Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    GENÇ Mİ DEDİNİZ?: İSTEDİĞİN OKULDA MISIN?

    Sekiz yaşından beri tiyatro

    Sekiz yaşından beri tiyatro ile iç içeyim.

    Oyunculuğu seviyorum.

    Sanat ve sahne benim için olmazsa olmazlarımdandı.

    İşte bu sebeplerden dolayı tiyatro eğitimi alacağım bir okula gitmek istiyordum.

    Eğitim sistemimiz sizi istediğiniz yere değil, LGS denilen sınav sisteminin atadığı yere mahkûm etmekte.

    Sınav sonucunda nasıl hareket edeceğimizi şaşırmıştık!

    Ailem benim karar vermemi istiyordu.

    Düz liseye gidip bir yandan tiyatroyu mu götürmeliydim, yoksa direk Güzel Sanatlar Lisesi’ne mi gitmeliydim?

    İnanın çok zorlandım ve düz liseye gitmeye, paralelinde sanata devam etmeye karar verdim.

    Bu kararımın yanlış olduğunu öğrenmem çok da uzun sürmeyecekti..!

    Her geçen gün bu karar beni hem zorladı, hem de çok mutsuz etti.

    Kendimi okuluma ait hissetmiyor, sanata istediğim kadar zaman ayıramıyordum.

    Mutsuzdum.

    Arkadaşlarımı ve okulumu sevsem de mutsuzdum.

    Ait olmak istediğim yerde değildim.

    Sanat için çok okumak, çok çalışmak, araştırmak, ezber yapmak gerekiyor. Önemli bir karar verme aşamasındaydım. Çünkü geçen her sene benim için bir kayıp olabilirdi.

    Okulumu değiştirmek istiyordum. Güzel sanatlara geçmeye karar verdiğimde ailemde beni desteklemişti.

    Yoğun bir çalışma dönemi geçirdim. Yetenek sınavını bugüne kadar görmediğim notlarla geçtim.

    İşte ait olmayı istediğim yerdeydim. Okulumun girişinde beni ‘piyano’ karşıladı. “Seninle çok güzel eserler okuyacağız.” diye geçirdim içimden.

    Benim için yeni bir mekân, yeni öğretmenler, yeni arkadaşlar, her adımı buram buram sanat kokan bir okul.

    Bütün huzursuzluğumun burada olmamaktan kaynaklandığını anladım.

    Ben buraya aittim.

    Okula olan yoğun ilgim, çalışma isteğim ve mutluluğum anne babamı da hem mutlu etmiş, hem de çok şaşırtmıştı. Başarılı olduğum tiradlardan sonra daha fazla tirad oynamak istiyordum.

    Her yere düştüğümde daha da çalışma azmim oluyordu.

    Bu sonuçlar beni çok mutlu ediyordu.

    Çünkü düz lisede istediğim başarıya ulaşamıyordum.

    Okumak…

    Anlamsız amaçsız okumak başarısızlığı da birlikte getiriyor.

    Hangi bölümde olursanız olun yeteneğin yanında;

    Disiplin gerekiyor.

    Çalışmak gerekiyor.

    Okumak gerekiyor.

    Yazmak gerekiyor…

    Bir insanın sevdiği işi yapması hayatının en başarılı olduğu anlarındadır.

    Şu an Haldun Taner’in ‘Keşanlı Ali Destanı’ oyunundan Zilha rolüne hazırlanıyorum. Emekle, yorgunlukla, huzurla, gelecek sanat dolu günlerime güvenle yürüdüğümü hissediyorum…