Bugün “hadi canım” dedirten bir haber okudum…
“Hidra” adı verilen(güzel bir isimmiş) bir tür deniz şakayıkları familyasından olan bir canlı türü…
Özelliği ise ölümsüz olmasında yatmakta.
Bu canlı yaşlanmaya başladığı anda türünün devamı için eşeysiz üreme yaparak yani kendi kendini klonlayarak sonsuza değin yaşamını devam ettirebilmekteymiş..!
Ne enteresan değil mi?
Bu özelliğinden dolayı, bilim insanları tarafından en çok incelenen canlı gruplarından biri olmuştur sanırım…
Ölümsüzlük sevdasında olan üst akılları düşünecek olursak..!
Dünyamızın çarkını çevirenleri..!
Hâlâ bir şey bulunamadığına göre korkulacak bir durum yok sanırım..!
Asıl korkulması gereken durum, haberin kendisi..!
Bu canlıyı laboratuvara alıp aşırı besleme yaptıklarında, hidranın yapısının bozulup tümör ürettiğini saptıyorlar..!
Bu kanserli hidraların, tümörlerini kalıtımsal yolla, yeni hidralara aktardığı tespiti yapılıyor…
Böylece ekosistemin bozulması nedeniyle, bulaşıcı kanser türü yayılabiliyorsa, bunun insan türü için de risk teşkil edeceği hipotezini sunuyorlar…
Yani, ekosistemin bozulmasının insan türü için bulaşıcı kanser
riski ile karşı karşıya kalma hipotezi…
Kanser ve kalp krizlerinin başabaş gittiğini zaten hepimiz bilmekteyiz…
Hatta bu kulvarda kanserin kalp krizini geçtiğini de söyleyebiliriz…
Bir de üstüne ekosistem bozukluğunu ekledik mi..!
Zaten evrensel boyutta ekosistemin bozulmadığını iddia edeniniz var mıdır..?
Çok küçük yaşlara düşen kanser vakaları nasıl açıklanabilir..?
Öyle hidra gibi aşırı beslenmeyle de değil…
Denetimsiz, gıda terörünün önemsenmemesiyle…
Kaçımız gıda okuması yapabiliyoruz..?
Üzerindeki işaretlerin anlamını?
Yediğimiz meyve sebzelerin pestisit oranlarını..?
Dolaptaki domates ve hıyarın filizlenmesini..?
Koruyucu ve katkı maddelerini..?
…
Tissot ve Ekibi’ne teşekkür ederek, yeni hipotezler araştırmaları dileğiyle…