Nöbetçi Eczaneler
AKP 20 küsur yıldır ülkemizde iktidardadır. Özellikle bunun ilk 15 yılında AKP Hükümetleri Türkiye’ye karşı sosyal, ekonomik ve siyasi birçok günah, yanlış, hatta kötülüklerle dolu icraatlar yapmıştır.
Lakin Milletimiz, çözümleriyle umut olacak CHP dâhil, parti bulamayınca AKP İktidarlarına mecbur ve mahkûm kalmıştır.
Bunun sonucu CHP yönetimleri programatik çözümlemeler yerine, “Yeni CHP” diye diye köklerinden koptular.
Şimdi “değişim” diyenler, “umut olacak mı” sorusu ile gündemdedir.
Atatürk’ün sağlığında, Türk milletine önemli bir tavsiyesi, “Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne sahip çıkılıp yaşatılmasıdır.”
Dikkat!
Atatürk bu tavsiyeyi yalnız CHP’lilere değil, bütün Türk milletine yapmaktadır. M. Kemal’in şüphesiz ki bu sözlerinden kastı, Cumhuriyet ve CHP’nin ismi veya resmi değildir.
Çünkü Atatürk, bu iki kurumu hayatı boyunca Batı emperyalizmine karşı mücadele ederek vücuda getirmiş, amaç ve ilkelerini de “bağımsızlık” diye tanımlamıştır.
Atatürk antiemperyalizm ve bağımsızlık davasını, 1937 yılında Anayasa’ya Cumhuriyetin tarifi olarak yazdırttığı 6 ok programıyla taçlandırmıştır. Atatürkçülüğü nesnel tarih bilinciyle kavrayanlar bilir ki, 6 ok programı Türkiye’de sınanmış, uygulanmış ve ülkemize büyük eserler kazandırmıştır.
Hatta dün ve bugün de bazı yabancı ülkelerin bile ilham kaynağı olmuştur. Bugün de ülkemizin sosyal, siyasal, güvenlik ve yakıcı ekonomik sorunlarının çözüm reçetesi 6 ok programıdır.
Ancak bu okları eğmeden, bükmeden ve “değişim”le inkâr etmeden, Atatürk’ün öğrettiği devrimci bir iradeyle uygulamak şarttır.
Bugün CHP’nin başına ne olduğu belirsiz bir “değişim” sloganıyla getirilen ve ne kadar gizlense de Ekrem İmamoğlu’nun “emanetçisi” olduğu kamuoyuna yansıyan Özgür Özel’in son açıklamaları ve davranışları bu iddiayı doğrular niteliktedir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylem ve eylemleriyle Batıcı, liberal siyasi çizgisi ve Amerika ile Avrupa Birliği hayranlığı somuttu.
Buna NATO demokrasilerin güvencesini de ekliyordu. Zaten ona göre HDP-PYD ile FETÖ mağdur edilmiş sevimli örgütlerdi.
Ayrıca ülkemize Kıbrıs, Ege ve Karadeniz‘den yapılan emperyalist tehditleri duymamıştı.
Peki, Kılıçdaroğlu’nu birçok seçimde başarısız kılan o politikalara şimdi Özgür Özel’in siyasi bir eleştirisi oldu mu?
Kimse duymadı!
Hatta aynı siyasi çizgiyi fazlasıyla sürdüreceğini açıklamalarıyla gösteriyor.
Şimdi CHP’de bu “değişim”: Vitrin ile elbisenin aynı kaldığı ama sadece mankenin değiştiğini göstermektedir.
Zaten basına yansıyan, Ekrem İmamoğlu’nun delegeleri “şaibeli dizaynı” ile CHP Genel Başkanı olan Özgür Özel’de partinin kritik toplantılarını İstanbul’da ve Belediye Başkan adayının da İmamoğlu olduğu açıklamasıyla emanetçi olduğunu adeta ilan etmişti. Öte yanda, CHP’de tek adamlılık yıkılmıştır söylemi İmamoğlu’nun 39 ilçe Belediye Başkanını belirleyeceği haberleriyle, yeni tek adamlı bir CHP’nin habercisi ve Özgür Özel’i emanetçi duruma düşürmektedir.
CHP anlaşılıyor ki, genel seçimler yenilgisinden siyasi, ideolojik, programatik ve örgütsel bir ders çıkarmamış.
Nitekim E. İmamoğlu, İyi Parti ve HADEP’le resimlerdeki o meşhur kucaklaşmasına Özgür Özel’i de ortak etmiştir. Çünkü bunun Belediye seçimlerinde de başarının ancak, İyi Parti ve HEDEP ‘le işbirliği yapmaktan geçtiğini söylemektedirler.
Sanırım bu da, “değişimin” bir gereğidir.
Merak ediyoruz!
Atatürk ve ilkeleriyle hiç ilgisi olmayan, hatta karşı olan partilerle yapılan ortaklıkla seçim kazandınız, peki Belediye veya kurumlarını hangi ve kimin programıyla yöneteceksiniz? Yanınızdakini değiştiremediğiniz zaman siz “değişimin” gereğine nasıl uyacaksınız.
Sonuç olarak:
CHP’de seçimlerden sonra yaşanan durumlar, program, siyaset, yöntem dava yani Atatürk’ün vasiyet ettiği ilkeler yerine, Özgür Özel yönetimi “değişim” ve emanetçiliği tercih etmiştir. O zaman isim ve resimlerde kalacak bir Cumhuriyet ile Cumhuriyet Halk Partisi 6 ok programına sarılmadan 81 ilde Belediye Başkanlığını kazansa bile, Atatürkçülük ise ancak duvarlarda ki resimlerde kalacaktır.
AMA HAYATIN MECBURİYETLERİ, MİLLETİMİZİ 6 OKLA MUTLAKA BULUŞTURACAKTIR…
