vıcık vıcık kurtlanır ve ekonomik değerini tamamen yitirir.
Bu yüzden de zeytin bahçelerinin etrafına incir ağaçlarının dikilmesi tercih edilir. Böyle bir dikim yöntemi zeytin üreticisini ilaçlama masrafından büyük ölçüde kurtarır.
Zeytin ve incir ağacının yaygın olarak dikilmesi, ekonomik değerinin yanı sıra temiz bir hava bakımından da önemlidir. O yüzdendir ki, zeytin ve incir ağaçlarını bir arada yetiştirmemiz ve her iki ağaç türünü de özenle korumamız lazım. Özenle korumanın da ötesinde, zeytin ve incir bahçelerini daha da yaygınlaştırmamız lazım.
Gelin görün ki, Devlet’in yanlış politikası yüzünden zeytin bahçeleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Çünkü kilogramı otuz beş Liraya mal olan zeytin, an itibariyle 20 Liraya zor alıcı buluyor ve bu fiyat işçi maliyetini ancak karşılıyor. Devletin zeytin üreticisini ciddi anlamda destekleyip, üreticinin mağduriyetini gidermesi lazım.
Aksi halde, zeytin bahçelerinin bakımsızlıktan yok olup gitmesi kaçınılmazdır.
Bu da demektir ki, bir müddet sonra doğadaki en sağlıklı bitkisel yağa erişmekten mahrum kalacağız.
Umarım ve dilerim, akıl ve bilim öne düşer de bu sıkıntılı süreci sorunsuz bir biçimde atlatırız.
BİR LİRAYA NE OLDU?
Üç arkadaş paralarını birleştirip bir radyo almaya karar verirler.
Her biri onar Lira verip radyoyu satın alırlar. Tezgahtar kız, yardımcısının uyarısı üzerine radyonun indirimde olduğunu ve yirmi beş Liraya düştüğünü hatırlayıp, yardımcısına beş Lira verir ve “Koş bu parayı radyoyu alanlara iade et!” der.
O da beş Lirayı üç kişiye eşit şekilde paylaştıramayacağını düşünüp, iki Lirayı cebine atar ve üç Lirayı da arkalarından yetiştiği üç arkadaşa eşit olarak dağıtır. Bu iade sonucu üç arkadaş radyoyu yirmi yedi Liraya almış olurlar.
Daha açık bir ifadeyle, her arkadaş dokuzar Lira vermiş, tezgahtar yardımcısı da iki Lira almış olur.
(3 × 9 = 27)  (27 + 2 = 29)
Soru şu!
Geri kalan bir Liraya ne oldu?

KUT YARATANLAR

“Mutlu günler put yaratanların değil, kut yaratanların eseridir.”